Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

kaynaklanan menfi tespit davası açıldığını, dava dışı ......

    Buna göre; istirdat davasında hak düşürücü süre kanunda açıkça belirtilmiş olup, borçlu olmadığı parayı tamamen ödemek zorunda kalan şahıs, ödeme tarihinden itibaren 1 (bir) yıl içerisinde istirdat davasını açmak için mahkemeye başvurmalıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11/04/2007 tarihli, 2007/3-164 E. ve 2007/204 K. sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; istirdat davası, İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenmiş olmasına rağmen, uyuşmazlığı maddi hukuk bakımından sona erdirme amacına yönelik bir davadır. İstirdat davası, normal bir eda davası olup, bununla icra takibi sırasında sebepsiz olarak ödendiği iddia edilen paranın geri verilmesi istenir. İstirdat davasının, borçlu olunmayan bir paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekir....

      Yukarıda metni alıntılanan 6183 SK'nun 79/3- 4 maddesi uyarınca, 1 yıllık yasal süre içinde menfi tespit davası açmayan davacı tarafın, bilahare, taşınır veya taşınmaz mallarının haczedildiği iddiası ile istirdat davası açması mümkün değildir. Bu duruma göre eldeki istirdat davasının, dava şartı yokluğu sebebi ile reddi gerekirken davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup 6100 sayılı HMK'nın 353/1- a (4) maddesi uyarınca, mahkemece, yukarıda açıklandığı gerekçelere göre yeniden karar verilmesi için dosyanın, ilk derece mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Samsun 5....

      tarafından gönderilen 05.01.2022 tarihli yazıda, ... nolu çekin 30.11.2021 tarihinde ... Tic.Ltd.Şti tarafından ibraz edildiği bildirilmiş ve çek görüntüsü gönderilmiştir. ... bankasınca gönderilen 03.01.2022 tarihli yazı cevabında da diğer çekin ... Faktoring tarafından ibraz edildiği bildirilerek çekin görüntüsü dosyaya sunulmuştur. Her iki çekin ibrazı üzerine ilk derece mahkemesince, 12.04.2022 tarihli oturumda istirdat davası açılması için davacıya iki haftalık süre verilmiş, davacı tarafından ... Faktoring aleyhine İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/286 Esas sayılı dosyasında istirdat davası açıldığı ve çeklerin istirdadının istenilidği anlaşılmıştır.Hasımsız şekilde açılan çek iptali davasında, çeklerin ibraz edilmesi üzerine ilk derece mahkemesince istirdat davası açılması için süre verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Çeklerin kimin tarafından ibraz edildiği banka kayıtlarıyla sabit olup, bu kişilere karşı istirdat davası açılmalıdır....

        İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından, mahkemece davanın istirdat davası olduğundan bahisle ret kararı verildiğini, davanın İİK'nda yer alan istirdat davası kapsamında açılmış bir dava olmadığını, bir yıllık hak düşürücü sürenin uygulanamayacağını, davanın borçlar kanunu kapsamında açılan rücuen tazminat davası olduğunu, bu nedenle mahkemece verilen kararın hatalı olduğu, kararın kaldırılması talep edilmiş ise de; Mahkemece davanın istirdat davası olduğundan bahisle hak düşürücü süreden dolayı reddine karar verilmiş ise de, davacı şirketin trafik kazası sonucu vefat edenin desteğinden yoksun kalanlara ödenen destekten yoksun kalma tazminatının rücuen tahsili davası olup, davanın İİK'nda yer alan istirdat davası olmadığı, BK'ndan kaynaklandığı anlaşılmakla, mahkemece verilen kararın yerinde olmaması nedeniyle, kararın kaldırılarak taraf delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur...

        Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından mahkememizde açılan zayi nedeniyle iptal davasına konu çekin ibraz edilmiş olması ve çek hamiline karşı da istirdat davası açıldığı dikkate alınarak konusu kalmayan dava yönünden karar verilmesine yer olmadığı şeklinde aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafın dava dilekçesinde borcun kendilerine ait olduğunu inkar etmediğini ayrıca davalı şirketin bononun yetkili hamili olduğunu, istirdat davası ile ancak gerçekte borçlu olunmayan paranın iadesinin istenebileceğini, senedin zorunlu unsurları barındırdığı beyanla davanın reddini talep etmiştir. İcra İflas Kanunu 72/6. Ve 72/7. Fıkralarında düzenlenen istirdat davası; borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs için düzenlenmiştir. Davacı taraf istirdat talebini senedin zorunlu unsurları taşımadığı gerekçesine dayandırmaktadır. Ayrıca davalının yetkili hamil olmadığını iddia etmektedir. Takip konusu senet incelendiğinde lehtar ünvanının tam olarak yazılmadığı sabit ise de Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 16/09/1996 tarih 9811-103060 sayılı kararı ile 07/04/1997 tarih 3888-4279 sayılı kararında da belirtildiği üzere tüzel kişinin ünvanı kısaltılmış olarak yazılması senedin bono vasfını etkilemeyecektir....

            Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkilinin borçlandırılarak tahsil edilen tutarlar bakımından istirdat, bakiye borç bakımından ise menfi tespit talebinde bulunmuş olup, dosya kapsamı ile iddiasının ileri sürülüş şeklinden dava İİK'nın 89/3 maddesi uyarınca açılan menfi tespit davası değil İİK'nun 72. maddesine dayalı genel hükümler uyarınca açılan menfi tespit ve istirdat davası olup, Mahkemece davanın üçüncü kişi tarafından İİK 89 gereğince 3.haciz ihbarnamesi nedeniyle açılan menfi tespit davası olduğunun kabulü ile davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi kararı yerinde görülmemiş olup, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerindedir. Dava dışı borçlu hakkında davalı tarafından .... İcra Müdürlüğü'nün .... Esas sayılı icra takibi yapılmış ve takip kesinleşmiştir. Takip borçlusunun davacı nezdinde alacağı olduğu öğrenilmekle davacıya İİK.'nun 89/1. maddesi uyarınca I. ve II. haciz ihbarnameleri tebliğ edilmiştir....

              Dava konusu çekin ilgili banka şubesine ibraz edilmiş olması nedeniyle davacı vekiline çek hamillerine karşı istirdat davası açmak üzere kesin süre verildiği, buna ilişkin tebligatın 11/12/2022 tarihinde yapılmasına rağmen istirdat davası açılmadığı ve açılmasını gerektiren bir husus bulunmadığına dair beyan dilekçesi sunulduğu görülmüştür. Dava, zayi nedeniyle çek iptali istemine ilişkin olup, bu davalar, özelliği itibari ile hasımsız açılan davalardandır. Yapılan yargılama sırasında çek hamilinin ortaya çıkması durumunda, çek iptali davasını açan davacıya, mevcut çek hamiline karşı çek istirdadı davası açması konusunda süre verilmeli, istirdat davasının açılması halinde, çek iptali davasının konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığı, istirdat davası açılmaması halinde ise çek iptali davasının reddi yönünde hüküm kurulmalıdır. Nitekim TTK sistematiği ve Yargıtay içtihatları da bu yöndedir....

                HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı ---- aleyhine açılan menfi tespit ve istirdat davasının, davalının sıfat yokluğu (pasif husumet) nedeniyle reddine, 2-Davalı ----aleyhine açılan menfi tespit davasının, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, 3-Davalı ----aleyhine açılan istirdat davasının kabulü ile, --- davalı ----alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacının aylık tüketim miktarına ilişkin davalı ---- aleyhine açtığı tespit davasının, davalının sıfat yokluğu (pasif husumet) nedeniyle reddine, 5-Davacının aylık tüketim miktarına ilişkin davalı ----- aleyhine açtığı tespit davasının HMK'nın 114/1-h maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden reddine, 6-Alınması gereken 742,65 TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 2.087,17 TL peşin harç, 168,58 TL ıslah harcı toplamı 2.255,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.513,10 TL’nin davacıya iadesine, 7-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak...

                  UYAP Entegrasyonu