Mahkemece, davalının davacı aleyhinde tasarrufun iptali davası açtığı, bu nedenle menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava İİK'nın 72. maddesine dayalı olarak açılmış bulunan takip konusu bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Davalı tarafından açılan tasarrufun iptali davası ise davacı borçlu tarafından 3. kişiye satışı yapılan taşınmazın satış işleminin muvazaalı olması nedeniyle İİK'nın 277. maddesi gereği iptali istemine ilişkindir. Bu durumda İİK'nın 72. maddesine dayalı olarak açılan ve görülmekte olan dava ile tasarrufun iptali davasının herhangi bir bağlantısı bulunmadığından işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken hukuki nitelendirmede hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Tarafından, davacı ... ve dava dışı 3. Kişiler ... ve Ticaret Ltd. Şti., ... ve ... hakkında, 19/12/2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve 19/12/2014 tarihli Kefaletnameye dayanarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dosyası içerisine takip dayanağı olarak, 19/12/2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi, 19/12/2014 tarihli Kefaletname ve Taksitli Kredi Ödeme Tablosunun eklendiği ve takibin halen derdest olduğu görüldü. Mahkememizce takip dayanağı olan 19/12/2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve 19/12/2014 tarihli Kefaletnamenin asılları ve icra takip dosyasında yer alan suretleri incelenmiş olup, "Genel Kredi Sözleşmesi"nin dava dışı 3. Kişi ... ve Ticaret Ltd. Şti. Tarafından imzalandığı, "Kefaletname"nin ise dava dışı 3. Kişi ... tarafından imzalandığı, kefalet limitinin 310.000,00 TL olduğu, belirtilen şahıslar dışında, gerek dosyamız davacısı ... ve gerek se başkaca herhangi bir gerçek ya da tüzel kişi tarafından imzalanmadığı görülmüştür....
Tarafından, davacı ... ve dava dışı 3. Kişiler ... ve Ticaret Ltd. Şti., ... ve ... hakkında, 19/12/2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve 19/12/2014 tarihli Kefaletnameye dayanarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dosyası içerisine takip dayanağı olarak, 19/12/2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi, 19/12/2014 tarihli Kefaletname ve Taksitli Kredi Ödeme Tablosunun eklendiği ve takibin halen derdest olduğu görüldü. Mahkememizce takip dayanağı olan 19/12/2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve 19/12/2014 tarihli Kefaletnamenin asılları ve icra takip dosyasında yer alan suretleri incelenmiş olup, "Genel Kredi Sözleşmesi"nin dava dışı 3. Kişi ... ve Ticaret Ltd. Şti. Tarafından imzalandığı, "Kefaletname"nin ise dava dışı 3. Kişi ... tarafından imzalandığı, kefalet limitinin 310.000,00 TL olduğu, belirtilen şahıslar dışında, gerek dosyamız davacısı ... ve gerek se başkaca herhangi bir gerçek ya da tüzel kişi tarafından imzalanmadığı görülmüştür....
KARŞI OY YAZISI Davacı banka tarafından davalı borçlu aleyhine başlatılan haciz yoluyla ilamsız icra takibine borçlu itiraz etmiş, itirazın iptali davası açılmadan, borçlu menfi tespit davası açmıştır. İnşai davalarda ve eda davalarında kural olarak hukuki yararın bulunduğu varsayılır. Tespit davaları ve bu arada menfi tespit davasında ise davanın açılmasında bir hukuki yararın varlığı koşulu aranır.Davacı menfi tespit davasında davayı açmakta hukuki yararı bulunduğunu bildirmek, bunu açıklamak ve gerekirse ispat etmek zorundadır. Hukuki yarar menfi tespit davasında bir dava şartıdır. Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa hukuki yararın bulunduğu kabul edilir. Davacı borçlunun hukuki durumunun tehlikede olması, tereddüt içinde olması halinde menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Borçlu ödeme emrine itiraz edebileceği dönemde önünde 2 yol vardır....
nin kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla aleyhine takibe geçtiğini, bu takipte haczedilen taşınmazının ihalede diğer davalı ... tarafından satın alındığını, davalı takibinin haksız olması nedeniyle menfi tespit davası açtığını, bu davada davalı ...'in ettiği yemin doğrultusunda davanın reddine karar verildiğini, bu kararın kesinleştiğini, ne var ki savcılığa yaptığı suç duyurusu üzerine davalı ...'nin yalan yere yemin etmek suçundan hakkında kamu davası açıldığını, mahkemece yalan yere yemin suçundan dolayı davalının cezalandırıldığını, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini, bu kararın 26.12.2012 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşen ceza mahkemesi kararı nedeniyle ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/65 Esas 2011/811 Karar sayılı 29.05.2012 tarihinde kesinleşen kararının kaldırılarak borçlu olmadığının tespitine, bu hususun yeni delil olması nedeniyle yargılamanın iadesine, taşınmaz üzerine 3. kişilere satılamaz şerhi konulmasına karar verilmesini istemiştir....
Noterliği’nin ...tarih -...yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, banka tarafından bu ihtarnameye cevaben keşide edilen 27.05.2021 tarih-03875 ihtarnamede: "İpotekten kaynaklanan borcun halen sona ermediği, kredi borcunun bir kısmının ...isimli kişi tarafından ödendiği, bu kişinin bankaya rücu etme ihtimali olduğu ve bu sebeple mevcut ipoteğin ...'a temlik edildiği" hususunun bildirildiğini, ...tarafından müvekkillere karşı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi açılmak üzere olunduğunu, henüz açılmış bir takibin olmadığını, ...'...
İİK'nun 89/3. maddesinin içeriğinden, 1. haciz ihbarnamesi gönderilen 3. kişinin ihbarnameye süresi içerisinde itiraz etmemesi üzerine yapılacak işlemlerin ve menfi tespit davası açmak hakkının 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin gönderilmesi suretiyle 3. kişiye bildirileceği anlaşılmaktadır....
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 20.12.2012 gün ve 2009/181-2012/510 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, İcra İflas Kanunu'nun 89. maddesine dayanılarak davacı işsahibi tarafından davalı 3. kişi aleyhine açılmış menfi tespit davasıdır. Yüklenici davada taraf olarak yer almamaktadır. Davacı tacir olmadığından karara yönelik temyiz itirazını inceleme görevi Yargıtay Yüksek 4. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz itirazlarını incelemekle görevli Yargıtay Yüksek 4. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 16.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasında ... 3. Tüketici ve ... Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, menfi tespit isteğine ilişkindir. ... 3. Tüketici Mahkemesince, uyuşmazlığın konut kredisi ve hayat sigortası sözleşmelerinden kaynaklanan ticari dava olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Asliye Ticaret Mahkemesince, tüketici işlemi bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunun 2. maddesinde; "Bu Kanun, her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” denilmektedir....
Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasındaki davanın 3.(üçüncü) kişi konumunda bulunan davacı tarafından İİK’nun 89/3 maddesine dayalı olarak açılmış menfi tespit davası olduğu anlaşılmaktadır....