Dosyadaki kayıt ve belgelerden davaCı hakkında 1998/10.-2001/3. aylar arasındaki pirim borcu nedeniyle 2007/2627 sayılı dosya üzerinden yapılan takipte ödeme emrinin 3.12.2007 tarihinde, 2001/4.-2002/6. aylar arası pirim borcu nedeniyle 2008/303 sayılı dosya üzerinden yapılan takipte ise ödeme emrinin davacıya 11.1.2008 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa'nın 80/5 ve 6183 sayılı Yasa'nın 58. maddeleridir. 506 sayılı Yasa'nın 80/5.maddesine göre “Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır....
a haciz ihbarnamesinin tebliği tarihi olan 20.11.2015 tarihi itibariyle borçlu olmadığının tespiti ile davalı Kurum tarafından müvekkile gönderilen 51 adet ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işvereni ... Şekerleme San. Tic. Ltd. Şti. adına tescilli ...,... iş yeri sicil sayılı dosyalarda işlem gören işyerlerinin Müdürlüğümüze olan ve 6183 sayılı Kanun hükümleri gereğince tahsili gereken borçlarına ilişkin olarak icra takiplerinin başlatıldığını, takip konusu borçlara ilişkin olarak, borçlu ... Şekerleme San. Tic. Ltd. Şti.'nin sorumlu yetkilisi ve yöneticisi olan ...'ın söz konusu takipler devam etmekte iken, 29.07.2013 tarihinden itibaren davacı ...'a ait ... sicil sayılı iş yerinde çalıştığının tespit edilmesi üzerine davacı işveren ...'...
Olayda; dahilde işleme rejimi koşullarının ihlali üzerine, asıl borçlu olan ithalatçı adına 6183 sayılı Kanun'un yukarıda sözü edilen 37. maddesine uyarınca tesis edilen … tarihli …, … ve … sayılı işlemlerin, şirket adresinde tebliğ edilemediğinden bahisle bir ulusal bir de yerel gazetede ilanen tebliği yoluna gidildiği, bu suretle alacağın tahsil edilememesi üzerine de, teminat mektuplarının paraya çevrilmesi suretiyle amme alacağının tahsiline yönelik olarak davacı banka adına 6183 sayılı Kanun'un 56. maddesi uyarınca tesis edilen işlemlerin dava konusu edildiği anlaşılmaktadır....
Dava 6183 Sayılı ...’nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 Sayılı AATUHK’nun 4108 sayılı Yasanın 11. maddesiyle değişen mükerrer 35 maddesinde “tüzel kişilerle, küçüklerin ve kısıtlıların .... mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının kanuni temsilcinin şahsi malvalıklarından tahsil edileceği”,213 sayılı Vergi Usul Kanunun 3505 sayılı Yasanın 2.maddesiyle değişik 10/2 maddesinde de “tüzel kişiler ile küçüklerin ...vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği,bu ödevlerini yerine getirmemeleri halinde tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödemeleri yerine getirmeyenlerin malvarlıklarından alınacağı” hükmüne yer verilmiştir....
Dava 6183 sayılı yasanın 24. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve 6183 sayılı Yasa’nın 28/1 maddesi geriğince üçüncü dereceye kadar kan hısımları ile eşler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sıhri (kayın)hısımları arasındaki tasarruflar bağış niteliğinde olup iptali gerekmesine göre davalıların aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dosya içeriğinden anılan davalıya ait ... ve ... aracın haczedildiği 1...plakalı aracın 15.050,00 TL ye satıldığı diğer araç satışının olup olmadığının tesbit edilmediği anlaşıldığından, satış veya başka şekilde tahsil edilen paralarda dikkate alınarak dava konusu taşınmazın devir edildiği 02.09.2010 tarihindeki davalı ...'...
Hukuk Dairesi'nin 18/09/2020 tarih, 2020/1144 E - 2020/1131 K sayılı ilamı ile "24.02.2020 tarihli ara kararın dava dosyasının esası incelenmeksizin HMK’nın 355 ve 353/1- a-4 ve 6. maddeleri gereğince re'sen kaldırılmasına" karar verildiği anlaşılmıştır. Dava, davalı kurumun 5510 sayılı yasanın 88 ve 89. Maddesi gereğince başlatmış olduğu takipte borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı dava dışı Köy-Lüm Entegre Tavukçuluk Gıda San. Dağ. Tic. A. Ş.'nin yönetim kurulu üyesi olmadığından SGK prim borçlarından sorumlu olmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 88 ve 89....
Bu durumda İimited şirketlerde şirket ortakları için 6183 sayılı yasanın 35. Maddesi şartları kapsamında sorumluluk aranırken limited şirketlerde SGK prim ve diğer alacakları açısından üst düzey yönetici olarak kabul edilen şirket müdürleri için 6183 saylı yasanın mükerrer 35. Maddesi değil, 5510 sayılı yasanın 88/20 maddesi söz konusu olacaktır. 5510 sayılı Yasanın 88.maddesi ise; üst düzey vöneticilerin sorumluluğunu şahsi mal varlığıyla işverenle birlikte müşterek ve müteselsil sorumluluk olarak kabul etmiş olup, alacaklı kurum dilerse işveren şirkete, dilerse üst düzey yöneticilere, dilerse hepsine birden eş zamanlı olarak takip| yapabilecektir....
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre dava konusu ceza tutanağının davacıya ait olmadığı tespit edilse dahi sonuç olarak 6183 Sayılı Yasa gereğince yapılan işlemin de iptalinin gerekeceği, 6183 Sayılı Yasa gereğince açılan davalarda İdare Mahkemesinin görevli olduğu, İdare Mahkemesinde idari para cezasının iptaline yönelik talepte bulunulduğunda mahkemece bu konuda da değerlendirme yapılacağı ve bu talep hakkında da mahkemece karar verilmesi durumunda idari para cezasının da dayanağı kalmayacağından dolayı bu konuda da karar verme yetkisinin İdare Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesinden sonra İdare Mahkemesinde bir ay içerisinde dava açılabileceğinin ihtarına karar verilmiş; hüküm, davalı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı AATUHK gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir....
Mahkemece; davaya konu borçların zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve davacılar hakkında düzenlenen 2010/12513 ve 2010/12514 takip nolu ödeme emirlerinin ayrı ayrı iptaline, bu ödeme emirlerinden dolayı davacıların borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmiştir. Uyuşmazlık, söz konusu aylara ait borçların 6183 sayılı Yasa'nın 102. maddesi gereğince zamanaşımına uğrayıp uğramadığına ilişkindir. 3917 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 08.12.1993 tarihi ve bundan sonraya ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden 6183 sayılı Kanun'un zamanaşımına ilişkin 102. madde ve ardından gelen maddeleri geçerlidir....
Belediyesine bağlı ... ünvanlı şirket kapsamında geçtiği, çalışmanın belediye tarafından kurulan ve işletilen bir kurum kapsamında geçmesi nedeniyle 5335 sayılı Yasa kapsamında değerlendirlmesinin gerektiği, 5335 sayılı Yasanın düzenlemesi gereği, Sosyal Güvenlik Kurumundan yaşlılık aylığı alanların bu aylığı kesilmeksizin, Belediyeler de herhangi bir kadro pozisyon ve görevde çalıştırılamayacağının düzenlendiği, bu kapsamda kurumun iade talebinde haklı olduğu kanaati ile davacının 53.887,48-TL 'lik yersiz ödemeye konu borçtan dolayı kuruma borçlu bulunmadığının tespiti, davacının 29.742,56-TL 'lik kısım yönünden kuruma karşı sorumlu olduğu, yargılama devam ederken 3.052,13-TL'lik kısım yönünden davacının aylıklarından kesinti yapıldığı anlaşılmakla, bakiye 26.690,43-TL yönünden davacının sorumluluğunun devam ettiğine dair karar vermiş, davacının kurum tarafından hatalı işlemin tespit edildiği, tarihten itibaren geriye doğru 5 yıl içindeki bölüme karşılık gelen kurum ödemesinden kuruma...