Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

kaynaklı bir sorumluluk da söz konusu olmadığını, zira mahkeme kararı ile oluşan tescil işlemi söz konusu olup tapu sicilinin tutulması kavramı içerisinde yapılmış bir tescil işlemi olmadığından mahkeme kararı neticesi doğan tescil işleminden dolayı TMK 1007 ye göre tazminat talep edilemeyeceğini, davacı 103 ada 60 parselin 1.190,5 m²'lik kısmı için tazminat davası açtığı halde bilirkişilerce parselin tamamı için yani 27.550 m² için hesaplama yapılması iddiayı genişletme mahiyetinde olup buna ilişkin olarak bilirkişi raporlarına ve ıslah dilekçesine itiraz dilekçeleri ile itiraz ettiği halde sayın yerel mahkemece talebi aşar şekilde hüküm kurulmasının usule ve yasaya aykırı olup kararın kaldırılması gerektiğini talep etmiştir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava; eski tapu kaydı kapsamında olduğu halde tescil harici bırakılan yere ilişkin tescil ve kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısma ilişkin olarak da TMK 1007 maddesi uyarınca tazminat istemlerine ilişkindir. HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır....

Davacı vekili, bu kez maddi hata düzeltim talebinde bulunmuştur. 1- Davacı vekilinin, davanın terditli olarak açılmış olsa da 27.06.2014 tarihli dilekçeleri ile davanın “alacak davası” olduğu hususu açıklanarak dava değeri üzerinden harcın yatırıldığı, bunun üzerine mahkemenin 30.06.2014 tarihli celsede davanın alacak davası olarak görülmesi yönünde karar tesis edildiği ve bu kapsamda da mahkemece hesaplanan eksik harcın da 10.10.2015 tarihinde tamamlandığı, davalıların bu husustaki itirazlarının mahkemece reddedildiği ve kesin karara bağlandığı, davanın “alacak davası” olarak görülmeye devam edildiği, bu itibarla da ortada hakkında karar verilecek bir “itirazın iptali” talebi kalmadığı ve davanın “terditli dava” olmaktan çıktığı yönündeki maddi hata düzeltim talebinin 6100 sayılı HMK’nın 111/2 maddesinde düzenlenen “Mahkeme, davacının asli talebini esastan reddetmedikçe, fer’i talebi inceleyemez ve hükme bağlayamaz.” hükmü karşısında reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Ancak davacı...

    Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi. 3....

      TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren TBK 125. md. (eski 146.md.) göre 10 yıllık genel zaman aşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 2014/6673 başvuru nolu 25/07/2017 tarihli, 29/09/2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ... kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 tarihli 2009/4-383 E. - 2009/517 K. sayılı kararı nazara alındığında; Hukuk Genel Kurulu kararı ile TMK 1007. maddesi ile düzenlenen tazminat için hukuk yolu etkili hale gelmiş olup, ne var ki HGK karar tarihi olan 18.11.2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolanlar açısından dava açılmasının mümkün kılacak makul süre içinde TMK'nın 1007. maddesi dayanarak dava açılmalıdır....

        , müvekkilleri hisseleri oranında tazminat olarak ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir....

        Davacılar dilekçesinde; yüklenici davalı Nokta İnşaattan harici senetle satın aldıkları dairenin, yüklenici ve arsa sahiplerinin işbirliğiyle muvazaalı olarak 3.kişiye devri nedeniyle; taşınmazın tapusunun iptali ile adlarına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 139.000 Euro'nun fiili ödeme günündeki kur üzerinden hesaplanacak TL karşılığının, faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir; ıslah dilekçesi ile de, taleplerini sadece bedele hasretmişlerdir. Davacıların bu davadaki talebi, terditli (kademeli) bir taleptir. Öncelikli talepleri dava konusu taşınmazın tapusunun iptali, bu mümkün olmadığında, bedel olarak ödedikleri paranın istirdatına ilişkindir. Terditli davalar hakkında HUMK'da açık bir hükmü yoktur. Ancak, gerek doktrinde gerekse Yargıtay uygulamalarında terditli davaların caiz olduğu kabul edilmektedir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.12.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya tazminat talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın tapu iptali ve tescil talebi yönünden reddine, tazminat talebi yönünden kabulüne dair verilen 21.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ..... iflas idaresi memuru tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, yüklenicinin temliki işlemine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek ise satış bedelinin iadesi istemlerine ilişkindir. Davalı yüklenici ......

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, terditli olarak açılmış olup terditli isteklerden muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin olarak verilen karar sadece davalı tarafından temyiz edilmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 12.02.2016 tarihli ve 2016/1 sayılı Kararına; temyiz edenin sıfatına ve temyiz isteminin kapsamına göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 26.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              davacının uğradığı zarardan davalı DSİ Genel Müdürlüğünün sorumlu olduğu anlaşıldığından davacının tapu iptal ve tescil talebinin reddine , terditli olarak açtığı tazminat davasının kabulüne karar verilmiş, toplulaştırma çalışmalarının mevzuat gereği nedeniyle T1 Orman Bakanlığı tarafından DSİ Genel Müdürlüğüne devredilmesi ve adı geçen bakanlığın pasif husumetinin kalmaması nedeniyle bu davalı yönünden red kararı verilmiş ise de bu davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş, ancak davalı Maliye Bakanlığına yönelik olarak açılan dava kanıtlanamadığından bu davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmiş, DSİ yönünden terditli olarak açılan davada tescil talebi Mera kanunu gereği reddedilmiş ise diğer terditli talebi kabul edilmiş olduğundan DSİ lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

              UYAP Entegrasyonu