SAVUNMA: Davalı vekili, davacının istirdat davası açabilmesi için borcu kendisi tarafından ödenmesinin gerektiğini, davacı 3. kişinin yaptığı ödemeyi sanki kendisi yapmış gibi istirdat davasına konu etmesi usulen ve hukuken mümkün olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, dava dışı üçüncü şahıs tarafından ödenen dosya borcu nedeniyle takip borçlusu tarafından açılan bedel istirdadı davasıdır. Asıl ve birleşen davalarda davacı taraf icra takibinde borçlu olup icra tehditi altında ödeme yaptığı iddiasıyla ödenen paranın istirdatını talep etmekteyse de, ödeme yapan ... ...'nın davacı şirketin temsilcisi sıfatıyla ödemeyi yaptığı anlaşılamamaktadır. Nitekim ... Ticaret Odası'nın sicil sayfası ve ticaret sicil gazete nüshaları uyarınca ödemeyi yapan ... ...'nın şirket temsilcisi olmadığı anlaşılmaktadır. Somut olayda dava dışı ... ... ödemeyi üçüncü kişi sıfatıyla yapmıştır....
Bu haliyle davacı tarafından açılan çek istirdat istemine ilişkin Mahkememizin işbu davası ile ... ATM'nin 2020/... E. Sayılı dosyasının davaların aynı nedene ve konuya dayalı olduğu, davalılarının aynı olduğu sabittir. Bu yüzden Mahkememizin işbu dava dosyası ile ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/ ... E. sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, dava konusunun, davlılarının, konusunun ve sebebinin aynı olduğu anlaşıldığından ayrıca delillerin birlikte toplanması ve değerlendirilmesinin usul ekonomisi gereği olduğundan Mahkememiz dosyasının ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/ ... E. Sayılı dava dosyasında birleştirilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanacağı üzere; 1- Davacı vekili tarafından açılan DAVANIN bağlantılı olması nedeniyle ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/......
ödenmesiyle, menfi tespit davasının kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceğini, bu durumda mevcut davaya istirdat davası olarak kaldığı yerden devam edilmesi gerektiğini beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir....
Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. (1)Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/254 Esas sayılı dosyası incelendiğinde davacının zayi nedeniyle çek iptali davasının yargılamasında 28/11/2017 tarihli 1 nolu celsenin 2 nolu ara kararı gereği mahkememizde istirdat davası açmış olduğu, davacı yanın Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2 nolu celsede istirdat davası açmış olduklarını ancak istirdat davası şartlarının oluşmadığını beyan ettiği ve ilgili mahkemenin davaya devam ettiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin 22/01/2018 havale tarihli ıslah dilekçesi ile 12.000,00 TL dava değeri olan istirdat davasını 5.000,00 TL dava değeri olan alacak davasına dönüştürmesine yönelik dilekçe vermiş olduğu tespit edilmiştir. Alacak davası alacaklının alacağını borçludan tahsil edebilmek adına açtığı davadır. Söz konusu alacak herhangi bir sözlü yada yazılı sözleşmeye, resmi bir evraka dayanabilir....
Şubesi takas merkezince ibraz edildiği bildirilmiş olup, davacı vekiline istirdat davası açmak üzere 2 haftalık kesin süre verilerek 3.kişide olduğunu bildirdiği çek yönünden 3.kişiye karşı istirdat davası açıp dosya numarasını bildirmediği takdirde söz konusu çekler yönünden ödeme yasağının kaldırılmasına karar verileceği ihtar olunmuş ancak verilen kesin süre içerisinde davacı tarafça istirdat davası açılmadığı belirlenmiş olmakla; davacının zayi nedeniyle çek iptali isteminin reddine karar vermek gerekmiş oluşan vicdani kanaatle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, takip konusu borcun 21/12/2022 tarihinde 39.598 TL'nin davacı tarafından ödendiğini, borçlu olunmadığının tespiti istenen miktarın belli nitelikte olduğunu, davacı tarafın icra takibinde borçlu sıfatı bulunmadığından istirdat davası açmasının hukuken mümkün olmayacağını, aktif dava ehliyeti bulunmadığından davacının davasının husumetten reddi gerektiğini, dosyaya yapılan ödeme teminat niteliğinde olmayıp yatırılan paranın dosya borcunu ödeme özelliğini ortadan kaldırmayacağını, davacı ile dava dışı borçlular muvazaalı işlemler yaptığını, haczin tatbik edildiği adresin borçlu şirkete tebligatın yapılış olduğu adres olduğunu, 21/12/2022 tarihli hacze takibin devamı kararı ile gidildiğini, davanın dava şartı noksanlığından usulden reddini, Mahkeme aksi kanaatte ise, icra takibi dışındaki 3. kişi tarafından açılan davada 3. kişi tarafından icra dosyasına yapılan ödemeden...
MAHKEMECE: İİK'nın 89/3. maddesinde, menfi tespit davası açılması için üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre tanındığını,davacıya 1. haciz ihbarnamesinin 02.11.2017 tarihinde ve 2. haciz ihbarnamesinin 20.12.2017 tarihinde tebliğ edildiği, haciz ihbarnamelerine itiraz edilmediği, 3....
Karar davacı vekili ve davalı vekilince ayrı ayrı temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine; 2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Buna göre menfi tespit davasının devamı sırasında borcun herhangi bir nedenle ödendiği iddiası üzerine mahkemece bu iddia araştırılıp ödemenin kanıtlanması halinde, talep olmasa dahi dava kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceğinden açılan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmelidir....