Somut olaya gelince; dosya içinde mevcut nüfus kayıtlarından, anne-baba adının değiştirilmesi talep edilen çocuğun doğum tarihinde, iddia edilen anne, doğurandır; tüp bebek yoluyla kiralık anne değilse, her zaman genetik annedir. Somut olayda, kiralık anne iddiası ve buna ilişkin delil bulunmamaktadır. O halde, yukarıda açıklanan ilkeler karşısında dava, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davasından ibarettir. Bu nedenle uyuşmazlığın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; Gaziantep 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 18/05/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi kararında; Evliliğin tespiti talebi hakkında karar verme görevinin Aile Mahkemesi'nde olduğu, bu hususun tespiti halinde çocukların aile bağlarının da korunmuş olacağı gerekçesi ile görevsizlik kararını vermiş, dosyayı Adana Aile Mahkemesine göndermiştir. Adana 2. Aile Mahkemesi kararında; Yargıtay 8.ve 18. Hukuk Dairelerinin emsal kararlarında da belirtildiği gibi nüfus kayıtlarının en baştan beri hatalı tutulması, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, TMK 282.madde hükmüne göre, çocuk ile ana arasındaki ilişkinin soy bağı ile kurulacağı, analığın tespiti davasının, soy bağı değil doğuran kadının tespiti davası olmakla 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36/1- a maddesine göre nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarının Asliye Hukuk Mahkemesinde görüleceği gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı vererek görev uyuşmazlığının çözülmesi için dosyayı Dairemize göndermiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi kararında; Evliliğin tespiti talebi hakkında karar verme görevinin Aile Mahkemesi'nde olduğu, bu hususun tespiti halinde çocukların aile bağlarının da korunmuş olacağı gerekçesi ile görevsizlik kararını vermiş, dosyayı Adana Aile Mahkemesine göndermiştir. Adana 2. Aile Mahkemesi kararında; Yargıtay 8.ve 18. Hukuk Dairelerinin emsal kararlarında da belirtildiği gibi nüfus kayıtlarının en baştan beri hatalı tutulması, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, TMK 282.madde hükmüne göre, çocuk ile ana arasındaki ilişkinin soy bağı ile kurulacağı, analığın tespiti davasının, soy bağı değil doğuran kadının tespiti davası olmakla 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36/1- a maddesine göre nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarının Asliye Hukuk Mahkemesinde görüleceği gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı vererek görev uyuşmazlığının çözülmesi için dosyayı Dairemize göndermiştir....
E - 2014/175 K. sayılı ilâmı) Ayrıca Türk Aile Hukukunda anne açısından soy davası sadece tüp bebek ve kiralık annelik açısından sözkonusu olabilir. Somut olayda, bu tür sorunlar bulunmamaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda istek, niteliği itibarıyla bir nesep davası olmayıp, yanlış ve yanıltıcı beyanla nüfus kütüğüne hatalı yazılan ana adının eş söyleyişle nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medenî Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen ... kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Bu davada hakları davadan etkilenen kişilerin yanında Nüfus İdaresine de husumet yöneltilmelidir. Yine...’in annesi Kudret’in hanesine yazılması talebi de, Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi uyarınca çocukla ana arasındaki soybağı doğumla kurulduğundan, ananın ... olduğunun tespitine ilişkin olup, bu talep de 5490 sayılı Yasa'nın 36. maddesinden kaynaklanan nüfus davasıdır. İkinci dava olan küçük ...’in babasının ... olduğunun tespitine yönelik talep ise, Türk Medeni Kanunu'nun 301. maddesine göre çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesi (babalık) davasıdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 301. maddesinde; ''Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler. Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır....
Aile Mahkemesi ise, davacı tarafından açılan davanın yanlış beyana dayalı nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun 36/1- a maddesinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması gerektiğinden bahisle karşı görevsizlik kararı vermiş, her iki karar da istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olduğundan dosya merci tayini için dairemize gönderilmiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 4.maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “Vesayet” başlıklı üçüncü kısımı hariç olmak üzere “Aile Hukuku” başlıklı ikinci kitabından (m.118 ilâ 395 arası) kaynaklanan davalara bakmak görevi aile mahkemelerine aittir....
Aile Mahkemesi ise, davacı tarafından açılan davanın yanlış beyana dayalı nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun 36/1- a maddesinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması gerektiğinden bahisle karşı görevsizlik kararı vermiş, her iki karar da istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olduğundan dosya merci tayini için dairemize gönderilmiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 4.maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “Vesayet” başlıklı üçüncü kısımı hariç olmak üzere “Aile Hukuku” başlıklı ikinci kitabından (m.118 ilâ 395 arası) kaynaklanan davalara bakmak görevi aile mahkemelerine aittir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.04.2021 Tarihli ve 2020/310 Esas, 2021/198 Karar Sayılı Kararı Davacının UYAP üzerinden tespit edilen MERNİS adresinin ... Bucak/Burdur olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. B. Bucak 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.03.2022 Tarihli ve 2021/230 Esas, 2022/26 Karar Sayılı Kararı Davacının dava tarihindeki yerleşim yeri adresinin ... Kağıthane /İstanbul olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş, davacının istinaf başvurusu üzerine ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin 1. Hukuk Dairesi 01.11.2022 tarihli ve 2022/1721 Esas, 2022/1562 Karar sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve hüküm 01.11.2022 tarihinde kesinleşmiştir. II. GEREKÇE A. Uyuşmazlık Uyuşmazlık, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun (5490 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin birinci fıkrasının a bendi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....
Hukuk Dairesinin 2015/9442 Esas - 2016/5787 Karar sayılı ilamı) 5490 s. NHK' nun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresindeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. (Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 2015/8070 Esas -2016/5856 Karar sayılı ilamı) Dava nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 5490 s. NHK' nun 36. maddesi hükmüne göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda T2 veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Bu yasa hükmü dikkate alınmadan nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Yargıtay 18....
Kayıt düzeltme davaları (..) nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır." Dava, usulsüz tescile dayalı, gerçek durumu göstermeyen nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğundan, görevli mahkeme 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince aile mahkemesi değil, 5490 sayılı Yasanın 36.maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesidir. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetileceğinden, mahkemece, davaya yetkili ve görevli asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....