İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, asıl davada davacı T2'ün şirket hisselerinin devrine ilişkin sözleşmelerde taraf olmadığı, sadece hisse devir bedeline ilişkin düzenlenen bir kısım bonolarda borçlu sıfatıyla imzasının bulunduğu, bu kapsamda hisse devrinin iptali talebi yönünden aktif husumetin bulunmadığı, asıl davada davacı T1 ve T3 davalılardan aldıkları şirket hisselerini devrettikleri üçüncü kişinin davacı T2 ve T3 kızı davacı T1'ün kardeşi olduğu anlaşılan dava dışı Ecem Zülfiye Güpür olduğu, dava dilekçesinde sözü edilen üçüncü kişinin keşide ettiği ihtarnamenin ise T8 adına şirket yetkilisi Ecem Zülfiye Güpür tarafından davacılara keşide edildiği, anılan ihtarnamede şirket hisse devrinden kaynaklı zararın tazmin edilmesinin istenildiği, davacılar T1 ve T3 davalılardan devir aldıkları şirket hisselerini dava dışı Ecem Zülfiye Güpür'e devretmiş olduklarından söz konusu son devir işleminin geçerliliğini koruduğu, davacılar ile davalılar arasındaki hisse devrinin iptali talebinde...
Somut olayda, davacının 6102 Sayılı TTK'nun 595/son maddesi uyarınca devre onay verilmesi konusunda, dava dışı şirkete ve şirket yetkilisine gönderdiği ihtarnamedi ile hisse devrinin onaylanmasını ihbar etmiş, ancak bu ihtarname davalı şirkete ve ayrıca şirket yetkilisine tebliğ edilmemiştir. Bu sebeple şirket genel kurulunun, devre onay verdiği konusunda alınmış bir karar bulunmadığı gibi, davalı şirketin devre onay vermiş sayılmasını gerektiren yasal koşulların da gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca 6102 sayılı TTK’nın 595/Son. fıkrasına göre hisse devrinin tescili için yapılan başvuru, şirket genel kurulu tarafından 3 ay içerisinde red edilmediği takdirde onay vermiş sayılır. Bu hüküm doğrultusunda hisse devrinin devir sözleşmesi tarihinden itibaren devrin gerçekleşmediği, onay tarihinden itibaren şirkete karşı geçerli hale geleceği ve onay tarihi itibarıyla ortaklık devrinin gerçekleşeceği anlaşılmaktadır....
Sayılı ilamında belirtildiği gibi şirket hisse devirlerinin iptalinin istenildiği, izah olunan nedenlerle murisin davalı şirkette bulunan hisselerinin devirlerinin iptaline ve terekeye iadesine, bu durumun mümkün olmaması halinde tenkisine karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, hisse devrinin iptaline ve tenkisine ilişkindir. Tüm dosya kapsamından; davalı ... ... hisselerinin muris ...'nun sahibi ve yetkilisi olduğu 19.04.1976 tarihinde ... ünvanı ile kurulduğu, sonrasında 14.02.1978 tarihinde İstanbul'a naklettiği ve ünvan değişikliği ile ... kurucu ortağı ve %40 hissesine sahip olduğu, muris muvazaası nedeniyle müşterek muris ...'...
DELİLLER VE GEREKÇE: Davacı vekili 24/02/2022 tarihli celsedeki beyanında: müvekkilinin hisse devrine ilişkin kararın 23/02/2022 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilerek tescil edildiğini, davanın konusuz kaldığını, Ticaret Sicil Gazetesi örneğini mahkemeye ibraz ettiklerini, vekalet ücreti ve yargılama gideri isteklerinin bulunmadığını beyan etmiştir. Dava, limited şirket hisse devrinin tespiti ve tescile icbar davasıdır. Davacı tarafça açılan hisse devrinin tespiti ve tescile icbar davasının yargılama sırasında, hisse devrinin ticaret siciline tescilinin gerçekleşmesi nedeni ile davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermerk gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
nin esas mukavelesinin hisse devrinin sınırlanması başlıklı 9. maddesi ve hisse senetlerinin devri başlıklı 8. maddesi uyarınca, hisse devirlerinde diğer paydaşlara önalım hakkının tanındığını ve şirket hisselerini devretmek isteyen paydaşın bunu diğer paydaşlara teklif etme zorunluluğu getirildiğini, ayrıca %10 üzerindeki pay devirlerinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun onayının alınması gerektiğini, ancak davalı tarafından bu izin alınmadan ve esas mukavelede yer alan bu gereklilikler yerine getirilmeden pay devri yapıldığını ileri sürerek davalı ... Ltd. Şti.'ye yapılan hisse satışının ve bu satış sonucunda pay defterine paydaş olarak kaydı işlemlerinin iptali ile 24.000 adet paya ilişkin satış bedeli üzerinden müvekkiline önalım hakkının kullandırılması, önalım neticesinde davalı ...'a devredilen nama yazılı pay senetlerinin zilyetliğinin müvekkiline devri ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, şirket kayıtlarına göre davacı tarafından davalı ...’a 1.649.999,63 verildiği, somut uyuşmazlıkta, çözümlenmesi gereken temel uyuşmazlığın verilen bu paranın hisse devir bedeline mahsuben yapılan bir ödeme mi yoksa davalı tarafa verilen borç olup olmadığı hususu olduğu, bu kapsamda yapılan araştırmada davalılar tarafından davacı aleyhine “şirket hisse devrinin iptali olmadığı takdirde hisse hisse bedellerinin ödenmesi” istemine ilişkin dava açıldığı, işbu davanın davalıları yönünden tahkim itirazının kabulü ile mahkemenin görevsizliğine karar verildiği ve anılan kararın onanarak kesinleştiği, anılan dava dosyası incelendiğinde uyuşmazlığın, işbu davanın davalıları uhdesinde kalması planlanan %49'luk hissenin rehin amaçlı olarak nakit temini için yabancı Klüh şirketine devri için şirket tarafından gösterilen kişilere devredildiğinin ve hisselerin devir amacının satış olmadığı beyan edilerek hisselerin kendi adlarına tescili olmadığı...
ve ... ellerinden çıkmadığının belirlendiği, mevcut davadaki tarafların hisse devri yönünde hukuken geçerli ve bağlayıcı bir irade beyanında bulunmadıkları gerekçesiyle davalı ...'na açılan davanın husumet nedeniyle reddine, dava ile birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/1027 Esas sayılı davasının kabulü ile 06/12/2006 tarihli noter senediyle yapılan hisse devrinin iptaline, davalı Volka Mühendislik Asansör İnşaat Sanayi Limited Şirketinin hisse paylarının 06/12/2006 tarihinden önceki duruma göre düzeltilmesine, karar kesinleştiğinde bir örneğinin ... Ticaret Sicilinde ilanına karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen davada davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dava, limited şirket hisse devrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, yazılı gerekçe ile hisse devrinin iptaline karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma yeterli olmamıştır....
Eldeki davada; davacılar anılan hisse devir sözleşmesi ile devraldıkları paylar yönünden ortaklığın tespitini talep etmektedirler. Ancak, daha evvelinde davalılardan ... ...'in ... ...Noterliği'nin 18.12.2009 tarih ve 15417 yevmiye numaralı “anonim şirket hisse devri sözleşmesi”' ile ... Madencilik San. ve Tic. A.Ş.'deki 25 hissesini bütün aktif ve pasifiyle 250.000,00.TL.sına ...'e devir ve temlik ettiği belirlenmiştir. Davalı ... ... ise, aralarında inanç sözleşmesi bulunduğunu, ...'e yapılan 18.12.2009 tarihli hisse devrinin geçersiz olduğunu, daha sonra davacılar ... ve ...'na yaptığı 16.09.2011 tarihli hisse devrinin geçerli olduğunu savunarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmektedir. Bu durumda; Dava konusu uyuşmazlığın çözümü için, davalı ... ... tarafından davalı ... San. ve Tic, A.Ş.'deki %25 hissesinin davalı ...'...
ın devralan, davalının ise, devreden olarak yer aldığı, davacı şirket hisselerinin devri karşılığında sözleşmenin 4.maddesinde belirtilen edimlerin devralan tarafından yerine getirileceğinin düzenlendiği, işbu edimler arasında dava konu olan davacı şirket mülkiyetinde bulunan taşınmazların davalıya devrinin de bulunduğu, davacı şirket tarafından da 01.06.2012 tarihli ortaklar kurulu kararı ile taşınmazları davalıya satmaya, satış işlemlerinin ifası ve 3. kişilere vekalet vermeye şirket müdürü olan davacı ...'ın yetkili kılınmasına karar verildiği, taşınmazların 14.06.2012 tarihinde davalıya tapuda satış işleminin gerçekleştiği ancak, hisse devir bedelinin ödenmediği gerekçesiyle sözleşmenin davalı tarafından feshedildiği ve hisse devir ön protokolünün 5. maddesi uyarınca cayma tazminatı olarak davalının mülkiyetinde kalması gerektiği ileri sürülerek taşınmazların davalı tarafça iade edilmediği, davalının şirket hisselerini de devretmediği anlaşılmıştır....
a ait davalı şirket hisselerinin devrine onay verilmiş sayılmasına ve hisse devrinin şirket pay defterine kaydına dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile; davalı şirketin 16/07/2019 tarih ve 2019/3 sayılı yönetim kurulu kararının yokluğunun tespitine ve TTK 494/3 maddesi gereğince davacı ... tarafından devralınan şirket hissedarı ... ...'...