Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı şirket ile borcu nedeniyle suyu kapatılan dava dışı ... Ltd.Şti.nin ortaklarının ve yöneticisinin aynı kişi olduğu anlaşıldığından, tüzel kişilik perdesi kaldırıldığında her iki şirketin özdeş şirketler olduğunun kabulü ile davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulünde isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : İİK.nun 333/a ve 337/a maddelerine muhalefet etmek HÜKÜM : Sanıkların her iki suçtan beraatlerine I- İİK. 333/a maddesine ilişkin olarak sanıklar hakkında, İİK'nun 337/a maddesine ilişkin olarak sanık ... hakkında kurulan hükümlere yönelik olarak yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yüklenen şirket yöneticisinin kasten alacaklıyı zarara uğratması suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, ticareti usulüne aykırı terketmek suçu yönünden sanık ...'...

      DAVALI VEKİLİNİN İLK DERECE MAHKEMESİNE VERMİŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Müvekkili şirket tarafından haklı sebep ve gerekçeler ile davacının azledildiğini, davacının müvekkili şirketten herhangi bir ücret talebinin mümkün olmadığını, davacının, şirket ve kooperatifin vekillik görevini üstlenmiş olmasına rağmen fabrika ve kooperatifin aleyhine çalışmalarda bulunduğunu, davacının takip ettiği dosyalarda ihmallerinin tespit edilmiş olduğunu, müvekkili şirketi zarara uğrattığını belirterek davanın reddine karar verilmesini ve davacının %40'dan az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      DAVALI VEKİLİNİN İLK DERECE MAHKEMESİNE VERMİŞ OLUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: müvekkili şirket tarafından haklı sebep ve gerekçeler ile davacının azledildiğini, davacının müvekkili şirketten herhangi bir ücret talebinin mümkün olmadığını, davacının, şirket ve kooperatifin vekillik görevini üstlenmiş olmasına rağmen fabrika ve kooperatifin aleyhine çalışmalarda bulunduğunu, davacının takip ettiği dosyalarda ihmallerinin tespit edilmiş olduğunu, müvekkili şirketi zarara uğrattığını belirterek davanın reddine karar verilmesini ve davacının %40'dan az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      AŞ. vekili davacı yanın takibinin kötüniyetli olduğunu, davacı ile borçlu şirket yöneticisinin kardeş olduklarını, öte yandan bedeli paylaşıma konu araç üzerine koydukları haczin önceki tarihi taşıdığını ve itirazın takibi durdurmayacağını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İcra Mahkemesi'nce yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı ... San. Tic. AŞ. vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında özetle; satın alan şirket yöneticisinin aynı zamanda borçlu şirket yöneticisi olması nedeniyle satın alan şirketin borçlunun alacaklısına zarar verme kastını bilebilecek durumda olmasına, bu nedenle davanın 6183 sayılı yasanın 30. maddesi muvacehesinde değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davanın kabulüne tasarrufa konu satış işleminin iptali ile aracın Samteks Tekstil ürünleri Dış Tic. A.Ş. deki eski haline iadesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, öncelikle borçlu şirketin ticari defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırılmalı olarak bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, kesinleşmiş icra takip dosyalarının borçları da pasife dahil edilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken, şikayetçi vekilinin terditli talebi nazara alınmadan eksik kovuşturmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 12.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, 1-Sanıklar hakkında İİK’nın 332. maddesine ilişkin olarak kurulan hükümlere yönelik incelemede, Şikayet dilekçesinde sanıkların, hangi fiilleriyle acizlerine sebebiyet verdikleri hususunda somut olarak delil sunulmadığı anlaşılmakla, Eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 2-Sanıklar hakkında İİK’nın 333/a maddesine ilişkin olarak kurulan hükümlere yönelik incelemede, Sanıklara isnat edilen İİK’nın 333/a maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı...

              Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi, Ancak; 1-) Sanıklara isnat edilen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, takibin kesinleştiği tarih olan 13.10.2010 tarihi itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesinden borçlu şirketin muhasebecisi belirlenip buradan veya zabıta marifetiyle ticari defterleri ve kayıtları temin edilerek, borçlu şirkete ait ticari defterler, bilançolar ve banka hesapları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra sanıkların hukuki durumunun tayini gerekirken...

                Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davanın limited şirket ve şirket ortağından kar payı ve şirket yöneticisinin sorumluluğuna dayalı alacak istemine ilişkin olduğu, davacının davalı şirket ortağıyken 285 payını 10/02/2015 tarihli pay devri sözleşmesiyle davalı ...'ye devrettiği, davalı şirketin yöneticilerinin davalılar ... ve ...'den oluştuğu, davalı şirketteki payını tüm hak ve borçlarıyla birlikte devredip ortaklığını sona erdiren davacının davalı şirket ile ... ve ...'den kar payı alacağı talep edemeyeceği, TTK m. 553 gereği limited şirket yöneticisi aleyhine sorumluluk davası açabilecek kişilerin şirket, pay sahipleri ve şirket alacaklıları olarak belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu