3. Hukuk Dairesi 2015/19428 E. , 2017/5699 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ... Belediyesi Encümen kararı ile davaya konu taşınmazın dava dışı .....'...
Yerleşik Yargıtay uygulaması gereğince, istirdat davasının koşullarının oluştuğu durumlarda davaların sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilmesi doğru görülmemekte ve davaya istirdat davası olarak bakılması gerektiği kabul edilmektedir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/17619 Esas, 2017/3930 Karar; 2015/1355 Esas, 2015/11705 Karar; 2016/3867 Esas, 2016/15577 Karar) İİK'nın 72/7. maddesi uyarınca; ''Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir,'' düzenlemesi mevcut olup, eldeki dava yerleşik Yargıtay uygulaması gereğince istirdat davası niteliğinde olduğundan, bir yıllık hak düşürücü süreye tabidir....
Maddesindeki " Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir." şeklindeki düzenlemedir. DELİLLER : Davaya konu çek incelendiğinde-----keşide -------- bedelli, keşidecisinin dava dışı -------- olduğu, lehtarının davacı ------ olduğu, davacı şirket tarafından ------, daha sonra ciro yolu ile ------ verildiği ve bu şirket tarafından ------ verildiği ve bu şirket tarafından da ciro edilerek en son davalı--------tarafından iktisap edildiği ve en son ciranta ve yetkili hamilin davalı şirket olduğu görülmüştür. Celp ve tetkik olunan ------- dosyasında davalı tarafça açılan çek iptal davasında mahkemece davacı tarafa çeki ibraz eden şirkete karşı istirdat davası açılması için süre verildiği, verilen süre içerisinde mahkememiz huzurunda istirdat davası açıldığı anlaşılmıştır....
Yapılan itirazlar üzerine dosya İstanbul Anadolu Nöbetçi ATM'sine müzekkere yazılmak suretiyle Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinden seçilecek 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor alınmıştır. Raporda özetle; Dava konusu imzanın oluşturuluş biçimlerinden, motor hareketlerden ve diğer grafolojik tespit unsurları bakımından tamamen farklı olduğu ve dava konusu imzanın ...'in eli ürünü olmadığı beyan edilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacı taraf ile çekin keşidecisi arasında ticari ilişki olduğu, aralarında düzenlenmiş faturalar ve cari hesap ekstrelerinden açıkça anlaşılmaktadır. Yine dosyaya celbedilen Ankara CBS ...sor sayılı dosyasındaki whatsapp yazışmalarında ...'ın ...'a çekleri çaldığına dair beyanları mevcuttur. İstirdat davası İcra ve İflas Kanunu'nun 72/7-8 maddesinde düzenlenmiştir. İİK. 72/7-8. Maddesi; "Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir....
İİK'nın 72/6 maddesi kapsamında açılan menfi tesbit davası dolayısıyla tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edileceği yasal olarak hüküm altına alındığından başta menfi tespit davası için gerekmeyen zorunlu arabuluculuk şartının yargılama sırasında borcun ödenmesi sebebiyle davanın yasa gereği istirdat davasına dönüşmesi durumunda da aranmayacağı istikrar kazanan Yargıtay içtihatları ile sabittir....
Söz konusu (menfi) tespit talebinde bulunan borçlunun, icra takibinin devamı esnasında alacaklıya karşı açacağı dava, "menfi tespit davası"; bununla birlikte "ödemesini gerçekleştirdiği meblağın kendisine ödenmesi" için alacaklıya yönelik açacağı dava ise "istirdat davası" olarak tanımlanacaktır. Belirtilen bu açıklamalardan hareketle ve 2004 Sayılı İİK.'nın 72/6. maddesi uyarınca; menfi tespit davası olarak açılan bir davada, herhangi bir sebeple borcun ödenmesi halinde de, davaya "istirdat davası" olarak devam edilecektir. Menfi tespit davasında; "alacağın varlığını" iddia eden tarafın "davalı" olması nedeniyle, ispat yükü de kural olarak davalıya (alacaklıya) düşmektedir....
Maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf sebepleriyle bağlı olarak yapılan inceleme sonunda; Taraflar arasındaki uyuşmazlık; yapıldığı iddia edilen fazla ödemenin hukuki nitelemesinin istirdat davası mı yoksa sebepsiz zenginleşme davası konusu mu olduğu, buradan varılacak sonuca göre davanın süresinde açılıp açılmadığına ilişkindir. Yerel mahkeme yapıldığı iddia edilen fazla ödemenin istirdat davası konusu olabileceğini, bu durumda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın usulden reddine karar vermiştir. İstirdat ve sebepsiz zenginleşme arasında farklar vardır. İstirdat davası, borç olmayan bir şeyin icra takibi sonucunda ödenmesi durumunda, ödenen paranın geri alınması için açılan bir davadır. Sebepsiz zenginleşme davası ise, haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının mal varlığından veya emeğinden zenginleşen kişiye karşı bu zenginleşmenin geri verilmesi için açılan bir davadır. Sebepsiz zenginleşmede, iradi olarak bir ödeme söz konusudur....
Maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf sebepleriyle bağlı olarak yapılan inceleme sonunda; Taraflar arasındaki uyuşmazlık; yapıldığı iddia edilen fazla ödemenin hukuki nitelemesinin istirdat davası mı yoksa sebepsiz zenginleşme davası konusu mu olduğu, buradan varılacak sonuca göre davanın süresinde açılıp açılmadığına ilişkindir. Yerel mahkeme yapıldığı iddia edilen fazla ödemenin istirdat davası konusu olabileceğini, bu durumda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın usulden reddine karar vermiştir. İstirdat ve sebepsiz zenginleşme arasında farklar vardır. İstirdat davası, borç olmayan bir şeyin icra takibi sonucunda ödenmesi durumunda, ödenen paranın geri alınması için açılan bir davadır. Sebepsiz zenginleşme davası ise, haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının mal varlığından veya emeğinden zenginleşen kişiye karşı bu zenginleşmenin geri verilmesi için açılan bir davadır. Sebepsiz zenginleşmede, iradi olarak bir ödeme söz konusudur....
Her ne kadar davacı vekili duruşma sırasında kaybolduğundan bahisle iptalini talep ettiği çeklerin bankaya ibrazı nedeniyle oluşan durum karşısında istirdat davası açılmayacağı yönünde imzasız beyanda bulunmuş ise de istinaf dilekçesi içeriğine göre de istirdat davası açılmadığı sabit olup, mevcut dosya kapsamına göre zayilik nedeniyle kararın kaldırılarak çeklerin iptali yönünde karar verilmesi talep edildiğine göre, çeklerin kayıp olmadığı dava dışı 3.kişiler tarafından muhatap bankaya ibraz edildiği, davacı tarafından da istirdat davası açılmaksızın kararın kaldırılması istendiğinden bu aşamadan sonra çeki elinde bulunduran tarafın ortaya çıkmasına göre zayi nedeniyle çekin iptali davasına devam edilmesine imkan bulunmamaktadır. Davacının ileri sürdüğü istinaf sebepleri daha çok çeki elinde bulunduran tarafın ortaya çıkmaması ya da açılacak istirdat davasında incelenmesi mümkün olan hususlardan olup, davacı tarafın istinaf itirazlarının reddi gerekmektedir....
Yargılama aşamasında bankaya yazılan müzekkereye cevap verildiği, verilen cevabi yazıda dava konusu çekin ibraz edildiği görülmekle davacı vekiline istirdat davası açmak üzere süre verildiği, verilen süreye rağmen istirdat davası açılmadığı anlaşılmıştır. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; zayi nedeniyle iptaline karar verilmesi istenen dava konusu çekin ilgili bankaya ibraz edildiği, davacı tarafın çeki ibraz eden son hamile karşı istirdat davası açmaması üzerine açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği (Yargıtay 11.HD 2015/11662 Esas, 2016/8538 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere) kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....