Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-TL tutarlı çeki düzgün ciro silsilesi ile eline geçiren ve çekin tahsil edilememesi üzerine bu dava açılmadan önce çek aslını bir önceki cirantaya iade eden ve halen çek aslı elinde bulunmayan iyi niyetli 3. şahıs konumundaki müvekkili şirkete yönelik olarak açılan istirdat davası haksız ve dayanaksız olup reddi gerektiğini, istirdat davası konusu ... tarihli ... seri numaralı 5.000.-TL bedelli çekin arka yüzündeki düzgün ciro silsilesinden de açıkça görüleceği üzere, çok sayıda ciro gördükten sonra yıllardır ticari münasebet içinde bulunduğu ...Ltd. Şti.'nden müvekkili ... Tic. Ltd. Şti.'ne bu şirketin cirosu ile geçtiğini, bu çekin müvekkili şirketin kayıtlarına 26/04/2019 tarihinde girdiğini,... Ltd. Şti.'nin cari hesabındaki borcundan mahsup edildiğini, ancak çekin 30/05/2019 tarihinde muhatap bankaya ibrazında ... 3....

    Şti. vekili, dava konusu çekte görüleceği üzere davacı asilin çeki cirolayıp dava dışı 3. Şahıs ...'a verdiğini,dava dışı 3. Şahıs ...'ın ise çeki cirolayarak dava dışı 3. Şahıs ... verdiğini, dava dışı 3. Şahıs ... ile davalı müvekkili arasındaki ticaret nedeniyle dava konusu çeki cirolayıp davalı müvekkiline verdiğini, iyi niyetli hamil olduğunu, çekin zayi olduğunun gerçeği yansıtmadığını, davacının dava konusu çekin iradeleri dışında ellerinden çıktığını ve davalı müvekkilinin ağır kusurlu olduğunu ispatlamakla mükellef olduğunu bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Davacı, menfi tespit ile birlikte istirdat isteminde de bulunmuştur. İ.İ.K. 89/3. maddesine göre “…İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir.” hükmü uyarınca, davacının menfi tespit istemine yönelik davasının hak düşürücü süre yönünden reddi doğru ise de, aynı maddenin beşinci fıkrasına göre “…Her halde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir.” hükmüne göre davacının istirdat isteminde bulunma hakkı olduğundan, bu konuya ilişkin istem hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir....

        CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava şartı ticari arabuluculuk gerçekleştirmeden açılan davanın usülden reddi gerektiğini, davanın konusunun ticari satımdan kaynaklanan istirdat davası olduğunu, istirdat davası ticari dava niteliğinde olup ttk 5/a maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmaksızın dava açıldığını, ticari davalarda arabuluculuk yoluna başvurulmasının dava şartı olup davacı yan tarafından arabuluculuğa başvurulmadığından huzurdaki davanın usulden reddi gerektiğini, istirdat davasının süresi içerisinde usulüne uygun olarak açılmamış olup, ödeme yasağının kaldırılması gerektiğini, istirdat davasının süresi içerisinde açılmadığını, bu sebeple; ödeme yasağının kaldırılmasını talep ettiklerini, çekin rızası dışında davacı zilyetliğinden çıktığı hususunun davacı tarafça ispatlanması gerekmekte olup; davacı tarafın iddiasına ilişkin somut ve kesin bir delil ibraz edemediğini, ayrıca; davalı şirketin kötüniyetle çeki iktisap ettiğinin de davacı tarafça...

          (Menfî Tespit Davası ve İstirdat Davası - Baki KURU, Ankara 2003, s.233-234) İİK m.72/7 hükmüne göre, İcra ve İflas Hukuku anlamında istirdat davasını, kesinleşmiş icra takibi dolayısı ile cebri icra tehdidi altında borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs açabilir. Menfi tespit ve istirdat davası sonucu verilecek mahkeme kararı, kesinleşmeden infaz olunamaz. İİK.nun 72/6. maddesi gereğince menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmüş olması, bu ilamın infazı için kesinleşmesi koşulunu ortadan kaldırmaz. Dolayısıyla davacının, takip borçlusu olarak ödediği paranın iadesi istemiyle gideceği hukukî yol, davalı takip alacaklısı hakkında yeni bir ilâmsız icra takibi başlatmak olmayıp, öncelikle genel hükümlere göre istirdat davası açması ve davayı kazanmasıdır....

            Yargılama aşamasında ... vekili dava konusu çekin kendilerinde olduğunu beyan etmekle dosyaya müdahil olduğu, çek ile ilgili davacı tarafından Bakırköy ...... ATM'nin ..... esas sayılı dosyası ile istirdat davası açıldığı anlaşılmıştır. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından mahkememizde açılan zayi nedeniyle iptal davasına konu çekin ibraz edildiği ve çek hamiline karşı da istirdat davası açıldığı dikkate alınarak konusu kalmayan dava yönünden karar verilmesine yer olmadığı şeklinde aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

              nin 03/04/2018 tarih ... sayılı kararında ifade edildiği gibi verilen süre içerisinde istirdat davasının açılmış olması durumunda kambiyo senedine ilişkin konulan ödeme yasağının kaldırılmaması gerekeceğinden ödeme yasağınını istirdat davası sonunda verilecek hükmün kesinleşmesine kadar devamına karar vermek; bu kararlar gereğince de istirdat davası sonunda verilecek hükmün kesinleşmesine kadar iş bu davada ödeme yasağı için ödenen teminatın iade edilemeyeceğinden istirdat davası sonunda verilecek hükmün kesinleştiğinde ve teminatın iadesi yeniden talep edildiğinde talep edilecek teminatın iadesi talebinin değerlendirilmesine karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir ....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/118 KARAR NO : 2022/73 DAVA : Menfi Tespit (3. Şahıs Tarafından Açılan) DAVA TARİHİ : 02/06/2020 KARAR TARİHİ : 20/01/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 04/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (3. Şahıs Tarafından Açılan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili vermiş olduğu 02/06/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ..... Hukuk Dairesi' nin ....... Esas- ..... Karar sayılı kararı ile; 19/04/2011 - 20/03/2012 tarihleri arasında, 21/03/2012 - 19/02/2013 tarihleri arasında ve 17/06/2013 - 28/04/2017 tarihleri arasında, davacı- borçlu yönünden zamanaşımını kesen bir takip muamelesi bulunmadığı, bu tarihler arasında dosyanın borçlu yönünden 6 aydan uzun süre işlemsiz bırakıldığı, davacı borçlu yönünden zamanaşımı gerçekleştiği tespit edilerek, Bakırköy ..... İcra Hukuk Mahkemesi' nin ....... Esas- .........

                  Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. (1) Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur." hükümlerini haizdir....

                    Dava; İİK. 72/7. maddesi uyarınca açılan istirdat istemine ilişkindir. Mahkemece, açılan davanın istirdat davası olduğu, İİK 72/7. maddesi uyarınca istirdat davasının 1 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğu, hak düşürücü sürenin borçlu tarafça icra dosyasına ödeme tarihinde başlayacağı, davacının icra dosyasına en son ödemenin borcun 17.11.2012 tarihinde yatırıldığı, davanın ise 04.10.2016 tarihinde hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş bulunmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun İİK'nın 72/7. maddesi “ Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.”hükmünü içermektedir. Anılan süre, hak düşürücü süre olup, mahkemece kendiliğinden nazara alınmalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu