Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacının cezai şart isteminin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. İddianın ileri sürülüş şekli, davaya dayanak olarak sunulan sözleşmenin içeriğinde yer alan açıklamalara göre, dava; miras payının devri sözleşmesine dayalı TMK'nin 677/1. maddesi uyarınca açılan pay iptali ve tescil, olmaz ise bedel ve cezai şart isteğine ilişkindir. Terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır (TMK. mad.677/1). Mirasçılar arasındaki devirler için söz konusu olan bu yazılı şeklin adi yazılı olarak yapılması yeterlidir. Davaya konu edilen, 3.2.2013 tarihli sözleşmenin düzenlendiği esnada ve halen, dava konusu taşınmaz iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olup, tarafların murisi olduğu bildirilen ... şeklinde) kayıtlıdır....

    Mahkemece, asıl davada davacının eğitim gideri olarak talep ettiği alacak yönünden davanın reddine, cezai şart noktasında ise Borçlar Kanunu 161/son maddesi gereğince 5000 Euro'nun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, karşı dava yönünden; ücret, yıllık ücretli izin ve harcırah alacağı olmak üzere toplam 7733 Euro'nun davacı karşı davalı hava yolu şirketinden tahsili ile davalı karşı davacı pilota verilmesine karar verilmiş, karar asıl dava davacısı şirket tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı karşı davalı şirketin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı hava yolu şirketi eldeki davası ile, haksız fesih nedeni ile sözleşme gereği düzenlenen cezai şart tutarı 10.000 Euro'nun davalı pilottan tahsilini istemektedir....

      uygun olarak yapıldığını, şirketin adil piyasa değeri 55.100.000-usd olarak belirlendiğinden her bir davacıya devri gereken 78.000 hisse karşılığının 11.020.620-usd olduğunu, davalının sözleşmede öngörülen 14 gün içinde hisseleri devretmemesi nedeniyle temerrüde düştüğünü, temerrüt nedeniyle bu kez davacıların adil piyasa değerinin %75'i olan 8.265.002,85 -usd üzerinden alım hakkı doğduğunu, davalının temerrüde düşmesi nedeniyle sözleşmenin 7 ve 13. maddeleri uyarınca her bir davacı için 5.000.000-usd cezai şart ödemesi gerektiğini belirterek, 09.06.2016 tarihli hissedarlar sözleşmesi gereğince davalının ... şirketindeki 156.000 adet C grubu hissesinin müvekkillerinin davalıdan olan alacaklarından takas mahsubu ile müvekkillerine devrine, her bir davacı için 5.000.000-USD cezai şartın davalıdan tahsiline, davalının tüm hisselerinin üçüncü kişilere devir ve temlikinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine, müvekkillerinin haklarının korunması adına davalı adına şirket genel kurullarına katılmak...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.04.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat, cezai şart ve kira alacağı talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat, cezai şart ve kira alacağı istemine ilişkindir. Davacı vekili, taraflar arasında adi yazılı olarak düzenlenen 14.08.2013 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi ile davalının, 7239 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde inşa edilen binanın 10....

          Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın hisse devri vaadi nedeniyle ödenen paranın iadesi istemine ilişkin olduğu, her ne kadar dava dilekçesinin başında hisse devri yapıldığından bahsedilmiş ise de, gerek dilekçenin sonraki kısımlarında bu hususa açıklık getirilerek hisse devri vaadinden bahsedilmiş olması, gerekse de limited şirketlerde hisse devrini düzenleyen TTK'nın 595. maddesi (mülga TTK'nın 520. maddesi) gereğince devir işleminin noter onayıyla yapılması gerektiği birlikte dikkate alındığında somut olayda “hisse devri” değil, “hisse devri vaadi”ne dayalı bir sebepsiz zenginleşme iddiası olduğu, davacının da dilekçesinin ilerleyen kısımlarında davasını “sebepsiz zenginleşmeye” dayandırdığını ifade ettiği, sebepsiz zenginleşmenin ise TTK'da değil, BK'da düzenlenen bir konu olduğu ayrıca, davanın tarafları tacir olmadığı gibi, davanın ticari işletmeyi ilgilendiren bir dava da olmadığı, limited şirketin davanın tarafı olmadığı, tüm işlemlerin taraflar arasında...

            Davacı vekili dava dilekçesinde davanın konusunun kira sözleşmesine dayalı cezai şart ve ortak kullanım bedeli olduğunu, aile sağlığı merkezi olarak kullanılan taşınmazın 07.06.2011 tarihinde 2 yıl süre ile davalıya kiralandığını, kira süresinin bitiminde yeni dönem kira bedelinin tespit edildiğini, ancak davalının yeni kira bedelini yüksek bularak yeni kira sözleşmesi imzalamadığını, öte yandan taşınmazı tahliye etmeyerek kullanmaya devam ettiğini, kira süresinin bitiminden itibaren ortak kullanım (elektrik, su, yakıt) bedellerini ödemediğini, ayrıca sözleşmenin 17....

              E.sayılı icra dosyasında 20.000 TL asıl alacağın (finansmaaş sözleşmesi ile kararlaştırılan bedelin iadesi-cezai şart) faizleriyle birlikte iadesinin istenildiği, davalı tarafça ödenmesi istenen bedelin cezai şart olduğu konusunda itirazının bulunmadığının görülmüş olduğu, davacı vekilinin istinaf talebinde davalının tacir olduğunu ve cezai şart miktarında tenkis istenemeyeceğini ileri sürdüğü anlaşılıyorsa da; kararlaştırılan cezai şart miktarının ekonomik yönden borçlunun mahvına sebebiyet verecek ölçüde yüksek olduğunun saptanması durumunda 6098 Sayılı TBK 182/3 maddesi gereğince, cezai şarttan makul oranda indirim yapılabileceği, Yargıtay uygulamalarında da bu hususun kabul edildiği (emsal Yargıtay 11....

                E. sayılı icra dosyasında 57.500,00 USD Asıl Alacak (Erken Fesihten Doğan Cezai Şart Alacağı) 10.000,00 USD Asıl Alacak (Madeni Yağ Satış Taahhüdünden Doğan Cezai Şart Alacağı) 128.835,00 USD Asıl Alacak (Erken Fesih Sebebiyle Cezai Şart Alacağı) 3.012,00 USD işlemiş Faiz 207.379,28 TL Asıl Alacak (Cari Hesap / Kredili Ayni Mal Alacağı) 4.431,00 TL işlemiş faiz 194,48 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 199.347,00-USD + 212.004,76 TL alacağın bulunduğu, toplam alacağa TL tutar üzerinden işleyecek yıllık %9,75 ticari avans faizi ve yabancı para borcu üzerinden değişen oranlarda işleyecek yıllık %7 ticari faiz işletilerek fiili ödeme tarihinde kur üzerinden icra gideri, vekalet ücretinin tahsilininde gerektiği belirtilerek üst sınır ipotek limiti 650.000 ,00 TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı tespit edilmiştir. İpotekli taşınmaz malikleri ... ... ... ... ve ... ... e icra ödeme emri tebliğ edilmiş, taşınmaz malikleri itirazda bulunmamıştır....

                  Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere Bölge Adliye Mahkemesince, davalının ekonomik durumuna ve somut olayın özelliklerine göre hesaplanan 326.276,58 TL cezai şartın davalının ekonomik mahvına sebep olabilecek nitelikte bulunduğu kabul edilerek cezai şart alacağından taktiren % 50 oranında indirim yapılarak 163.138,29 TL cezai şarta hükmedilmiş ve tenkis edilen kısım yönünden davalılar yararına vekalet ücreti verilmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun 182/son maddesi uyarınca cezai şartın tahsili istemiyle açılan davada, cezai şart miktarının fahiş olup olmadığının takdiri hakime aittir. Davacının bunu önceden takdir ve tespit etmesi mümkün değildir. O nedenle, sözleşme ile tayin edilen bir cezai şartın tahsilini istemek hakkını haiz olan davacının açtığı dava sonunda cezai şartın mahkemece fahiş görülerek tenkis edilmesi halinde, tenkis edilen miktardan dolayı davalı yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeceği açıktır....

                    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ipoteğin fekkinin gayrimenkulun aynına ilişkin bir işlem olduğu, davacının dayandığı sözleşmenin cezai şarta ilişkin maddesinin şekle aykırılık sebebiyle geçersiz olduğu, istenen cezai şartın TBK'nın 179/2. maddesi kapsamında ifaya ekli cezai şart mahiyeti taşıdığı, alacaklının ifayı çekince ve ihtirazi kayıt koymadan kabul ettiğinden cezai şart isteyemeyeceği, 3. şahıs lehine sözleşme niteliği taşıyan 7. ve 11. maddesindeki hükümlere dayanarak ancak lehine sözleşme yapılan kişinin cezai şart isteyebileceği, yine 11. maddede asli edim olarak ipoteğin 28.06.2013 tarihine kadar kaldırılacağının öngörüldüğü, bunun sağlanamaması halinde yedek edim olarak kredi borçlarının ödenmek suretiyle ipoteğin kaldırılmasının üstlenildiği, bu durumda davalının seçimlik yetkisinin bulunduğu, bu yetkisini kullanan davalının banka kredilerini ödediğini, kredilerin ödenmesi için bir vadenin öngörülmediği, yedek edimin ifası için davacının...

                      UYAP Entegrasyonu