Ancak somut olayda yasal süresi içinde davacı tarafından işbu menfi tespit davasının açıldığı anlaşıldığından esas yönden yapılan incelemede; davanın İİK 89/3 maddesi uyarınca açılmış olan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, İİK 89. maddesi uyarınca birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine 7 gün içerisinde itiraz edilmemesi sebebiyle borç zimmetinde sayılan üçüncü kişi İİK 89/3. maddesi gereğince üçüncü haciz ihbarnamesine karşı 15 günlük süre içinde menfi tespit davası açtığı takdirde bu davada üçüncü kişi takip borçlusuna borçlu olmadığını ispata mecbur olduğu, mahkemece ispat yükünün davacı üçüncü şahısta olduğu gözetilmeksizin ispat külfetinde yanılgıya düşülmüş ise de; mahkemece davacı defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ile takip ve haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibari ile davacının dava dışı takip borçlusuna herhangi bir borcunun bulunmadığı sabit olduğundan, mahkemenin gerekçedeki hatası sonuca etkili görülmeyerek, ilk derece mahkemesi kararının sonuç olarak...
Karar sayılı ilamında; "İstinaf konusu, kendisine haciz ihbarnamesi tebliğ edilen 3. Kişi tarafından İİK'nun 89/4 maddesi gereğince açılan menfi tespit davasına ilişkindir. Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Her ne kadar ilk derece mahkemesince Konya . İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takip dosyasında çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibin söz konusu olması nedeniyle, mutlak ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de, ilgili takip dosyasında takibin tarafları alacaklı ile borçlu olup, sadece onlar arasında mutlak ticari dava söz konusudur. İİK'nun 89/4 maddesine dayalı olarak açılan iş bu menfi tespit davasının davacısı olan Günay Şen ise, kendisine haciz ihbarnamesi gönderilen 3. Kişi konumunda olup, onun tarafından açılan menfi tespit davası yönünden mutlak ticari dava söz konusu değildir. Kaldı ki, İİK'nun 89....
Dava, icra katibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğundan, İİK 72/3. maddesindeki özel düzenlemeye göre, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında tedbir istenmesi halinde, ancak takip konusu borcun icra dosyasına depo edilmesi ve mahkemece %15'ten az olmamak üzere taktir edilecek teminatın dava dosyasına yatırılması karşılığında icra veznesine yatırılan paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesi için tedbir verilebileceğinden, icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceği gibi, menfi tespit davasına esas teşkil eden bononun sahte olarak düzenlendiği iddiasına dayalı olarak İstanbul Anadolu C. Başsavcılığı'nca 2022/92684 E....
AŞ'yi kurmuş ancak davalı tarafından anlaşma konusu olan tekstil ürünleri teslim edilmemiş olmakla birlikte bedellerinin bir kısmı tahsil edilmiş, bunlar ile ilgili istirdat davası açılma aşamasında olup diğerli ile ilgili de hem menfi tespit davaları açılmış hemde Cumhuriyet başsavcılığına başvurulmuştur. Bu dava ile ilgili hile ve bedelsizlik iddialarımız vardır. Davamızın kabulü ile icra takibine konu senet nedeni ile müvekkilin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... Zincirkıran vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davacıyı tanımadığını, aralarında herhangi bir ticari ve hukuki bir ilişki bulunmadığını, müvekkilinin kambiyo senedinde iyi niyetli 3. Kişi olduğunu, tanık dinletme taleplerinin kötü niyetli olduğunu, muvafakatları bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece toplanan delillere göre; dava konusu haczin borçlunun yokluğunda, davacı üçüncü kişinin huzurunda yapıldığı, haciz adresinin borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği eski adresi olduğu, İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan üçüncü kişinin sunduğu faturalarda ayırt edici özelliklerin yazmadığı, üçüncü kişi adına düzenlendiği, üçüncü kişinin borçlunun annesi olduğu, muvazaalı işlemler yapıldığı, sunulan delillerin de istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1.Dava, üçüncü kişi tarafından İİK'nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı "istihkak" davası niteliğindedir. Dava konusu icra takibi 31.10.2011 tarihinde başlatılmış olup, menfi tespit davası takipten önce 22.02.2011 tarihinde açılmıştır....
Somut olayda takip konusu senetle ilgili davalı alacaklı ile borçlu arasında Bakırköy 9.İş Mahkemesinin 2007/236 esas sayılı menfi tesbit davası olduğu anlaşıldığından anılan dosya bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabülü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3. kişiye geri verilmesine 19.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
. - DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 13/10/2023 KARAR TARİHİ : 05/03/2024 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/03/2024 Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava dilekçesinde özetle; davalı takip alacaklısı ... tarafından çekten kaynaklı bir alacağı için dava dışı borçlular ... ve ...'ya karşı ... 17. İcra Müdürlüğü’nün 2019/... Esas sayılı dosyadan kambiyo senedine özgü icra takibi başlattığını, tebligatların e-tebligat olarak yapıldığınıdan müvekkilinin söz konusu tebligatları süresi içinde görmediğini, kontrol etmediğini ve bu sebeple itirazda bulunamadığını, dava dışı icra takibi borçluları ile hiçbir bağlantısı olmamasına rağmen davalı tarafından kötü niyetli olarak haciz ihbarnamesi gönderildiğini, müvekkilinin davalıya borcunun olmadığını, davanın kabulü ile müvekkilinin dava dışı takip borçlusu ... ve ...'...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2019/775 Esas KARAR NO : 2021/883 DAVA : Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 22/11/2019 KARAR TARİHİ : 25/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi....
Mahkemece, davalının davacı aleyhinde tasarrufun iptali davası açtığı, bu nedenle menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava İİK'nın 72. maddesine dayalı olarak açılmış bulunan takip konusu bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Davalı tarafından açılan tasarrufun iptali davası ise davacı borçlu tarafından 3. kişiye satışı yapılan taşınmazın satış işleminin muvazaalı olması nedeniyle İİK'nın 277. maddesi gereği iptali istemine ilişkindir. Bu durumda İİK'nın 72. maddesine dayalı olarak açılan ve görülmekte olan dava ile tasarrufun iptali davasının herhangi bir bağlantısı bulunmadığından işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken hukuki nitelendirmede hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Her ne kadar, icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası sonrasında açılan menfi tespit davasında hukuki yarar bulunmadığı kabul edilmekte ise de, eldeki davanın, itirazın iptali davası sonrasında açılan bir menfi tespit davası olmadığı, bundan ayrı davalı tarafından açılan alacak davasında dayanılan dosyalar ile icra takibine dayanak dosyalar tek tek karşılaştırıldığında, bir kısım dosyaların farklı olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince; gerek icra takibine dayanak dosyalar ile alacak davasına konu dosyaların örtüşmediği, gerekse eldeki davanın itirazın iptali davası sonrası açılan menfi tespit davası olmadığı, dolayısıyla davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gözetilerek, eldeki dava ile İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olan 2020/214 Esas sayılı davanın birleştirilerek görülmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. " (Yargıtay 3....