Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun 24.12.2022 tarihinde vefat ettiğini, davalı şirketin yönetim kurulu tarafından 10.01.2023 tarihli toplantısında murisin paylarının miras payları oranında mirasçılar adına şirketin pay defterine kaydedilmesine karar verildiğini, ancak söz konusu kararın batıl olduğunu, zira terekeye dahil tüm paylar elbirliği mülkiyetine tabi olup, pay defterine tüm mirasçılar adına yazılması gerektiğini, tereke henüz paylaşılmamış olduğundan payların mirasçılar adına payları oranında yazılmasının hukuka aykırı olduğunu, söz konusu yönetim kurulu kararına dayanılarak tesis edilen pay defteri esas alınarak genel kurul yapılması halinde, telafisi güç zarara neden olacağını belirterek, davalı şirketin 10.01.2023 tarih ve 2023/2 sayılı yönetim kurulu kararının tedbiren yürütmesinin geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 22.04.2022 tarih ve 2021/1070E., 2022/440K. sayılı kararının kaldırılmasına; davanın kabulüne yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava davalı Anonim şirketin 30/11/2021 tarihli 2021/2- 3- 4 nolu yönetim kurulu kararının butlanının tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş,bu karara karşı davacılar vekili sitniaf pyasa yoluna başvurmuştur. 6102 sayılı TTK 391 maddesi" (1) Yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir....

    ancak bu husus TTK 436. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 4.1. ve 4.2. numaralı kararların butlan ile malul (kesin geçersiz) olduğunun tespitine, mümkün olmadığı takdirde iptaline karar verilmesini toplantının 5 numaralı "yönetim kuruluna ortaklarına olan borçların yapılandırılması ve tasfiyesi hususunda yetki verilmesi" kararı usul ve yasaya aykırı olup, şirketin ortaklarına herhangi bir borcu olmaması ve bu şekilde bir yetki alınmasına gerek olmaması sebebiyle kararının butlan ile batıl ve geçersiz olduğunun tespitine, mümkün olmadığı takdirde iptalini, genel kurul toplantısının 6.2. numaralı "yönetim kurulu üyelerinin 2019 yılı faaliyetleri ile ilgili ibrası" kararı açıkça usul ve yasaya aykırı olup, yönetim kurulu üyesinin, gerek kendi gerekse diğer yönetim kurulu üyesinin ibrasıyla ilgili oylamada oy hakkı bulunmadığından 6.2. numaralı ibra kararının ve buna bağlı 3.2.numaralı kararının butlan ile batıl ve geçersiz olduğunun tespitine, mümkün olmadığı takdirde iptaline, yönetim...

      Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 22.04.2022 tarih ve 2021/1070E., 2022/440K. sayılı kararının kaldırılmasına; davanın kabulüne yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava davalı Anonim şirketin 30/11/2021 tarihli 2021/2-3-4 nolu yönetim kurulu kararının butlanının tespiti istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş,bu karara karşı davacılar vekili sitniaf pyasa yoluna başvurmuştur.6102 sayılı TTK 391 maddesi" (1) Yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir....

        Şube açma veya bu konuda yönetim kuruluna yetki verme, şubeleri birleştirme veya kapatma,” şeklinde hükümler içermektedir. Sendika Ana Tüzüğünün “Şubelerin Yetki Alanları” başlıklı 57.maddesinde ise "Şube yetki alanları genel merkez yönetim kurulu tarafından belirlenir" hükmünü içermektedir. 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun genel kurulların görev ve yetkilerini düzenleyen 11. maddesinin 8. bendinde “Şube açma veya bu konuda yönetim kuruluna yetki verme, şubeleri birleştirme veya kapatma” konularında genel kurulun yetkili olduğunun hükme bağlanmış olması karşısında, genel kurul veya bu konuda yetki verdiği genel yönetim kurulu şube açma yetkisine sahiptir. O halde genel yönetim kurulu, genel kurulca verilen yetkiye dayanarak şube açabilecektir. Somut olayda sendika genel kurulu tarafından olağan genel kurulda, genel yönetim kuruluna “ Şubeler Açmak ” konusunda yetki ve görev verilmiştir. Genel Yönetim Kurulu da bu yetkiye dayanarak “......

          Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, istifa eden yönetim kurulu üyelerinin istifalarını geri aldığı, geri almanın karşılıklı olarak onaylandığı, bu nedenle toplantı ve karar sayısının yeterli bulunduğu, öte yandan istifaların 20/12/2011 tarihinden itibaren geçerli olacağının öngörülmesi nedeniyle yine bu kişilerin yönetim kurulu kararına iştirakinin yasal olduğu, kararların bu şekilde oluşan yönetim kurulunun tartışmasız ekseriyeti olan 4 üye ile alındığını, kaldı ki genel kurula usulsuz çağrının veya çağrıya esas yönetim kurulu kararının geçersizliğinin genel kurul toplantısının ve toplantıda alınan kararların geçersiz sayılabilmesi için yeterli sayılmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....

            , dava konusu yönetim kurulu kararının butlanının tespitine karar verilmesini istemiştir....

              Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, iptalini talep ettiği genel kurul kararı ile denetçililik sıfatının kalmadığından davayı denetçi sıfatıyla açamayacağı, genel kurulu çağrıya yönelik yönetim kurulu kararı usulsüz olsa dahi, genel kurulda alınan kararların bu nedenle batıl olduğunun ileri sürülemeyeceği, toplantıda alınan kararların ileri sürülüş biçimine göre batıl olmadığı, davacının tutanağa muhalefet şerhi yazdırmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2) Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 45/2, maddesi, "Genel kurul, anasözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır....

                -K A R A R- Davacılar vekili, asıl ve birleşen davada, müvekkilerinin kooperatif üyesi olduğunu, kooperatif yönetim kurulunun, üyelerden 100.000,00 TL meblağlı senet alınmasına, yönetim kurulunun izni olmadan diğer şirket veya şahıslara araç gönderilmesi halinde senetlerin işleme konulmasına dair karar aldığını, karar gereği müvekkilerinden senet alındığını, üyelerin tamamından senet alınmadığı gibi senet veren ve vermeyen üyelerin kooperatif olanaklarından aynı şekilde yararlandığını, Yasa'da ve Anasözleşme'de boş senet alınmasına olanak sağlayacak hüküm bulunmadığını, üyelerin kişisel haklarını ihlal eden kararın mutlak butlanla batıl olduğunu, davanın süreye tabi olmadığını ileri sürerek, asıl ve birleşen davada yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespitine, senetlerin müvekkilerine iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Dava, anonim şirketin olağan ve olağanüstü genel kurul kararları ile ıskata yönelik yönetim kurulu kararının mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti ile iptali talebine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu