Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilahare, 30.04.2010 tarihli kadastro komisyon kararı uyarınca, taşınmazın krokisinde (A) harfi ile gösterilen 4.346,97 metrekarelik bölümünün 2/B alanında kaldığı gerekçesiyle bu bölümün 1472 parsel numarası altında tarla vasfıyla Hazine adına tesciline, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine, taşınmazın 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve halen ... mirasçılarının kullanımında olduğu şerhi yazılmış; 205 parsel sayılı taşınmazın geriye kalan 2.353,03 metrekarelik bölümü yine aynı parsel numarasıyla, bahçeli ahşap ev ve ahır vasfıyla ... adına tescil edilmiştir. Davacı ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak, 205 parsel sayılı taşınmazın adına tesciline karar verilmesi, 1472 parsel sayılı taşınmazın ise kendi fiili kullanımında bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazda lehine kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ORMAN SINIRINA İTİRAZ VE KULLANICI ŞERHİ VERİLMESİ Dava, kullanım kadastrosuna konu alan dışında orman içerisinde kalan taşınmaza kullanıcı şerhi verilmesine ilişkin olmakla, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 2016/1 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 20. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 17.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B madde uygulamasına itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde arazi kadastrosu 1992 yılında yapılmış ve 25.01.1993 tarihinde kesinleşmiştir. Yörede orman kadastrosu 1967 yılında yapılmış ve 01.8.1968 tarihinde kesinleşmiştir. 175 nolu orman kadastro komisyonu tarafından yapılan aplikasyon ve 2B madde uygulaması 01.3.2007 tarihinde ilan edilerek 01.09.2007 tarihinde kesinleşmiştir....

        Bu husus değerlendirilmeden taşınmazın davalıların kullanımında olduğuna ilişkin kullanıcı şerhi verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu nedenle, mahkemece yerel bilirkişiler ve tarafların gösterecekleri tanıklar olduğu halde yeniden yapılacak keşifte, kadastro tespit tarihi itibariyle çekişmeli taşınmaz üzerinde bulunan bitki örtüsünün niteliği, ev, yapı, bina olup olmadığı hususları irdelenerek muhdesat şerhi verilmesi koşulları değerlendirilip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı ... ve davalı ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 29/06/2017 günü oybirliği ile karar verildi....

          ile Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          konusu parselde müvekkili adına tapuya 2B kullanıcı şerhi işlenmesi olduğunu, bu edenle somut olayla benzer davalarda Yargıtayın dikkate aldığı hususun dava konusu taşınmazda davacının fiili kullanımın olup olmadığı ve mevcut dava dosyasında müvekkillerin fiili kullanımı ihtilafsız iken mahkemenin somut olayla uyumsuz hukuk genel kurulu kararına değinilerek davanın reddi kararının hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazda mülkiyet değişikliğini gerektirmemekle birlikte davayı açmakta aktif husumet ehliyetleri ve dava konusu yolun 2B ile bütünlük arz ettiği sabit olduğundan davayı açmakta hukuki yarar bulunduğunu, bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini " öne sürerek kanun yoluna başvurmuştur....

          Temyize konu davanın açıldığı 08.07.2003 tarihinden sonra taşınmazın bulunduğu yerde 2B madde uygulaması yapılarak taşınmaz XIX numaralı poligon içinde orman sınırları dışına çıkarılmış ve bu çalışma 03.03.2004 tarihinde ilan edilmiştir. Bu durumda dava aynı zamanda 2B uygulamasına itiraz niteliğinde olmakla davaya bakma görevi 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesi uyarınca Kadastro Mahkemesine aittir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, mahkemece tescil davası elde tutularak 2B uygulamasına itiraz yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 15/04/2008 gününde oybirliği ile karar verildi....

            nın kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak, narenciye bahçesi vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildikten sonra, 2010 yılında 3402 sayılı Yasa'ya 5831 sayılı Yasa'nın 8. maddesi ile eklenen Ek-4. madde kapsamında yapılan kullanıcı güncelleme işlemleri sonucunda 1014 parsel numarası ile kullanım şerhi aynen korunarak tespit edilmiş, 2014 yılında ise yenileme kadastrosu sonucunda taşınmaz, 101 ada 278 parsel numarasıyla 8.780,03 metrekare yüzölçümlü olarak tapuya kayıt ve tescil edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın bir kısmının kendi fiili kullanımında bulunduğunu ileri sürerek, lehine kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece verilen, çekişmeli 1014 parsel (yeni 101 ada 278 parsel) sayılı taşınmazın beyanlar hanesine teknik bilirkişilerin 19.02.2015 havale tarihli krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen 198,55 metrekare yüzölçümündeki kısmın davacı ... oğlu ...'...

              nın kullanımında olduğu şerhi verilerek, tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları, taşınmazın murislerinden intikat ettiğini, bu sebeple güncelleme çalışmaları esnasında bütün mirasçılar adına kullanıcı şerhi verilmesi gerektiğini öne sürerek, davalı adına olan şerhin terkini ile tüm mirasçılar adına kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş; hükmün, davalıların vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, davalı tarafın istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kaldırılmasına, 3402 sayılı Yasanın 12/3. Maddesinden öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılmadığından, hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ve iş bu karar davacı vekili tarafından tarafından temyiz edilmiştir....

                Mahkemece, taraflar arasında yapılan adi yazılı sözleşmede sözleşmeye konu yerin neresi olduğunun belirli olmaması ve satın alan kişilerin birden fazla olması, kaldı ki tapulu taşınmazın devri resmi şekle tabi olması ve şekle uyulmadan yapılması yapılan sözleşmeyi geçersiz kıldığını, ayrıca satın alma hakkının devrine ilişkin hukuken bir düzenleme bulunmadığı, geçersiz olduğu gerekçesiyle karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki; kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindeki davaların, kayıt maliki Hazine ile varsa adlarına kullanım şerhi verilen kişilere husumet yöneltilmek suretiyle açılması zorunludur. Eldeki davada; davacı yalnızca, dava konusu taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde kullanıcı olarak adı geçen T4 hasım göstermek suretiyle dava açmış ancak, kayıt maliki olan Hazine’ye ve taşınmazın tamamında hak sahipliği iddiasında bulunulması nedeni ile de diğer kullanıcı şerhi sahibi olan Üstün Tokyay'a husumet yöneltilmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu