Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: İcra dosyasında sıfatı bulunmayan davacının müvekkiline karşı istirdat davası açmasının husumeten mümkün olmadığını, açılan davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesinin gerektiğini, dava dilekçesi içeriğinden davanın istirdat davası mahiyetinde olduğunun açık olduğunu, sebepsiz zenginleşme davası olarak açılsaydı dahi davanın yine müvekkiline karşı açılamayacağının da sabit olduğunu, istihkak davalarının teknik davalar olup İcra Mahkemelerinin görevine ve uzmanlık alanına girdiğini, davacı 3.kişi tarafından açılan istihkak davasının sonucunun iş bu istirdat davasının esasını da etkilemeyeceğinin açık olduğunu, zira istihkak davalarının bir malın mülkiyetine ilişkin davalar olup; istirdat davasının esası açısından belirleyici olmasının mümkün olmadığını, istirdat davasının esası açısından belirleyici olan iddiaların sınırlı olduğunu, netice itibariyle davacı 3.kişinin açması gerekeni davanın istirdat davası olmadığını...
Olan, ... çek numaralı, 31.03.2021 tarihli, 25.000,00TL bedelli çekin hamiline karşı istirdat davası açması için süre verildiği, davacı tarafın çeki ibraz eden son hamile karşı istirdat davası açmaması üzerine açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği "gerekçesi ile, 1-...-Sefaköy Şubesine ait, keşidecisi ... Ticaret A.Ş.olan, ... çek numaralı, 06.03.2021 tarihli, 7.790,00TL bedelli çekle ilgili hamile karşı istirdat davası açıldığından iş bu ÇEK YÖNÜNDEN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2-... Bankası A.Ş.-Sefaköy Ticari Şubesine ait, keşidecisi ... A.Ş. Olan, ... çek numaralı, 31.03.2021 tarihli, 25.000,00TL bedelli çekin hamiline karşı istirdat davası açmaması üzerine açılan DAVANIN REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. (1) Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur." hükümlerini haizdir....
Kıymetli evrakın zayii olması nedeniyle hasımsız olarak açılan iptal isteminde, mahkemece yapılan ilan üzerine veya ilandan önce hamil ortaya çıkacak olursa, mahkemece hamil aleyhine istirdat davası açmak için davacıya uygun bir süre verileceği, (TTK. m.758) davacının bu süre içerisinde istirdat davası açmaz ise mahkemenin hasımsız olarak açılan iptal istemini reddedeceği (TTK.m.818 yollaması ile m.758) hususu hüküm altına alınmıştır. Dava konusu çekin son cirantası ve hamili Bünyamin Karakuş tarafından ibraz edildiği bizzat davacı vekili beyanı ve çekin arkalı önlü suretinin sunulmasında anlaşılmıştır....
CEVAP Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; müvekillerinin dava dilekçesinde belirttiği şirket devri için davacı ile anlaştığını, dava konusu çeklerin bu nedenle davacı tarafından müvekillerine kargo aracılığı ile gönderildiğini, müvekillerinin kargo ile geldiği için çeklerdeki imzanın kontrolünü yapamadığını, bu çekler harici başka çeklerinde davacı tarafından müvekkillere verildiğini ve ödendiğini, bu çeklerinde dava konusu çekler ile imzaların aynı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kambiyo senedinden kaynaklı borçlu bulunmadığının tespiti istemli menfi tespit davası (İİK mad.72) ve çek istirdat davasıdır. Davacılardan ... tarafından açılan menfi tespit davası ve diğer davacı olan ....... Hiz. Tic. A.Ş. tarafından açılan dava çek istirdat davası olup, subjektif dava birleşmesi şeklinde açılan işbu davada davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmaktadır....
Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur. '' şeklindeki düzenlemeler karşısında icra takibinden sonra görülen istirdat davası yargılaması sırasında takibin durdurulmasına karar verilmesi mümkün değildir. Ayrıca eldeki davanın konusunun tahliye davası olmaması nedeniyle de bu yönde bir karar verilmesi davanın konusu ve niteliği gereği mümkün olmayıp, mahkemece verilen kararın hukuka uygun olduğu, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
Vekili davaya müdahil olmak istemiş olup hasımsız şekilde açılan davaya üçüncü kişilerin asli ya da fer'i müdahale imkanı bulunmamaktatır. Bilindiği üzere, zayi nedeniyle çek iptaline karar verilebilmesi için çekin kimde ve nerede olduğunun bilinmemesi gerekmektedir. Çekin kimde olduğu biliniyor ise çekin iadesi istirdat davası açılması gerekir. Somut olayda ise, iptali talep edilen dava konusu çekin kimde olduğunun davacı şirket tarafından bilindiğinden süresi içindede istirdat davası açılması nedeniyle çek iptali davası konusuz kaldığından bir karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkemece, istirdat davası yönünden davanın hakdüşürücü süre nedeniyle reddine,menfi tesbit davası yönünden, henüz ödenmeyen ve belgeye bağlı olmayan 9.262,47 TL için borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 23.6.2010 tarihli ve 2010/1542-9181 esas ve karar numaralı ilamı ile Onanmasına karar verilmiştir. Bu onama ilamı üzerine davacı tarafça karar düzeltme yoluna başvurulmuştur. Davalı davacı hakkında 21.5.2004 tarihinde başlattığı ilamsız takipte “TEK,Vergi Dairesi,Banka gibi borçların ödenmesi” dayanak gösterilerek 100.000 TL asıl alacağın tahsilini talep etmiş, takibe itiraz edilmemesi nedeniyle kesinleşen takipte hacizli malın satışı suretiyle 23.1.2006 tarihinde 90.737,53 TL tahsil edilmiştir....
ise 05/11/2018 olduğunu, davanın bu tarih itibariyle de 1 yıllık süre içinde açılmadığını, 02.10.2007 tarihi itibariyle 10 yıllık, 12.03.2015 tarihi itibariyle gerek 1 yıllık istirdat, gerekse de 2 yıllık sebepsiz zenginleşme zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, bu nedenle davanın zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığını, müvekkili tarafından, mirasçı hazine aleyhine bir icra takibi başlatılmadığını, bu nedenle, işbu menfi tespit davasının "icra takibinden önce açılan olumsuz menfi tespit davası - İİK md. 72/II" olarak nitelendirilmesi gerekmekte olduğunu, bu davada borçlunun kendisinden alacak isteminde bulunan ve fakat henüz icra takibine geçmemiş olan kimseye karşı «borçlu bulunmadığının» tespitini istemekte olduğunu, ancak bu davada da kişinin menfi tespit davası açabilmesi için maddi hukuk açısından gerçekten borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararının olması gerektiğini, icra takibinin borçlusunun...
İstirdat davasına ilişkin temyiz incelemesi yönünden ise; İstirdat davası, İcra ve İflas Kanununda düzenlenmiş olmasına rağmen, uyuşmazlığı maddi hukuk bakımından sona erdirme amacına yönelik bir davadır. İstirdat davası, normal bir eda davası olup, bununla icra takibi sırasında sebepsiz olarak ödendiği iddia edilen paranın geri verilmesi istenir. İstirdat davasının biri takip hukukuna, diğeri maddi hukuka ilişkin olmak üzere iki şartı vardır. İstirdat davası açılması için ilk şart, geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olmasıdır. Borçlunun, ödeme emrine itiraz etmemesi veya itiraz etmiş olmasına karşın itirazının kesin kaldırılması nedeniyle, kesinleşmiş olan icra takibi dolayısıyla, bu parayı gerek nakden, gerek mallarının haczedilip satılması suretiyle cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmış olması gerekir....