TALEP İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için kesin ispat yerine yaklaşık ispat koşulunun arandığını, 19/12/2019 tarihli davalı şirket olağanüstü genel kurul toplantısında 12/09/2019 tarihli ve tescil edilmediği için geçersiz olduğu sabit olan toplantının devamı niteliğinde olduğunu, bu nedenle toplantıda alınan kararların geçerli olmadığını, şirket yönetim kurulunun kötü niyetli olarak azınlıkların haklarını hiçe sayarak sermaye artırımına gittiğini, müvekkilini zarara uğratma kastı bulunduğunu, bu durumun derdest bulunan diğer dava dosyasında alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, şirket yöneticisinin şahsi borcunu şirkete ödettiğini, şirkete ait makinelerin şirket yöneticileri tarafından ederinin çok altında satıldığını, müvekkiline ait payların %6'lık kısmını hisse alım sözleşmesiyle satın alan şirket yöneticisi ve eşinin ödemesi gereken bedeli ödemeyerek müvekkilini zarara uğrattığını, müvekkili tarafından...
Şti’nin ortağı olduğunu, diğer davalı ...’ın şirketin ortağı ve müdürü olduğunu, şirket genel kuruluna çağrıların usulsüz yapıldığını ve müvekkilinin imzası taklit edilerek kararlar alındığını, aynı şekilde davalı ...’nin 2004 tarihli hisse devrinde de müvekkilinin imzasının taklit edildiğini, ilk baştan itibaren şirketin kar payı dağıtımı yapmadığını ve müvekkilinin zarara uğradığını, şirket yöneticisinin şahsi harcamalarının şirket gideri olarak yazıldığını ve ayrıca şirket yönetimi tarafından bir çok usulsüzlük yapıldığını, şirket müdürünün organize bir şekilde sahte imzalar ve işlemler yoluyla haksız kazançlar elde ettiğini ve çok yüklü miktarlarda şirkete borçlandığını ileri sürerek davalı şirkete kayyum atanmasını ve şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, ....09.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile müvekkilinin hissesine düşen 145.000,00 TL kar payı karşılığından şirketten çıkarılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir....
Belediyesi’ne ait Belediye İktisadi Teşekkülü olup, tüm hesap ve işlemleri Sayıştay ve Ticaret Bakanlığı denetimine tabi olduğunu, İlgili müfettiş raporlarında davacı şirket kaynaklarında karşılığı olmayan azalmaya sebep sözleşmeler , faturalara ait hakediş raporları ilgili ilişik muhtelif evrak ve ödeme talimatlarında bizzat eski yönetim kurulu başkanı davalı ......... 'un imzası bulunduğunun ifade edildiğini, davanın kabulünü 3.063.666,70 TL zararın ortaya çıkış tarihinden başlamak üzere ticari faizi ile müvekkil şirketi ihmal ve kastı ile zarara uğratan davalıdan alınarak davacı şirkete ödenmesine yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davalı üzerinde bırakılmanına karar verilmesi talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İş bu dava, TTK 553 uyarınca şirket yöneticisinin sorumluluğunun tespiti ve tazminat talebine ilişkindir. Somut olayda davacı şirket ........ A.Ş'nin eski yönetim kurulu başkanı davalı ............
Davacı, Almanya'da bulunan yabancı menşeli bir şirketin yöneticisi ve ortağı olduğu anlaşılan davalının şirket adına ihraç ettiği tahvilleri ve senetleri yatırım amaçlı aldığını, davalının yatırım amacıyla aldığı paraları öngörülen yatırıma yönlendirmediğini ve parasını geri ödemediği ileri sürmüş, davalı kendisine husumet yöneltilemeyeceğini savunmuştur. Dava, 6102 sayılı TTK'nın 553. maddesi anlamında şirket yöneticisinin sorumluluğuna dayalı olarak uğranılan zararın tazmini için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli İstanbul 1.2.3. Asliye Ticaret Mahkemelerine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu'na gönderilmesine karar verilmiştir. 15/03/2018 tarihli RG’de yayımlanan 7101 sayılı Yasanın 46.m. “2004 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir....
ettiğini beyan ettiği adreslerde yapılan araştırmalarda, adreslerde tanınmadığının tespit edildiği, ayrıca 28.02.2012 tarihinden itibaren ikamet ettiğini beyan ettiği ... ilçesindeki adresin apartman yöneticisinin kolluğa verdiği beyanda, söz konusu adreste ...isimli şahsın 10 yıldır ikamet ettiğini davacının boşandığı eşinin apartmanda oturmadığını ifade ettiği anlaşılmaktadır. .../......
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, bozma ilamına uyulmakla usulü kazanılmış hak oluşması karşısında taraflar arasında hukuki sonuç doğuracak biçimde sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı, somut olayda para toplama amacı güdüldüğü, davalıların bu durumu bilip birlikte hareket ettikleri, davacının zararından davalı şirketin ve şirket yöneticisinin haksız fiil hükümleri uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulü ile davacıyla davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, 50.130,00 TL'nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine karar Dairemizce düzeltilerek onanmıştır. Davalılar vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, bilgisayar yazılımının ilim ve edebiyat eseri olduğu, davacının çoğaltma hakkının ihlal edildiği, üç kat bedel istenebileceği, işyerinde 3 adet bilgisayarda davacının programının lisanssız olarak yüklü olduğu, 2010 yılında yapılan indirimli emsal satışlara göre satış bedelinin üç katı 29.343,75 TL tutarında telif tazminatı talep edilebileceği, şirketi temsilen yapılan işler sırasında fiili bizzat gerçekleştiren şirket yöneticisinin de şirket ile birlikte sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, şimdilik talep edilen 24.000 TL'nin 21.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir....
Eş anlatımla ticari işletmenin borcunu ödeme gücü bulunmasına rağmen şirket yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastiyle borcu ödememesi gerekmektedir. Somut olayımızda borçlu şirket hakkında başlatılan icra takibinde bakiye alacağın tahsili amacıyla 05.03.2008 günü haciz için borçlunun yetkilisi olduğu şirketin adresine gidildiğinde bilinmeyen bir adrese taşındıklarının öğrenilmesi nedeniyle haciz işlemi yapılamadığı, şikayetin 02.06.2008 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında İİK’nun 347.maddesinde belirtilen şikayet süresinin geçtiğinden söz edilemez....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Mahkemece her ne kadar süresi içinde şikayette bulunulmadığından bahisle İİK'nun 347. maddesi gereğince şikayet hakkının düşürülmesine dair karar verilmiş ise de, suç tarihi olan takibin kesinleştiği 12/03/2013 tarihine göre şikayet tarihi olan 21/05/2013 tarihi itibariyle şikayetin 3 ay 1 yıllık yasal süresinde yapılmış olduğu anlaşılmış olup, Sanığa isnat edilen İİK’nın 333/a maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi ve ayrıca bu işlem ve eylemlerin başka bir suç oluşturmaması gerekmekte olup, atılı suçun oluşabilmesi için, sanığın eyleminin başka bir suç oluşturmaması...
alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olmasına rağmen şirketi hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastiyle şirket borcunu ödememesi, ayrıca bu eylemin başka bir suçu oluşturmaması gerekmekte olup, takibin kesinleştiği 18.05.2011 tarihi itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre hukuki durumun takdir edilmesi gerekirken, eksik kovuşturma ve yetersiz bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 01.12.2016 tarihinde...