Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davanın haksız ve yersiz olduğunu, davacının, kurum borçlusu şirketin %25 hisse ile kurucu ortağı olması itibarıyla, takip konusu kurum alacaklarından sorumlu olduğunu, davacıya 2010/15993 ve 2013/14274 numaralı icra takipleri sebebiyle ödeme emirlerinin yasaya uygun şekilde tebliğ edildiğini, tebliğ sonrasında 5510 sayılı Kanunun 93. maddesi ve 6183 sayılı Kanunun 71. maddesi hükümlerine göre 2017 yılı Kasım ayından itibaren davacının maaşından kesinti yapılmaya başlandığını, 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi gereğince, kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulu Hakkındaki Kanunun 51., 102. ve 106. maddeleri hariç, diğer maddelerinin uygulanacağını belirtildiğini, 5510 sayılı Kanunun 93/2. fıkrası gereğince de Kurumun prim ve diğer alacaklarının, ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak on yıllık zamanaşımına tâbi olduğunu, bu itibarla kurum işlemlerinin mevzuata...

İŞ MAHKEMESİ'nin 28/09/2021 tarihli, 2021/52 Esas - 2021/317 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasanın 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Davalı Kurum harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf yoluna başvurmayan taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Artan gider avansı var ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Karar tebliğ işlemlerinin 7035 sayılı yasa ile değişik 6100 sayılı HMK nın 359/3 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonrasında, 7036 sayılı Yasanın 7/3 maddesi delaletiyle 6100 sayılı HMK 362/1- a ve 362/2 maddeleri uyarınca miktar itibarıyla kesin olmak üzere 04/05/2023 günü oy birliği ile karar verildi....

Sıra Serik Vergi Dairesi Müdürlüğü alacağı arasında 6183 sayılı kanunun 21. Maddesi gereği garameten taksim yapıldığını belirterek Serik Vergi Dairesi Müdürlüğünün 17/12/2020 tarih ve 35680570- 250.04[]-E.189494 sayı numaralı sıra cetveli derece kararının iptali ile 6183 sayılı kanunun 69....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın davayı yasal süre geçtikten sonra açmış olduğunu, 6183 sayılı kanunun 58. Maddesi uyarınca açılacak itiraz davasının bir menfi tespit davası niteliğinde olduğunu, ne var ki kamu alacağına ilişkin takibin kesinleştikten sonra yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemekte olduğunu, tahsil edilmesi istenen alacak kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalmasının önlenerek hızla tahsili sağlanmak istendiğini, 6183 sayılı kanunda icra ve iflas kanunun 72. Maddesine koşut bir hükmün bulunmamış olması karşısında yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusunun aynı konuda menfi tespit istirdat davası açamayacağını, aynı zamanda davanın esastan da reddi gerektiğini, 6183 Sayılı Yasanın 58....

Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi yollamasıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükme "Davanın reddine" kısmından sonra gelmek üzere, "Davalı tarafın alacağın 6183 sayılı Yasa'nın 58/5. maddesi gereğince %10 zamlı tahsiline yönelik isteminin reddine" kısmının eklenmek suretiyle düzeltilmesine, hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Cebren tahsil ve takip esasları 6183 sayılı Yasa'da gösterilmiştir. 6183 sayılı Yasa'nın mükerrer 35. maddesinde asıl borçlu hakkında yapılan yasal takip ve araştırmalar sonucu kamu alacağının tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde yasal temsilcisine ödeme emri çıkarabileceği bildirilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 85’inci maddesi ile 2908 sayılı Dernekler Kanununun 27’nci maddesi hükümleri uyarınca; derneklerin yönetim kurulları, derneğin yürütme ve temsil organlarıdır. Bu görevlerini, kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirmelidirler. Ayrıca temsil görevinin, yönetim kurulunca üyelerden birisine veya üçüncü bir kişiye devri de mümkündür....

    Anılan düzenlemeye göre Kurum alacakları için 6183 sayılı Kanun'un 55. maddesi uyarınca düzenlenip tebliğ edilen ödeme emirlerine karşı Kanun'da belirtilen süre içerisinde dava açabilme olanağı bulunmaktadır. Diğer bir anlatımla bu süre, mahkemenin kendiliğinden dikkate alması gereken hak düşürücü süredir. 6183 sayılı Kanun açısından ödeme emrinin tebliği özellik arz etmektedir. Kanunun 8. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça bu kanunda yazılı tebliğlerin yapılmasında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Buna göre uygulanacak hükümler 213 sayılı Kanunun 93 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, mülga 506 sayılı Kanunun 132. maddesinde, “Bu kanun gereğince yapılacak bildiriler hakkında 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır....

    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenilen tasarrufun bir tarafının hakkında kesinleşmiş bir takip bulunan borçlu olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve davanın tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmış olması gereklidir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise 6183 Sayılı AATUHK'nun 27, 28, 29 ve 30 maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 6183 s. Kanunun 54 üncü maddesi hükmü uyarınca süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan 6183 sayılı Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri” nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur....

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlunun mirasın reddine ilişkin tasarrufu diğer iptal koşullarının oluşması halinde 6183 sayılı Kanunun 24. ve devamı maddeleri uyarınca iptale konu olabilecek tasarruflardan olduğunu, mahkemece davanın hatalı nitelendirildiğini, süre yönünden ret kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ile kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilerek ve HMK'nın 353/(1), b, 2 maddesi gereğince yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmaması nedeniyle duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda; Dava, mirasın reddi işleminin, veraseten intikal edecek taşınmazın satılarak alacaklının alacağını tahsil etmesini engellenmek üzere yapıldığı iddiası ile açılan tasarrufun iptali davasıdır....

    Vergi Mahkemesinin ... gün ve E....; K....sayılı kararının; işlemin idari itiraz prosedürüne tabi olması sebebiyle, itiraz üzerine tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davada süre aşımı bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır. Tetkik Hakimi ...'ın Düşüncesi: Davacıdan teminat istenilmesi yolunda tesis edilen, davaya konu işlem 6183 sayılı Kanun uyarınca değil, 4458 sayılı Kanunun 202 ila 207'nci maddeleri arasında düzenlenen hükümler doğrultusunda tesis edilen ve 4458 sayılı Kanunun 3'üncü maddesinin 5'inci fıkrasında tanımı yapılan "idari karar" niteliğinde bir işlem olduğundan, aynı Kanunun 242'nci maddesi uyarınca idari itiraza tabidir. Bu sebeple mahkeme kararının gerekçesine katılmak mümkün değildir....

      UYAP Entegrasyonu