Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyanın incelenmesinden, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname gereğince kapatılan asıl borçlu … Özel Eğitim İşletmeleri Anonim Şirketi'nin vergi borçları nedeniyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 13. maddesi uyarınca 27/10/2016 tarih ve 28373 sayılı olur ile davacı hakkında -6183 sayılı Kanunun 13/1-3. maddesi uyarınca- ihtiyati haciz uygulanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır Bu durumda, amme alacağının asıl borçlusu olmayan kanuni temsilci adına doğrudan teminat, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk gibi amme alacağının korunmasına ilişkin işlemlerin uygulanmasına yasal olanak bulunmadığından, davacı hakkında tesis edilen ihtiyati haciz işleminin iptali istemiyle açılan davayı yukarıda yazılı gerekçeyle davacının kanuni temsilci olduğu dönemlere tekabül eden kısmı yönünden reddeden Vergi Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk...

    … ve … sayılı teşvik belgeleri 3505 sayılı Kanunun geçici 2'nci maddesi hükmü çerçevesinde incelendiğinde, yükümlü kurumca gerçekleştirilen sermaye artırımı işleminin istisna kapsamında olduğunun anlaşıldığı, bu itibarla istisna kapsamında olan sermaye artırımının vergiye tabi tutulmasında ve bu nedenle ödeme emri düzenlenip tebliğ edilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle ödeme emrini iptal eden ......

      TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü: … Limited Şirketi'ne ait vergi borçlarının tahsili amacıyla haczedilen menkul mallarla ilgili satış işleminin iptali istemiyle açılan davayı; Adli Yargının görevli olduğu gerekçesiyle, görev yönünden reddeden Vergi Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir. 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 6/b maddesinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulamasına ilişkin davaların vergi mahkemesince çözümleneceği hükme bağlanmış, 6183 sayılı Kanunun 99 uncu maddesinde ise gayrimenkullerin satışında ihalenin feshine ilişkin başvuruların icra tetkik mercii tarafından incelenip sonuçlandırılması öngörülmüştür. Ancak aynı Kanunun menkul malların haczi ve satışı başlıklı ikinci bölümünde yer alan 77 ve 87 inci maddelerinde menkul mal satışlarındaki ihalenin feshi konusundaki başvurular için bir merci belirtilmemiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6183 sayılı yasanın 23/1 maddesinde “.Tahsil edilip de kanuni sebeplerle reddi icabeden amme alacakları, istihkak sahiplerinin reddiyatı yapacak olan amme idaresine olan muaccel borçlarına mahsup edilmek suretiyle reddolunur.”düzenlemesi bulunmaktadır. Gümrük Genel Tebliğinin 39. maddesi ise  “6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrası doğrultusunda yapılacak işleme esas olmak üzere, geri verilmesi gereken amme alacakları ile ilgili olarak gümrük idaresine yapılacak başvurular, geri verme talepli veya geri verilmesi gereken amme alacağının Bakanlığımıza muaccel hale gelmiş borçlarına mahsup edilmesi talepli olması gerekir....

        Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde taleplerinin 6183 sayılı Kanunun 24 vd. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali olduğunu beyan etmiştir....

          Mahkemece, 6183 sayılı Yasanın 99. maddesi gereğince muayyen olan 7 günlük süre geçtikten sonra dava açıldığından davanın reddine karar verilmiştir. 6183 sayılı Kanunun 99. maddesinde; "ihalenin feshinin gayrimenkulün bulunduğu yerin icra tetkik merciinden şikayet yoliyle istenebileceği, ihalenin ilgililere tebliği tarihinin şikayet için muayyen olan 7 günlük müddete başlangıç sayılacağı," belirtilmiştir. Satış işlemi yapıldıktan sonra, satış kararının 18.9.2009 tarihinde davacının eşine tebliğ edildiği, davanın 25.9.2009 tarihinde açıldığı konususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davanın süresinde açılıp açılmadığına ilişkindir. 1086 sayılı HUMK'un 161/1. maddesi (6100 sayılı HMK'nın 92/1. maddesi) uyarınca; "Süreler gün olarak belirlenmiş ise tebliğ veya tefhim edildiği gün hesaba katılmaz ve süre son günün tatil saatinde biter."...

            Yerel mahkemece her ne kadar eldeki dava ödeme emrinin iptali davası olarak nitelendirilmiş ise de 6183 sayılı Kanun kapsamında davacı adına düzenlenen ödeme emri ve tebliğ bulunmamaktadır. Aksine davacı adına Kurumun 28/12/2011 tarihli 23726239 sayılı işlemi ile yersiz karne kullanımı nedeniyle borç tahakkuku yapılmış 2019 yılında tebliğ edilmesi üzerine davacı tarafından itiraz edilmiş, Gaziosmanpaşa 6. İcra Dairesinde 2020/33579 E. sayılı dosyada ilamsız takibe geçilmiştir. Ne var ki söz konusu ilamsız icra takibi 6183 sayılı Kanun kapsamında yapılan takip niteliğinde değildir. Somut olayda, yerel mahkemece yapılan hak düşürücü süre değerlendirmesi hatalı olup, işin esasına girilerek Kurum işleminin gerekçesi ortaya konulup tüm dosya kapsamı değerlendirilerek ortaya koyarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir....

            Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin (8.2.1985 tarih ve 18660 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelikle değişik) 77.maddesinin, Katma Değer Vergisi Kanununa göre yapılacak iade esaslarına ilişkin bölümünün 3.paragrafında, inceleme raporunun aranması gereken durumlarda, mükelleflerce, 6183 sayılı Kanunun 10.maddesinde sayılan türden bir teminat gösterilmesi halinde inceleme raporu beklenmeksizin iade işleminin yapılacağı belirtilmiş, 6183 sayılı Kanunun 10.maddesinin 1.fıkrasında da teminat olarak kabul edilecekler arasında bankalar tarafından verilen teminat mektupları sayılmış bulunmaktadır....

              Davanın yasal dayanaklarından olan, 506 sayılı Kanunun “Primlerin ödenmesi” başlığını taşıyan 80. maddesinde, 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren 3917 sayılı Kanunun 1. maddesiyle değişiklik yapılarak Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş, 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 30.09.2003 günü yürürlüğe giren 38. maddesiyle anılan madde yeniden değiştirilerek tahsilde, 6183 sayılı Kanunun 51. maddesi hariç, diğer maddelerinin uygulanacağı belirtilmiş, sonrasında bu maddede 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5198 sayılı Kanunun 11. maddesi ile bir kez daha değişikliğe gidilerek tahsilde, 6183 sayılı Kanunun 51 ve 102. maddeleri hariç, diğer maddelerinin uygulanacağı açıklanmış, böylelikle 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki duruma dönülmüştür....

              Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun “Primlerin ödenmesi” başlığını taşıyan 80. maddesinde, 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren 3917 sayılı Kanunun 1. maddesiyle değişiklik yapılarak Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş, 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 30.09.2003 günü yürürlüğe giren 38. maddesiyle anılan Madde değiştirilerek tahsilde 6183 sayılı Kanunun 51. maddesi hariç diğer maddelerinin uygulanacağı belirtilmiş, sonra bu maddede 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5198 sayılı Kanunun 11. maddesi ile bir kez daha değişikliğe gidilerek tahsilde 6183 sayılı Kanunun 51 ve 102. maddeleri hariç, diğer maddelerinin uygulanacağı açıklanmış, böylelikle, 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki duruma dönülmüştür....

              UYAP Entegrasyonu