WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi uyarınca eksik kalan cezai şart bedelinin tespitinin yapıldığı dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin kararın infazı aşamasında dikkate alınmasına şeklinde karar verilmesinde usul ve yasaya bir aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin bu hususlara ilişkin istinaf kanun yolu başvuru istemi ile, davacı idare vekilinin istinaf kanun yolu başvuru isteminin ayrı, ayrı reddine karar verilmiştir....

HD'nin 25.06.2007 tarih ve 2007/7997 K. sayılı, 07.04.2010 tarih ve 4054 K. sayılı ilamlarında da tartışıldığı üzere, kira bedellerinin ödenmemesi veya sözleşmeye aykılırık halinde (kiracının faaliyetini durdurması) aktin feshi ve tahliye istenebilmesi için Türk Borçlar Kanununun 315 ve 316. maddelerindeki şartların gerçekleşmesi ve davacının da buna dayalı olarak mahkemeden tahliye isteminde bulunması ve tahliye kararı alması gerekir. 2886 Sayılı Kanunun 62. maddesi genel hükümlere ilişkin bir madde olup kira parasının ve yan giderlerin sözleşmede yazılı sürede ödenmemesi ve kiracının faaliyetini durdurması bu madde gereğince davacı tarafından sözleşmenin tek taraflı olarak feshini gerektirmez. İdarenin davaya konu olayda, 2886 SK'nun 62. maddesine göre kira bedeli ile yan giderleri ödemediğinden bahisle kira akdini feshetmesi bu açıdan haksız olup, cezai şart niteliğindeki tazminat sorumluğunu doğurmaz....

Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, İl Özel İdareleri ve Belediyeler 2886 Sayılı Kanun uyarınca kiraya verdikleri taşınmazlarını, kira süresi sonunda, işgal ne kadar süre devam ederse etsin kiralananın 6570 Sayılı Yasaya ya da Türk Borçlar Kanunu'na tabi olup olmadığına bakılmaksızın her zaman gerek mahkemeden gerekse mülkiye amirinden tahliyesini isteyebilirler. Ecrimisil olarak alınması gereken paranın “kira parası” adı altında alınmış veya ödenmiş olması, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin yenilendiği anlamına gelmez. Taşınmazların ilk defa kiralamalarının 2886 Sayılı Kanun kapsamında kiraya verilmiş olması durumunda, aynı kanunun 75. Maddesine göre sözleşmede özel bir hüküm yoksa kira ilişkisinin süre sonunda son bulacağı kanun gereğidir....

Kira sözleşmesinin 14. maddesindeki bu hüküm, T.B.K'nun 179 ve devamı maddelerinde düzenlenen cezai şart niteliğindedir. Cezai şart geçerli bir borcun yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi ya da belli bir yerde belirli bir zamanda yerine getirilmemesi durumunda, borçlunun ödemesi gereken bir edimdir. Tarafların serbest iradesi ile kararlaştırılan bu cezai şart geçerli olup tarafları bağlar. Kiraya veren İdare'nin kiracıya tahliye işlemlerini tamamlamak üzere süre vermiş olması, sözleşme ile kararlaştırılmış olan cezai şart alacağının tahsilinden vazgeçtiği anlamını taşımamaktadır....

    Taraflar arasındaki kira sözleşmesi 2886 Sayılı Yasa kapsamında sürenin bitmiş olması nedeni ile feshedilmiş olup, artık kiracılık ilişkisi kalmadığından, davalının taşınmazı süre bitiminde tahliye etmesi gerekir. Kiralanan yer 2886 Sayılı Yasa kapsamında ihale ile kiraya verilmiş olduğundan kiralananın genel hükümlere veya TBK'nun konut ve çatılı işyeri kiraları hükümlerine tabi olup olmadığının önemi bulunmamaktadır. TBK'nun 346. Maddesinde kiracıya, kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemez hükmü düzenlenmiş ise de, sözleşmenin 14. Maddesindeki şart tahliyenin sağlanması için konulan bir düzenleme olup, TBK'nin 346. Maddesi kapsamında bir cezai şart olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Bu durumda sözleşme süresi sona erdiği halde kiralananı tahliye etmeyen davalı, sözleşmenin 14....

    Davacı kiracının cezai şart bedelinin ekonomik mahvına sebep olacağını ileri sürüldüğü nazara alınarak; TTK 14, 17, 1463 maddeleri, 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunun 3. maddesi çerçevesinde davacı kiracının tacir olup olmadığı araştırılarak tacir olması halinde; davacıya ait tüm ticari defter ve kayıtlar ile belgeler getirtilip, ticari defter ve kayıtları, bilançosu ve ekonomik durumunu etkileyen diğer unsurlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması, yapılacak inceleme sonucunda talep edilen cezai şart bedelinin, davacının iktisaden çöküntüye uğramasına yol açıp açmayacağı, tacir olmadığının tespiti halinde ise; TBK' nun 182/son maddesi gereğince cezai şartın aşırı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup 6100 Sayılı HMK'nın 353/1- a-6.maddesi gereğince hükmün kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir....

    Bu düzeleme karşısında kiralayan idarenin cezai şart talep edemeyeceği açıktır. İdare tıpkı 2886 sayılı kanunun alıntılanan 75.maddesi düzenlemesinde olduğu gibi kullanım bedeli yani ecrimisil isteyebilecektir. Ancak bu nitelikteki kira sözleşmeleri kira süresinin bitimi ile yasal olarak sona erdiğinden, davacının artık haksız işgalci durumunda olduğu açıktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 22.12.2010 gün ve 2010/13- 671- 696 sayılı kararı da bu doğrultudadır. Bu bağlamda, davacının menfi tespit kararı verilmesini talep ettiği, davalı idarenin kira süresinin bitiminden sonraki döneme ilişkin alacağın nitelik olarak bir ecrimisil alacağı olduğu ve 6100 sayılı HMK’nun 2.maddesine göre davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu anlaşılmaktadır....

    , kira sözleşmesi incelendiğinde 2886 sayılı Kanun uyarınca davacıya kiraya verildiğini, dolayısıyla 2886 sayılı Kanunun geçmişe etkili olarak yürütülmeyeceğine ilişkin iddiasının dayanaksız olduğunu, zira 2886 sayılı Kanun kapsamında kiraya verilen taşınmaz, yine 2018 yılında yapılan kanun değişikliği ile 2886 sayılı Kanunun 75. maddesi hükmü uyarınca tahliye edileceğini, davacı ile benzer durumda olan Üniversite tarafından iritifak hakkı verilen Edas İnş.Turz.Oto San.İç ve Dış Tic.A.Ş'nin Üniversite aleyhine açtığı uyarlama davası neticesinde mahkeme tarafından kira süresinin uzatılmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddedildiğini, bu kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15....

    Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle,258 ada 109 parselde kayıtlı açık otopark olarak kullanılan taşınmazın davalıya ihale ile kiralandığını ve 14.2.2008 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, sonrasında 2886 Sayılı Yasanın 64 maddesince kira sözleşmesi 10 yıldan fazla olamayacağından kira sözleşmesinin yenilenmeyeceği, taşınmazın sözleşme bitiminde boşaltılması ve yeni ihaleye katılması ihtarını içeren 20.11.2008 tebliğ tarihli ihtar gönderildiğini, 2886 Sayılı Yasanın 75 maddesi gereğince sözleşmenin devam etmediğini ve yenilendiğinin ileri sürülemeyeceğini belirterek taşınmazın tahliyesini ve kullanım devam ettiğinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile aylık 185 TL ecrimisil bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

      İdare tarafından haksız bir feshin varlığı halinde davalının feshi kabul ederek kiralananı teslim etmesi, cezai şarttanda sorumlu olmasını gerektirmez. Kira bedellerinin ödenmemesi halinde akdin feshi ve tahliye istenebilmesi için Türk Borçlar Kanunun 315 maddesindeki temerrüt şartlarının gerçekleşmesi ve davacının da buna dayalı olarak tahliye isteminde bulunması gerekir. 2886 Sayılı Kanunun 62. maddesi genel hükümlere ilişkin bir madde olup kira parasının sözleşmede yazılı sürede ödenmemesi bu madde gereğince davacı tarafından sözleşmenin tek taraflı olarak feshini gerektirmez. İdarece davaya konu olayda, 2886 Sayılı yasanın 62. maddesine göre kira akdini feshetmiş ise de kira ödememesine dayalı tek yönlü akdin feshi yerinde olmadığından davalının cezai şart sorumluğunu doğurmaz. Bu nedenle cezai şart isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

        UYAP Entegrasyonu