Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çekin ibraz edilip edilmediği hususunda ilgili bankalara müzekkere yazıldığı ve verilen cevabi yazılarda davaya konu çekin bankaya ibraz edildiğinin bildirildiği, bunun üzerine davacı tarafa çeki elinde bulundurana karşı istirdat davası açması için süre verildiği, davacı vekilince 20.01.2022 tarihinde sunulan dilekçe ile , 12.01.2022 tarihli celsede davaya konu çekin bankaya ibrazının, mahkemeye ibraz edilmiş gibi kabul edilerek ve buna göre istirdat davası açmak üzere taraflarına süre verildiği, davaya konu çekin mahkememize ibraz edilmediği ve bu nedenle taraflarınca istirdat davası açılmayacağı hususlarının bildirilerek duruşma günü beklenmeksizin karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır....

    Somut olayda dava konusu çekin, Büyükçekmece İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı takip dosyası kapsamında takibe konulduğu anlaşılmakla, davacı yana hamile karşı yukarıda anılan açıklamalar gereği istirdat davası açmak üzere bir aylık kesin süre verilmesine rağmen davacı tarafından dava açılmadığı, Büyükçekmece ...İcra Hukuk Mahkemesinin ...esas sayılı dosyasında açılan davanın maddi hukuka ilişkin olarak açılmış menfi tespit istemine ilişkin olmadığı anlaşılmakla, davacı tarafından bu davaya bağlı kalınmadan her zaman menfi tespit/istirdat davası açma hakkı bulunduğundan, şu aşamada şeklen çekin yetkili hamili davacı olmadığından, iptal istemine ilişkin davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Dava konusu çekler ile ilgili banka şube müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapda, söz konusu çeklerin üçüncü kişiler tarafından ibraz edildiğinin bildirilmesi üzerine, davacı tarafa çek hamiline karşı istirdat davası açmak üzere süre verilmiş, verilen süreye rağmen davacı tarafın istirdat davası açmadığı anlaşılmıştır. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından dava konusu yapılan ve zayi nedeniyle iptali istenen çeklerin üçüncü kişiler tarafından ilgili banka şubesine ibraz edildiği, ibraz edilen çek ile ilgili davacı tarafa istirdat davası açmak üzere süre verildiği, verilen süreye rağmen davacı tarafından istirdat davası açılmadığından sübuta ermeyen davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir....

        Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 2020/84135 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağına göre, istirdat davası yönünden 02/09/2020 tarihinde arabuluculuk sürecinin başlatıldığı, 11/09/2020 tarihinde "anlaşamama" yönünde son tutanağın tutulduğu anlaşılmaktadır....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/677 KARAR NO : 2022/855 DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 14/09/2022 KARAR TARİHİ : 08/12/2022 Mahkememizde görülmekte olan 3....

            Zira anılan yasa hükmünde; “her halde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir” denilmektedir. Dava açılmadan önce yapılan bir ödeme söz konusu olmadığından davanın İİK'nın 89/5. maddesi uyarınca açılmış istirdat davası olarak nitelendirilmesi mümkün olmadığı gibi, İİK 89/3.maddesi uyarınca açılacak menfi tespit davasının, ödeme sonrası istirdat davasına dönüşeceği yönünde, İİK 72/6.maddesinde olduğu gibi bir düzenleme de yoktur. Davacılar vekili somut ve açık bir ıslah dilekçesi vermemiş,---- beyan dilekçesinin sonuç kısmında ıslah ibaresini kullanmış, ancak kısmi ıslah mı, tam ıslah mı yaptığını da açıklamamıştır. Kısmi ıslah ile netice-i talebin değiştirilmesi, dava konusu olmayan bir şeyin davaya ithali mümkün değildir....

              Vekili davaya müdahil olmak istemiş olup hasımsız şekilde açılan davaya üçüncü kişilerin asli ya da fer'i müdahale imkanı bulunmamaktatır. Bilindiği üzere, zayi nedeniyle çek iptaline karar verilebilmesi için çekin kimde ve nerede olduğunun bilinmemesi gerekmektedir. Çekin kimde olduğu biliniyor ise çekin iadesi istirdat davası açılması gerekir. Somut olayda ise, iptali talep edilen dava konusu çeklerin kimde olduğunun davacı şirket tarafından bilindiği, verilen süre içindede istirdat davası açılmamış olduğundan, buna göre çeklerin zayi olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. H Ü K Ü M ; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1)Davanın REDDİNE, 2)Ödeme yasağı bulunan.......

                GEREKÇE: Dava, İİK 72. maddesine dayalı olarak açılan istirdat davasıdır. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı, yasal süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re'sen yapılmıştır. Davacı vekilince, davanın, haksız fiil hükümlerine dayalı olarak maddi zararın tazmini istemine ilişkin olduğu ileri sürülmüşse de; maddi vakıaları açıklamak taraflara ait olmakla birlikte hukuki nitelemenin mahkeme tarafından yapılması gerekmekte olup, dava dilekçesi ve davacı vekilince sunulan diğer beyanlara göre davanın İİK 72. maddesine gereğince açılan istirdat davası olduğu tartışmasızdır....

                  Her ne kadar davacı mahkememize açmış olduğu dava ile dava dilekçesinde belirttiği çekin iptalini talep etmiş ise de; çekin meşru hamil tarafından bankaya ibraz edildiği, davacı tarafın da istirdat davası açmadığı, çekin bulunduğu görülerek, açılan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiş ve hüküm kurulmuştur....

                    Bu durumda mevcut dava İİK'nın 72/6. maddesi gereğince kendiliğinden istirdat davasına dönüşmüş olduğu halde, mahkemece istirdat yönünden bir hüküm kurulmamıştır. Davacı, daha sonra işbu istirdat davasını açmıştır. Açılan bu dava daha önce sonuçlanmış olan ve İİK'nın 72/6. maddesine göre kendiliğinden (kanundan ötürü) istirdat davasına dönüşmüş bulunan menfi tespit (daha doğrusu istirdat) davasının devamı niteliğindedir (Prof. Dr. Baki Kuru, Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, sh. 191 vd.). Bu itibarla, İİK'nın 72/7. maddesindeki hak düşürücü bir yıllık süre somut olayda uygulanamaz. Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 15.01.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu