WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi K A R A R Kadastro Mahkemesinin 3402 Sayılı Kanunun uygulaması ile ilgili olarak verdiği karar aleyhine temyiz istenilmiş ve 16.Hukuk Dairesince mahalline iade karar verilmiş olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 16.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 13.07.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Gerçekten, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22.maddesi ayrık durumlar dışında evvelce kadastrosu yapılan yerlerde yeniden kadastro yapılmasını engellemek amacıyla ikinci defa yapılan kadastro çalışmalarını hükümsüz saymıştır. Bu amaçla açılacak davaların görülme yeri kuşkusuz Kadastro Mahkemeleridir. Ancak, bilirkişi raporunda saptandığı üzere çekişme konusu taşınmazın bulunduğu alanda yapılan çalışmalar 3194 sayılı İmar Yasasının 18.maddesi uyarınca imar düzenleme çalışmalarıdır. Anılan yasanın 13/c maddesince de imar planı olan yerlerde mevcut imar planları gerektirdiği takdirde ıslah imar planları şeklinde yeniden düzenleme yetkisi de davalı belediyeye aittir. Yasaların yapılması için belediyeye yetki tanıdığı bu işlemler ikinci bir kadastro işlemi olarak düşünülemez ve olayda 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22.maddesi uygulanamaz. Böyle olunca, davanın Kadastro Mahkemesinde dinlenme olanağı bulunmamaktadır....

      Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümleri gereğince 1940 yılında yapılan orman tahdidi, 1974 yılında yapılan ve kesinleşen 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması ile 19.04.1990 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4/1. maddesi gereğince "6831 sayılı Orman Kanununun 20/06/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi ile 23/09/1983 tarih ve 2896 sayılı, 05/06/1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiilî kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11. maddesinde belirtilen askı ilânı hariç diğer ilânlar yapılmaksızın öncelikle...

        İşte davacı Hazine kadastro tespiti ile belediye adına tarla niteliğiyle tescil edilen 295 ada 113 sayılı parselde imar uygulaması ile oluşan 3454 ada 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına tescili gerektiğinden bahisle dava açmıştır. Görülüyor ki, açılan davada kadastrodan önceki bir sebebe dayanılmamış, imar uygulaması sonucu belediye adına tescil edilen taşınmazın tescilinin yolsuz olduğu ileri sürülerek bu dava açılmıştır. Öyleyse, açılan davada 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12.maddesinin 3.fıkrasını uygulama yeri yoktur....

          Dava, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında VII poligon numarası ile orman sınırı dışına çıkarılaran dava konusu taşınmazda davacının kullanıcı olduğunun tespitine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1976 yılında yapılan 1744 sayılı Kanuna göre orman kadastro uygulaması ile 2005 yılında yapılan 3402 sayılı Kanuna göre arazi kadastrosu uygulaması ve 21.06.2010 tarihinde ilân edilen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir Kadastro Mahkemesi TARİHİ : 27/05/2014 NUMARASI : 2013/253-2014/178 Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 3402 sayılı Kadastro Kanununun Geçici 8. maddesi gereğince, 3402 sayılı Kadastro Kanununun yayım tarihi olan 09.07.1987 tarihinden önceki kanunlarla mülga, 2613 sayılı Tapu Tahriri Kanunu ile 5602, 509 ve 766 sayılı tapulama kanunlarına göre yapılan çalışmalarda tespit dışı bırakılan yerlerde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, .. İlçesi, .. Köyü .. ada .. parsel 748 m2 yüzölçümüyle ,10 yılı aşkın bir zamandan beri .. oğlu H.. Ş..'in zilyet ve tasarrufu altında bulunduğu tutanağın edinme sebebinde açıklanmak suretiyle tarla vasfı ile M.. H.. adına tespit edilmiştir....

              Kadastro tespit tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlara ilişkin davalara bakmak görevi, 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 26/4 maddesi hükmünce kadastro mahkemesine ait olmayıp, bu tür uyuşmazlıklara bakmak görevi genel mahkemelere aittir. Somut olayda dava konusu taşınmaz hakkında, kesinleşen orman sınırları içinde kalması nedeniyle kadastro tutanağı düzenlenmediği, 3402 Sayılı Yasanın 22/son maddesi gereğince kesinleşen orman sınırı içinde olması nedeniyle tapu kütüğüne aynen aktarılması amacı ile ada ve parsel numarası verildiği, bu nedenle davaya bakmakta 3402 Sayılı Yasanın 26/4. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin görevli olmadığı (HGK'nun 28.11.2007 gün ve 20-909/891 S.K.) görev konusunun kamu düzenine ilişkin olduğu ve yargılamanın tüm aşamalarında resen gözetilmesi gerektiği gözönünde bulundurularak, mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddine kara verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir....

                Somut olayda; 2/B madde uygulaması nedeniyle Hazine adına tarla niteliği ile tespiti yapılan taşınmazların beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhine yönelik olarak açılan bu davada husumetin kadastro tespit tutanak maliki olan Hazine ile, tutanağın beyanlar hanesinde ismi yazılı bulunan gerçek kişilere birlikte yöneltilmesi gerekir. 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkındaki Yasada orman rejimi dışına çıkartılan yerlerde yapılacak kullanım kadastrosunda bu yerlere muhdesat ile tasarruf edenler hakkında ne gibi işlem yapılacağı belirtildiği gibi, 27.01.2009 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Kadastro Yasasına eklenen 4. madde şöyledir "EK MADDE 4 - 6831 sayılı Orman Kanununun 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2'nci maddesi ile 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 5/6/1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2'nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları...

                  Mahkemece bozma ilâmına uyulduktan sonra; açılan davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi uygulaması açısından yapılan itirazlar yönünden reddine, ... köyü 27843 ada 46 parsel numarasında kayıtlı (eski parsel no: 174) taşınmaz yönünden Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi uyarınca oluşturulan uygulama tutanağındaki gibi tapuya tesciline, dava konusu taşınmaz hakkında mülkiyet talebi de bulunmakla mülkiyet iddiası yönünden açılan davada mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir....

                    Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3. fıkrasındaki on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 25.02.2009 tarihinde kabul edilerek 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasına “Bu hüküm, iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” şeklinde ekleme yapılmıştır. Aynı Kanunun 3. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen geçici 10. madde ise “Bu Kanunun 12. maddesinin 3.fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır” kuralını getirmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu