Dava konusu edilen yerde 6831 Sayılı Kanuna dayalı yapılan 2B uygulamasının 1985 yılında yapıldığı ve aynı yıl içerisinde bitirildiği, 3302 Sayılı Kanuna göre yapılan 2B çalışmalarının ise 1987 tarihinde yapılıp aynı tarihte bitirildiği, 1989 tarihinde ise sonuçlandırma tutanağı düzenlenerek orman kadastrosu ve 2B çalışmalarının ilan edilerek kesinleştikleri anlaşılmıştır. Son olarak 6292 Sayılı Kanuna göre yapılan uygulama 23/12/2015 tarihinde ilan edilerek 21/01/2016 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşen orman tahdit tutanaklarına göre; 329 ada, 16 parselin tamamının orman sayılmayan yerlerden olduğu, 2863 parselin ise 1781,68 m²sinin orman tahdidi içerisinde yer aldığı, bu nedenle orman sayılan yerlerden olduğu ve fakat bu parselin 965,32 m²sinin orman sayılmayan yerlerden olduğu tespit edilmiştir....
CEVAP Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın kısmen orman, kısmen açıklık alanda olduğunu, taşınmazın güncelleme çalışmasına tabi tutulmadığını, 2/B niteliğinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 2/B kullanım ve güncelleme çalışması yapılmayan yerlerde, yargı organlarınca idareyi zorlayıcı kararlar verilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Mahallesi 714 ada 9 parsel sayılı 2.703 m² yüzölçümündeki taşınmazın 184 ada 7 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile oluştuğunu, taşınmazın bir kısmının orman içinde kalması nedeniyle davalı adına olan tapu kaydının yolsuz tescile dayandığını, 184 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 1958 yılında Hazine adına orman olarak tescil edilmesine rağmen daha sonra 1744 sayılı Yasa uygulaması ile yapılan orman tahdidi aplikasyonunda ve 2896-3302 sayılı Yasalar kapsamında bazı kısımlarının hatalı olarak orman sınırları dışında bırakıldığını, 184 ada 7 parselin de içinde bulunduğu LXIII numaralı 2B parselinin 1982 yılında çekilen ... fotoğrafında parselin tamamına yakın kısmında yapılaşma olmadığı, yerleşim alanı haline dönüşmediği ve çok büyük bir kısmının orman vasfını koruduğu halde 1744, 2896 ve 3302 sayılı yasalar kapsamında yapılan çalışmalarda 2B maddesi uygulamasına konu edildiğini, ......
ın taksirle yaralama suçundan, 2.240.00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına karar verildiği, karara karşı sanık müdafii tarafından itiraz edildiği, sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı sadece sanık müdafii tarafından itiraz edilmiş olması karşısında, itiraz mercii olan Antalya 11....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, kullanım kadastrosuna ilişkin olmayıp 2B uygulama tutanaklarındaki işgalci isminin değiştirilmesi istemine ilişkin olup, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 2016/1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 20. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 30.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, kullanım kadastrosuna ilişkin olmayıp 2B uygulama tutanaklarındaki işgalci isminin değiştirilmesi istemine ilişkin olup, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 2016/1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 20. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 30.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
taşınmazlar tespit edilip, ilana çıktığını, dava konusu taşınmazın 2B kapsamında olmayıp orman arazisi olduğunu, bir yerin 2B kapsamında alınması için madde fıkrasındaki şartları taşınması gerektiğini, dava konusu taşınmaz iş bu şartları taşımadığı için 2B dışında tutulduğunu, bir yerin orman sınırlarına çıkarılması için o yerin öncelikle bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olması gerektiğini, dava konusu taşınmazın orman arazisi olup davacının taşınmaz üzerinde zilyet olmasının hukuken hiçbir önemi olmadığını, orman arazileri kazandırıcı zamanaşımı ile kazanılamayacağını, bunun yanı sıra taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyette bulunulmasının da taşınmazın orman arazisi olma özelliğini kaybettirmeyeceğini, devlet ormanları menfaati umuma ait olan yerlerden olup, devletin hüküm ve tasarrufu altında olduklarını, iş bu nedenle, zilyetlik, kazandırıcı zamanaşımı, ihya, kullanma vs. nedenlerle özel mülkiyete konu olamayacaklarını, 6831 sayılı yasada orman olarak tanımlanan...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25.02.2021 NUMARASI : 2020/565 ESAS - 2021/199 KARAR DAVA KONUSU : Kullanım Kadastrosuna İtiraz KARAR : Taraflar arasında görülen "Kullanım Kadastrosuna İtiraz " davasının yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Şüpheli hakkında, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının içeriğinde, şüphelinin bu karara itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresinin gösterilmemesi suretiyle usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmadığı için karar şüpheli tarafından öğrenilmiş olsa bile, 29/09/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği ve kovuşturma şartlarının oluşmadığı dikkate alınarak, şüpheliye kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına karşı 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte kararın yeniden tebliğ edilmesi gerektiğinden, bu kapsamda inceleme konusu olayda sanığın yükümlülüklere uymaması eylemini, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeden gerçekleştirdiği gibi, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile...
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Şüpheli hakkında, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının içeriğinde, şüphelinin bu karara itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresinin gösterilmemesi suretiyle usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmadığı için karar şüpheli tarafından öğrenilmiş olsa bile, 29/09/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği ve kovuşturma şartlarının oluşmadığı dikkate alınarak, şüpheliye kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına karşı 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte kararın yeniden tebliğ edilmesi gerektiğinden, bu kapsamda inceleme konusu olayda sanığın yükümlülüklere uymaması eylemini, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeden gerçekleştirdiği gibi, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile...