Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve taraf beyanları, vergi dairesinden gelen yazı cevabında borçlunun yeniden yapılandırma için başvurmuş olması da göz önüne alınarak borçlunun davacı şirketten alacağı olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı tarafından davacıya gönderilen 10/11/2010 tarih 24823, 24824 sayılı haciz bildirgesi ile vergi borçlusunun davacı şirket nezdinde 49.713,32 TL alacağının olmadığı anlaşılmış olmakla bu yöndeki davacının menfi tespit talebinin kabulüne borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı Yasanın 79.maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir....

    Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu 6183 sayılı Kanun'un 10. maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir (m.79/4). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, asıl borçlu yönünden yukarıda açıklanan mevzuat uyarınca ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak açılacak davaların 7 günlük hak düşürücü süre içinde açılması gerekir ise de; 3. şahıslar yönünden dava açmanın aynı süre ile sınırlandırılması aksine bir kuralın gerek 6183 sayılı gerekse 506 sayılı Yasa'da yer almaması nedeniyle doğru değildir....

      Mahkemece; "...Dava nevi itibariyle davalılardan Maliye Hazinesinin diğer davalı Naksan Elektrik Satış A.Ş'den vergi borcundan dolayı alacağından dolayı hakkında 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Kanun çerçevesinde 3.kişilerdeki hak ve alacakların tahsiline ilişkin olarak davacıya göndermiş olduğu ödeme emrinden dolayı davacının açmış olduğu borçlu olmadığının tespiti davasıdır. 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Kanunun 62. maddesi gereğince davalılar Maliye Hazinesine diğer davalı T10 A.Ş'den olan alacaklarının ve 3.kişilerde hak ve alacaklarının haczedilebileceği belirtilmektedir. Aynı kanunun 79. maddesinde ise herhangi bir sebeple itiraz süresinin geçirilmesi halinde 3.şahsın ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde genel mahkemelerde amme alacaklısına borçlu olmadığını ya da malın elinde bulunmadığını öne sürerek borçlu olmadığının tespitine ilişkin dava açabileceği hüküm altına alınmıştır....

      K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının Kuruma borçlu olmadığının tespiti ile 2009/11052-10053 nolu ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece,davanın kabulü ile, davacının Kuruma borçlu olmadığının tespitine ve 2009/11052-10053 nolu ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir. 5510 sayılı Yasa'nın 88/16.maddesine göre Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır....

        Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, Kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptaline, borçlu olmadığının tespitine, tedbiren icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine ve 6183 sayılı yasanın 58. Maddesi uyarınca alacağın %10 fazlasıyla tahsiline, karar verilmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava ödeme emrinin iptali, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davanın yasal dayanağı 6183 sayılı Yasanın 58. Maddesidir; Bu maddede" "Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur." hükmü mevcuttur. Kurum tarafından kendisine ödeme emri gönderilen muhatabın, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde yetkili iş mahkemesinde ödeme emrinin iptali davası açması gerekmektedir. 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesinde düzenlenen 7 günlük hak düşürücü süredir....

          Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kısmen kabulüne, davacının 2007/11884 – 11885 sayılı ödeme emrinin kısmen iptali ile ödeme emrine konu 2004 yılı 7. ve 8. ayları haricinde kalan alacaklardan dolayı davacı ...'un davalı Kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Hükmün, davacı ve davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı ve davalı Kurum avukatının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Eldeki davanın yasal dayanağının 6183 Sayılı Yasanın 35.’inci maddesi olmasına, 06.09.2004 tarihinde noterden pay devri yoluyla, şirketten ayrılan davacının sorumluluğu bakımından, işveren şirkete yapılan takip ve hacizler nedeniyle 6183 sayılı Yasanın 35....

            Davanın yasal dayanaklarından olan, 506 sayılı Kanunun “Primlerin ödenmesi” başlığını taşıyan 80. maddesinde, 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren 3917 sayılı Kanunun 1. maddesiyle değişiklik yapılarak Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş, 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 30.09.2003 günü yürürlüğe giren 38. maddesiyle anılan madde yeniden değiştirilerek tahsilde, 6183 sayılı Kanunun 51. maddesi hariç, diğer maddelerinin uygulanacağı belirtilmiş, sonrasında bu maddede 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5198 sayılı Kanunun 11. maddesi ile bir kez daha değişikliğe gidilerek tahsilde, 6183 sayılı Kanunun 51 ve 102. maddeleri hariç, diğer maddelerinin uygulanacağı açıklanmış, böylelikle 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki duruma dönülmüştür....

            K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dosya içerisinde, dava tarihi itibarıyla kamu alacağının borçlu limitet şirketlerden tahsili olanağının kalmadığına dair bilgi ve belge bulunmamasına, kamu alacağının borçlu limitet şirketlerden tahsili olanağının kalmaması halinde, 6183 sayılı yasanın 35.maddesi gereğince halinde ortakların payları oranında sorumlu tutulmalarının her zaman mümkün bulunmasına göre, davalı ... Başkanlığı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 28.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Mal Müdürlüğünün olmaması gerektiğini, borçlunun limited şirket ortağı olduğunu, limited şirketlerde ortağın şirket borcundan sorumlu olabilmesi için 6183 sayılı yasanın 35. maddesi uyarınca amme alacağının tahsili amacıyla öncelikle borçlu şirket hakkında işlem yapılarak alacağın tamamını ya da kısmen tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması durumunda dava dışı şirket ortağının sorumluluğunun söz konusu olacağını belirterek ... İcra Müdürlüğünün 2010/878 Esas sayılı takip dosyasında düzenlenen 20/05/2014 tarihli sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, 6183 sayılı yasanın 35.maddesi uyarınca şirket ortaklarının sorumluluğu yoluna gidildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu