K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının Kuruma borçlu olmadığının tespiti ile 2009/11052-10053 nolu ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece,davanın kabulü ile, davacının Kuruma borçlu olmadığının tespitine ve 2009/11052-10053 nolu ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir. 5510 sayılı Yasa'nın 88/16.maddesine göre Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır....
Davanın yasal dayanaklarından olan, 506 sayılı Kanunun “Primlerin ödenmesi” başlığını taşıyan 80. maddesinde, 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren 3917 sayılı Kanunun 1. maddesiyle değişiklik yapılarak Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş, 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 30.09.2003 günü yürürlüğe giren 38. maddesiyle anılan madde yeniden değiştirilerek tahsilde, 6183 sayılı Kanunun 51. maddesi hariç, diğer maddelerinin uygulanacağı belirtilmiş, sonrasında bu maddede 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5198 sayılı Kanunun 11. maddesi ile bir kez daha değişikliğe gidilerek tahsilde, 6183 sayılı Kanunun 51 ve 102. maddeleri hariç, diğer maddelerinin uygulanacağı açıklanmış, böylelikle 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki duruma dönülmüştür....
K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dosya içerisinde, dava tarihi itibarıyla kamu alacağının borçlu limitet şirketlerden tahsili olanağının kalmadığına dair bilgi ve belge bulunmamasına, kamu alacağının borçlu limitet şirketlerden tahsili olanağının kalmaması halinde, 6183 sayılı yasanın 35.maddesi gereğince halinde ortakların payları oranında sorumlu tutulmalarının her zaman mümkün bulunmasına göre, davalı ... Başkanlığı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 28.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; davalı borçlu ...’ün davacı kurumun mükellefi olduğunu ancak dava konusu taşınmazı diğer davalıya devrettiğini, 6183 sayılı Yasa uyarınca davalılar arasında kurum alacağını karşılıksız bırakmak maksadıyla yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan deliller göre, davanın 26.12.2014 tarihinde açıldığı, hak düşürücü süre olan 5 yıl içerisinde açılmadığı gerekçesiyle İİK 284.maddesi kapsamında davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Prim ve gecikme zammı yönünden Sosyal Güvenlik Kurumunun alacak hakkı, Borçlar Kanununun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi iken, 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde 3917 sayılı Kanun ile yapılan ve 8.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren; “Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun hükümleri uygulanır...” hükmü uyarınca Kurum alacakları yönünden 6183 sayılı Kanunun zamanaşımına ilişkin 102 vd. maddeleri geçerli olmuştur. Ne var ki, 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde değişiklik yapan 5198 sayılı Kanun uyarınca, 6183 sayılı Kanunun 102. maddesinin, Kurumun süresinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde uygulanmayacağı hükme bağlamış bulunmaktadır. Bu düzenleme karşısında Kurumun sigorta priminden doğan alacakları 3917 sayılı Kanun değişikliğinden önce olduğu gibi Borçlar Kanununda belirtilen 10 yıllık zamanaşımı süresine bağlı olacaktır....
Prim ve gecikme zammı yönünden Sosyal Güvenlik Kurumunun alacak hakkı, Borçlar Kanununun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi iken, 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde 3917 sayılı Kanun ile yapılan ve 8.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren; “Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun hükümleri uygulanır...” hükmü uyarınca Kurum alacakları yönünden 6183 sayılı Kanunun zamanaşımına ilişkin 102 vd. maddeleri geçerli olmuştur. Ne var ki, 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde değişiklik yapan 5198 sayılı Kanun uyarınca, 6183 sayılı Kanunun 102. maddesinin, Kurumun süresinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde uygulanmayacağı hükme bağlamış bulunmaktadır. Bu düzenleme karşısında Kurumun sigorta priminden doğan alacakları 3917 sayılı Kanun değişikliğinden önce olduğu gibi Borçlar Kanununda belirtilen 10 yıllık zamanaşımı süresine bağlı olacaktır....
Daha sonra, 24/06/2004 tarih ve 5198 sayılı yasa ile aynı maddede yapılan değişiklikle, Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı yasanın 102. maddesinin de uygulanma olanağının bulunmadığı düzenlemesi getirilmiş ve bu düzenleme de 06/07/2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 08/12/1993 tarihinde yürürlüğe giren 3917 sayılı yasanın getirdiği düzenlemenin geçerli olduğu döneme ilişkin prim ve gecikme zammı alacakları yönünden 6183 sayılı yasanın zamanaşımına ilişkin 102. ve ardından gelen maddeleri geçerlidir....
Şti' ne ait prim ve damga vergisi borcu nedeniyle kendisi aleyhine 6183 sayılı Yasa kapsamında 29/12/2016 tarihli ödeme emirlerinin gönderildiğini, sigorta prim ve borçlarından sorumlu olmadığını, Öz Kardeşler İnş. Teks. Tur. San. Ltd. Şti adlı bir işyeri kurmadığını ve ticari faaliyette bulunmadığını, işyerinin müdürü, yetkilisi veya başkaca bir görev üstlenmediğini ve ödeme emrindeki borçların zamanaşımına uğradığını belirterek kurum tarafından kendisine gönderilen 29/12/2016 tarihli ödeme emirlerinin iptaline, takibin durdurulmasına ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut uyuşmazlıkta davacı ile davalı arasında 4077 sayılı yasanın değişik 10/A maddesi kapsamında sözleşme ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasının 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. 4077 sayılı Kanunun 2. ve 3.maddeleri gereği somut olaya 4077 sayılı Kanunun uygulanması gerekmektedir. Aynı yasanın 23.maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esasına girilip hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup doğru görülmemiştir....
haciz süresinin belirtildiği, 6183 sayılı yasanın 79. maddesi gereğince ihtarda bulunulduğu, haciz ihbarnamesinin 14.06.2013 tarihinde tebliğ edildiği, davacı kurum tarafından 6183 sayılı Yasanın 22. maddesi gereğince ......