Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kira sözleşmesinin 14. maddesindeki bu hüküm, T.B.K'nun 179 ve devamı maddelerinde düzenlenen cezai şart niteliğindedir. Cezai şart geçerli bir borcun yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi ya da belli bir yerde belirli bir zamanda yerine getirilmemesi durumunda, borçlunun ödemesi gereken bir edimdir. Tarafların serbest iradesi ile kararlaştırılan bu cezai şart geçerli olup tarafları bağlar. Kiraya veren İdare'nin kiracıya tahliye işlemlerini tamamlamak üzere süre vermiş olması, sözleşme ile kararlaştırılmış olan cezai şart alacağının tahsilinden vazgeçtiği anlamını taşımamaktadır....

    Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, İl Özel İdareleri ve Belediyeler 2886 Sayılı Kanun uyarınca kiraya verdikleri taşınmazlarını, kira süresi sonunda, işgal ne kadar süre devam ederse etsin kiralananın 6570 Sayılı Yasaya ya da Türk Borçlar Kanunu'na tabi olup olmadığına bakılmaksızın her zaman gerek mahkemeden gerekse mülkiye amirinden tahliyesini isteyebilirler. Ecrimisil olarak alınması gereken paranın “kira parası” adı altında alınmış veya ödenmiş olması, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin yenilendiği anlamına gelmez. Taşınmazların ilk defa kiralamalarının 2886 Sayılı Kanun kapsamında kiraya verilmiş olması durumunda, aynı kanunun 75. Maddesine göre sözleşmede özel bir hüküm yoksa kira ilişkisinin süre sonunda son bulacağı kanun gereğidir....

    Taraflar arasındaki kira sözleşmesi 2886 Sayılı Yasa kapsamında sürenin bitmiş olması nedeni ile feshedilmiş olup, artık kiracılık ilişkisi kalmadığından, davalının taşınmazı süre bitiminde tahliye etmesi gerekir. Kiralanan yer 2886 Sayılı Yasa kapsamında ihale ile kiraya verilmiş olduğundan kiralananın genel hükümlere veya TBK'nun konut ve çatılı işyeri kiraları hükümlerine tabi olup olmadığının önemi bulunmamaktadır. TBK'nun 346. Maddesinde kiracıya, kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemez hükmü düzenlenmiş ise de, sözleşmenin 14. Maddesindeki şart tahliyenin sağlanması için konulan bir düzenleme olup, TBK'nin 346. Maddesi kapsamında bir cezai şart olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Bu durumda sözleşme süresi sona erdiği halde kiralananı tahliye etmeyen davalı, sözleşmenin 14....

    Davacı kiracının cezai şart bedelinin ekonomik mahvına sebep olacağını ileri sürüldüğü nazara alınarak; TTK 14, 17, 1463 maddeleri, 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunun 3. maddesi çerçevesinde davacı kiracının tacir olup olmadığı araştırılarak tacir olması halinde; davacıya ait tüm ticari defter ve kayıtlar ile belgeler getirtilip, ticari defter ve kayıtları, bilançosu ve ekonomik durumunu etkileyen diğer unsurlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması, yapılacak inceleme sonucunda talep edilen cezai şart bedelinin, davacının iktisaden çöküntüye uğramasına yol açıp açmayacağı, tacir olmadığının tespiti halinde ise; TBK' nun 182/son maddesi gereğince cezai şartın aşırı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup 6100 Sayılı HMK'nın 353/1- a-6.maddesi gereğince hükmün kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir....

    Bu düzeleme karşısında kiralayan idarenin cezai şart talep edemeyeceği açıktır. İdare tıpkı 2886 sayılı kanunun alıntılanan 75.maddesi düzenlemesinde olduğu gibi kullanım bedeli yani ecrimisil isteyebilecektir. Ancak bu nitelikteki kira sözleşmeleri kira süresinin bitimi ile yasal olarak sona erdiğinden, davacının artık haksız işgalci durumunda olduğu açıktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 22.12.2010 gün ve 2010/13- 671- 696 sayılı kararı da bu doğrultudadır. Bu bağlamda, davacının menfi tespit kararı verilmesini talep ettiği, davalı idarenin kira süresinin bitiminden sonraki döneme ilişkin alacağın nitelik olarak bir ecrimisil alacağı olduğu ve 6100 sayılı HMK’nun 2.maddesine göre davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu anlaşılmaktadır....

    , kira sözleşmesi incelendiğinde 2886 sayılı Kanun uyarınca davacıya kiraya verildiğini, dolayısıyla 2886 sayılı Kanunun geçmişe etkili olarak yürütülmeyeceğine ilişkin iddiasının dayanaksız olduğunu, zira 2886 sayılı Kanun kapsamında kiraya verilen taşınmaz, yine 2018 yılında yapılan kanun değişikliği ile 2886 sayılı Kanunun 75. maddesi hükmü uyarınca tahliye edileceğini, davacı ile benzer durumda olan Üniversite tarafından iritifak hakkı verilen Edas İnş.Turz.Oto San.İç ve Dış Tic.A.Ş'nin Üniversite aleyhine açtığı uyarlama davası neticesinde mahkeme tarafından kira süresinin uzatılmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddedildiğini, bu kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15....

    Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle,258 ada 109 parselde kayıtlı açık otopark olarak kullanılan taşınmazın davalıya ihale ile kiralandığını ve 14.2.2008 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, sonrasında 2886 Sayılı Yasanın 64 maddesince kira sözleşmesi 10 yıldan fazla olamayacağından kira sözleşmesinin yenilenmeyeceği, taşınmazın sözleşme bitiminde boşaltılması ve yeni ihaleye katılması ihtarını içeren 20.11.2008 tebliğ tarihli ihtar gönderildiğini, 2886 Sayılı Yasanın 75 maddesi gereğince sözleşmenin devam etmediğini ve yenilendiğinin ileri sürülemeyeceğini belirterek taşınmazın tahliyesini ve kullanım devam ettiğinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile aylık 185 TL ecrimisil bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

      İdare Mahkemesi Başkanlığı'nın 2010/279 Esas sayılı dosyası ile iptaline karar verildiğini, böylece işletme ruhsatının iptaline dayalı sözleşmenin feshi işleminin geçersiz kaldığını, haksız fesih nedeniyle cezai şart istenemeyeceğini, İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/373 Esas ve 2013/447 Karar sayılı ilamının bekletici mesele yapılması gerektiğini ve davanın kabulü anlamına gelmemek kaydı ile cezai şart bedelinin fahiş olduğu dikkate alınarak mahkemece resen indirim yapılması gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile davalının İstanbul Anadolu 11....

        Mahkemece; davacının kira sözleşmesi çerçevesinde cezai şart ile yükümlü tutulamayacağına ilişkin menfi tespit istemi itibariyle ve kira ilişkisinin devam ettiğine ilişkin talep bakımından; tahliyenin gerçekleşmesi nedeniyle, kira ilişkisinin varlığının tespitine ilişkin istem bakımından; konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, cezai şart itibariyle de var olan sözleşmenin inkara uğramadığı da göz önüne alınarak yasal koşulları oluşmayan ve kanıtlanamayan menfi tespit isteminin reddine dair verilen hüküm, davacının temyizi üzerine Dairemizin 28.02.2018 tarih ve 2017/2679 E. 2018/1841 K sayılı ilamı ile; Taraflar arasındaki sözleşmenin cezai şarta ilişkin 17. maddesinde yer alan hükmün, T.B.K' nun 179 ve devamı maddelerinde düzenlenen cezai şart niteliğinde olup cezai şartın geçerli bir borcun yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi ya da belli bir yerde belirli bir zamanda yerine getirilmemesi durumunda, borçlunun ödemesi gereken bir edim olduğu ,tarafların serbest...

          Birleşen 2010/74 (2009/83) esas sayılı dava, davacı kiracı tarafından açılan taahhütnamenin geçersizliğinin tespiti, maddi ve manevi tazminat, intifa hakkı tesisi, kira sözleşmesine müdahale, cezai şart bedelinin indirimi, birleşen 2010/41 esas sayılı dava, davacı kiralayan tarafından açılan cezai şart alacağı,birleşen 2010/81 esas sayılı dava, davacı kiracı tarafından açılan kar mahrumiyetinden kaynaklanan tazminat ve kiralanana yapılan imalat bedellerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir....

            UYAP Entegrasyonu