Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi dikkate alınarak 1086 sayılı Kanunun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır. S O N U Ç : Hükmün gerekçe kısmının altıncı paragrafından sonra yeni bir paragraf olarak yazılmak üzere üzere “Davacı adına düzenlenmiş ve tebliğ edilmiş herhangi bir ödeme emri bulunmadığından, davaya menfi tespit davası olarak devam edilmiştir” ibaresinin yazılmasına ve bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Bolu İcra Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, Dosyanın merci tayini talebinde bulunan Mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 23/1 ve 362/1- c maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi....
TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince, 2577 sayılı Kanunun 17 nci maddesi uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü: Katma değer vergisi iade alacağının gelir(stopaj) vergisine mahsup edilmesi isteminin reddine ilişkin yazı, davacıya tebliğ edildiği halde 2005/Nisan ayına ilişkin gelir (stopaj) vergisinin ödenmemesi üzerine düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 55 inci maddesinde amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri ya da mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, 58 inci maddesinde ise kendisine ödeme emri tebliğ edilen kişinin böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açılabileceği belirtilmiştir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 11...
Somut uyuşmazlıkta kurum 5521 sayılı kanundan kaynaklanan prim alacağının tahsili için, anılan kanunun 88. maddesi uyarınca 6183 sayılı kanun hükümleri uyarınca prim borçlusu şirketlerin yönetim kurulu üyeleri hakkında takip başlatılmış ve adı geçenlere murislerinden kalan taşınmazın muvazaalı satışından dolayı 6183 sayılı kanunun 26 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davası açılmıştır. Dava tarihi itibari ile İş Mahkemesinin görevli olduğu açıktır. Zira 88. Maddenin 16. fıkrasında “kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanacağı” belirtilirken, açıkça 26 ve devamı tasarrufun iptali ile ilgili hükümler hariç bırakılmamıştır....
Maddesi delaletiyle 6100 Sayılı HMK'nın 362/1- a maddesi gereğince alacağın miktarı itibariyle KESİN olmak üzere 16/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
işleminde, davacı şirket tarafından Kanunun yürürlük tarihinden evvel yapılan ödemelerin gözönünde bulundurulmayarak mahsup ve iade yoluna gidilmemesinde hukuka aykırılık görülmediği, davacı şirketin talebi üzerine, ilk derece mahkemelerince davanın reddiyle sonuçlandırılan temyiz aşamasındaki dosyaların Kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki son durumu gözönünde bulundurularak, anılan Kanun ve Tebliğdeki açık düzenlemeler çerçevesinde yapılandırıldığı anlaşılmakla, davacı şirket tarafından Kanunun yürürlüğe girmesinden önce yapılan ödemelere ilişkin tutarların, "idarenin emanet hesabındaki paralar" olarak değerlendirilmesine imkan bulunmadığı, öte yandan, .......Vergi Mahkemesinin ...ve ...esas sayılı dosyalarına ilişkin olarak davacı şirket tarafından Kanunun yürürlük tarihinden evvel yapılan ödemeleri gözönünde bulundurmamasında kanuna aykırılık bulunmamakla birlikte 6183 sayılı Kanun kapsamında taksitlendirilen ancak 6736 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 19/08/2016 tarihi itibarıyla bir...
in Düşüncesi : Dava, yükümlü şirketin 1994 yılı Mart ve Nisan aylarında ihraç kaydıyla mal teslimi nedeniyle 3065 sayılı Yasanın 11/c maddesi uyarınca tecil edilen katma değer vergisinden aynı dönemler için ödenmesi gereken K.D.V nin düşülmesinden sonra iadesi gereken 1994 yılı Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin olarak tahakkuk eden gelir (stopaj) ve damga vergilerinin muhsubundan sonra bu vergilerin normal vade tarihinden iade ve mahsup işleminin yapılabilmesi için gerekli olan belgelerin tamamlandığı tarihe kadar hesaplanan gecikme zammının tahsili için düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılmış vergi mahkemesince 28 seri Nolu K.D.V Genel Tebliğinin A/2-a ve A/3 bölümünde yer alan kurallar açıklandıktan sonra davalı idarece, sonradan tamamlandığı öne sürülen belgelerin neler olduğunun açıklanmadığı, ihracatın yasal süre içinde gerçekleştirilmiş olduğu, döviz bedellerinin yurda getirilmesinden sonra mahsup talebinde bulunulduğu, noksan...
Açıklanan nedenlerle; davacı/şikayetçinin takas ve mahsup talebi de değerlendirilerek alınacak bilirkişi raporu ile iptali istenen muhtarı tarihi olan 16.09.2019 tarihinde varsa bakiye borç miktarının tespit edilmesi ve buna göre muhtarının düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yeni uyuşmazlıklara sebebiyet verecek şekilde muhtıranın iptali ile yetinilmesi isabetsiz olduğundan, davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- a-6 bendi gereğince kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- a- 6 maddesi gereğince KABULÜNE, İstanbul Anadolu 4....
-TL ödeme yaptığı, bu süreye ait miktarın mahsup olarak 23/07/2005 hizmet başlangıç tarihi 30/09/20...
K A R A R 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre davacı vekili ve davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, Kurum işleminin iptali,menfi tespit ve yaşlılık aylığı kesintilerinin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesi gereğince 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgeler ışığında somut olay incelendiğinde, davalı Kurumun 26/06/2012 tarih ve 11.562.801 sayılı yazısı ile 7201 sayılı Kanun gereğince davacıya 01/09/2009 ila 21/07/2012 tarihleri arasında ödenen yaşlılık aylıklarının yersiz ödendiği belirtilerek 29.119,27 TL miktarlı borç bildirim belgesi tebliğ edildiği, davacıya 6183 sayılı Kanun kapsamında çıkartılan bir ödeme emrinin bulunmadığı anlaşılmaktadır....