Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tekrar aynı konuyu gündeme getirdiğini, bu pozisyonu kabul etmezse işten çıkartılacağı söylendiğinden yöneticisinin baskı ve tehdidi ile yeni görevi kabul ettiği, 09.09.2019 tarihinde yeni lokasyonda göreve başladığı, Ekim ayı ara performans değerlendirmesinde yöneticisinin olumlu görüş bildirdiğini, tüm görevlerini eksiksiz yaptığını, buna rağmen 19.12.2019 günü son yöneticisi tarafından çağırılarak işten çıkartıldığını ve ertesi gün İK ile görüşeceğinin bildirildiğini, görüştüğünde şirket küçülmeye gittiği için kendisini seçtiklerinin ifade edildiğini, ikale sözleşmesi imzalanması teklifini reddettiğini, haklı fesih sebebi yaratmak adına savunma istendiğini ve 27.12.2019 tarihinde iş akdinin sona erdirildiğini, fesih tarihindeki net maaşının 7.000- TL, brüt maaşının 10.700- TL olduğunu, feshin son çare olması ilkesine uygun davranılmadığını, fesih dışında hiçbir çözüm önerisi sunulmadığını, arabuluculuk aşamasında da anlaşma sağlanamadığını belirterek Feshin gecersizliğinin tesniti ile...

nın 309. maddesi uyarınca şirket alacaklısının kötü yönetim nedeniyle iflasa yol açılması sonucu uğranılan dolaylı zarardan şirket yöneticisinin sorumluluğu temeline dayalı alacak davası olduğu, ancak aynı Yasa'nın 309. maddesi birinci bendinin ikinci cümlesinde hükmolunacak tazminatın şirkete verileceğinin düzenlendiği, bu nedenle icra takibine konu alacağın dava dışı şirkete değil davalıya verilmesi yolundaki icra takibinin, takibe konu alacağın şirkete değil şirket alacaklısına ödenmesinin talep edilmesi nedeniyle yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacıların borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir....

    HUKUKÎ SÜREÇ 1.Müştekinin 07.10.2015 havale tarihli dilekçesi ile; borçlu şirket hakkında başlatılan icra takibinde takibin kesinleştiğini, borçlu şirket yetkililerinin şirketin müseccel adreslerini terk ettiğini, borçlu şirketin ortak ve yetkililerinin sermayesi büyük olan şirketin içini boşaltarak ve borçlarını ödemeyerek alacaklıları zarara uğrattığını, sanığın şirketin iflasını istemek mecburiyeti olduğu halde şirketin ödeme güçlüğü içinde olmasına rağmen şirketin iflasını istemeyerek suç işlediğini belirterek, sanık hakkında sermaye şirketinin iflasını istememek ve ticari işletme yöneticisinin kasten alacaklıyı zarara uğratması suçlarından 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 345/a ve 333/a ıncı maddeleri gereğince cezalandırılması için dava açılmıştır. 2.İstanbul 21....

      HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, davalı şirket yöneticisinin sorumluluğu davasıdır. Dava dışı ... Otomotiv Yan Sanayi ve Ticaret A.Ş şirketine ait Ticaret Sicil kayıtları dosyamız içersine getirtilmiş, en son tescil edilen 06.08.2019 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı eki Hazirun cetveline göre ortaklık yapısının ...’ün 1.200.000 hisse adedi ile 1.200.000,00 TL sermaye miktarlı, ...’in ise 800.000 hisse adedi ile 800.000,00 TL bedelli hisselere sahip olup toplma 2.00.000 adet hisseden oluşan 2.000.000,00 TL bedelli sermaye ve ortaklık yapısına sahip bir şirket olduğu anlaşılmıştır.Davaci ... dava dışı şirkette % 40 hisse sahibi ortaktır.TTK.nun 644. Maddesi delaletiyle Limited Şirketlere de uygulanan TTK.nun 553....

        ın şahsi hesabına alındığı, buradan çok cüzi bir miktarının şirket hesabına aktarıldığının, kalanın ...'ın zimmetinde bırakıldığının anlaşıldığı, Örneğin davalı ... 'ın şirketin alacaklısı olduğu 6.000.000,00 TL bedelli senede karşılık yapılan ödemenin 1.000.000 TL sini şirket hesabına aktarılırken kalanın davalı ...'ın zimmetinde bırakıldığının görüldüğünü, davalı ...'ın şirket genel kurul kararı olmadan kira gelirlerinden indirim yaptığı, şirket borçlarının ödenmediğinin anlaşıldığını belirterek; Davalı şirkete ait gayrimenkuller üzerine devir ve temlikini önleyecek tedbir kararı konulmasını, davalı ...'ın şirket hissesi dahil mallarına ve banka hesaplarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          Maddesinden dava açıldığı ve alacaklıdan mal kaçırıldığı belirtilerek İİK'nun 333/a maddesinden hüküm kurulmak suretiyle hükmün karıştırılması, Sanığa isnat edilen İİK’nın 333/a. maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, İİK'nın 351. maddesi uyarınca şikayetçinin dilekçe veya beyanında göstermiş olduğu delillerle bağlı olduğuna ilişkin düzenleme dikkate alındığında, şikayetçi vekilince verilen şikayet dilekçesinde, sanığın alacaklılarını zarara sokmak kastıyla borçlarını ödemediği iddia olunsa da açık ve net olarak sanığın fiillerini hangi kastla ve ne şekilde gerçekleştirdiğine ilişkin somut bir iddiada bulunulmadığı ve hakimin re'sen araştırma zorunluluğu da bulunmadığından...

            TTK 396. maddesine göre de, yönetim kurulu üyeleri genel kuruldan izin almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi aynı tür işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla giremez. Davalı gerçek kişinin, şirket genel kurulunca TTK'nın 396. maddesi gereğince genel kurul izni olmaksızın şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür ticari işlerle uğraşan sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla giremez. Bu hükme aykırı harekette bulunan yönetim kurulu aleyhine şirket tazminat istemekle veya tazminat yerine yapılan işlemi şirket adına yapılmış saymakta ve üçüncü kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olduğunu dava etmekte serbesttir. Bu durumda, yönetim kurulu üyelerinden şirket tazminat istemekte serbesttir. TTK'nın 396. maddesine göre tazminat davasını açma hakkı şirkete aittir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Tacir veya şirket yöneticisinin dolandırıcılığı Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan kanaat ve takdirine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak dosya içeriğine uygun şekilde açıklanan gerekçeye göre; yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olmakla, katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA, 15.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

              Asıl ve birleşen davalarda dava; ticari şirket yöneticisinin bu nedenlerle azli ve ticari şirketin feshi talebine ilişkindir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

              Davalı vekili duruşmadaki beyanında; "beyanlarımızı tekrar ederiz mahkemeniz, yetkili değildir bu konuda bölge adliye mahkemesi kararı ve bu doğrultuda ilk derece mahkemelerince verilen yetkisizlik kararları vardır, davacıları farklı ancak konusu ve davalısı aynı kişidir," şeklinde beyanda bulunmuştur, Dava dilekçesi, ekleri ve taraf beyanlarından anlaşıldığı üzere, davalının ortak ve yöneticisi olduğu dava dışı ... şirketine yatırım için para yatıran ve hisse alan davacının, davalının hileli davranışları ve şirketin iflası dolayısıyla davacının alacağını tam olarak alamadığı, davalının Türkiye'de bulunan ve beyan edilmeyen malvarlığı nedeniyle şirket yöneticisinin sorumluluğuna ilişkin hükümler uyarınca alacak isteminde bulunulduğu ve bu nedenle takip başlatıldığı, itiraz üzerine de takibin durdurulduğu ve işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Yani dava, haksız fiil ve şirket yöneticisinin sorumluluğu nedenlerine dayalı itirazın iptali davasıdır....

                UYAP Entegrasyonu