Ancak, kadastro mahkemesince 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekâlet ücreti hesaplanmış olması doğru değil ise bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple hükmün 4. paragrafının hükümden çıkarılarak, bunun yerine “3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince takdir edilen 500.-TL maktu vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalılara müştereken verilmesine" paragrafı yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/04/2016 günü oy birliği ile karar verildi....
Köyünde 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmalarının 19.02.1990 tarihinde askıya çıkarılarak kesinleştiğini, daha evvel orman kadastrosu yapılmamış yerlerde 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca yaplan kadastro çalışmasının orman kadastrosu sayılacağı, ancak, bu kadastro çalışmasının kesinleşmesinden sonra aynı köyde 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ve 2/B uygulaması yapılarak 29 nolu Orman Kadastro Komisyonunca 3402 sayılı Kanuna göre yapılan çalışmalar sonucu tespit edilen 2/B parsellerine ilave olarak ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... nolu 2/B parsellerinin oluşturulduğunu ileri sürerek, bu parsellere ilişkin yapılan sınırlandırmanın mükerrer kadastro olduğundan yok hükmünde sayılmasına karar verilmesi istemiyle dava açmıştır....
Yörede 1956 yılında yapılan genel arazi kadastro çalışması, 1948 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 31.01.2013 tarihinde ilân edilen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile sınırlaması yapılmış ormanlarda 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır....
Yönetimi ve bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında davalılar adına tapuda kayıtlı bulunan eski 286 parsel sayılı 20250 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 2010 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında 220 ada 6 parsel numarasıyla 20070,02 m2 yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi vekili kadastro mahkemesine sunduğu 06/04/2011 havale tarihli dava dilekçesi ile; ... köyü 220 ada 6 nolu parselin 1941 yılında yapılan ... kadastrosuna ve 2. madde uygulamasına göre ... tahdidi içinde kaldığını daha sonra 3402 sayılı Kanunun 22/a maddesi gereğince 07/03/2011 tarihinde askıya çıkarılan kadastro çalışmalarında davalı adına tespit gördüğünü belirterek tespitin iptalini ve ... vasfıyla Hazine'ye tescilini talep etmiştir....
Daha sonra 1980 yılında 7 numaralı Orman Kadastro Komisyonuna bağlı 3 numaralı Ekip tarafından yapılıp 31.03.1981 tarihinde ilan edilen, itirazların incelenmesiyle komisyon çalışmaları da 14.06.1982 tarihinde ilan edilip, itirazsız yerlerde 31.03.1982, itirazlı yerlerde ise 14.06.1983 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 58 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca 1986 yılında yapılıp 22.05.1986 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve her hangi bir nedenle orman sınırları dışında bırakılmış olan ormanların kadastrosu ile 2896 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması, yine 58 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca 1987 yılında yapılıp 23.12.1988 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve her hangi bir nedenle, orman sınırları dışında bırakılmış olan ormanların kadastrosu ile 3302 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır. 3402 sayılı Yasanın (5831 sayılı Yasa ile eklenen) Ek 4/1...
Orman Yönetimi vekili 29.03.2011 tarihli dava dilekçesi ile, .... köyü ilk orman tahdidinin 1941 yılında yapılarak kesinleştiğini, 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması ve 1992 yılında 3302 sayılı Kanuna göre çalışmalar yapıldığını, bu çalışmalar sırasında dava konusu parsellerin tamamının kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kaldığını, (3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/A maddesi uyarınca yapılan) kadastro çalışmalarında dava konusu 241 ada 1, 2, 3, 4, 5 parsellerin davalılar adına tespit edildiğini belirterek, tespitin iptaliyle taşınmaz kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kaldığından orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiş; 25/03/2014 tarihli oturumda davalarının hem mülkiyet hem de 22/a çalışmalarına yönelik olduğunu beyan etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 3402 sayılı Kadastro Kanununun geçici 8. maddesi uyarınca 2013 yılında yapılan kadastro sırasında ... ilçesi, ... beldesi, ... mahallesi, 248 ada 15 parsel sayılı 948,64 m² yüzölçümündeki taşınmaz, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/13 sayılı dosyasında tescil davasına konu olduğu açıklanmak suretiyle, tarla niteliğiyle malik hanesi açık bırakılarak tespit edilmiş, daha sonra 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5. ve 27. maddeleri gereğince tutanak ve ekleri kadastro mahkemesine gönderilmiştir. ... 1....
Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3. fıkrasındaki on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 25.02.2009 tarihinde kabul edilerek 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasına “Bu hüküm, iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” şeklinde ekleme yapılmıştır. Aynı Kanunun 3. maddesi ile 3402 Sayılı Kadastro Kanununa eklenen Geçici 10. madde ise “Bu Kanunun 12. maddesinin 3.fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır” kuralını getirmiştir....
Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3. fıkrasındaki on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 25.02.2009 tarihinde kabul edilerek 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasına “Bu hüküm, iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” şeklinde ekleme yapılmıştır. Aynı Kanunun 3. maddesi ile 3402 Sayılı Kadastro Kanununa eklenen Geçici 10. madde ise “Bu Kanunun 12. maddesinin 3.fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır” kuralını getirmiştir....
Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3. fıkrasındaki on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 25.02.2009 tarihinde kabul edilerek 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasına “Bu hüküm, iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” şeklinde ekleme yapılmıştır. Aynı Kanunun 3. maddesi ile 3402 Sayılı Kadastro Kanununa eklenen Geçici 10. madde ise “Bu Kanunun 12. maddesinin 3.fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır” kuralını getirmiştir....