GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı dava dilekçesinde özetle; Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte, ödeme emrinin tarafına 01/10/2012 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiğini, takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı vekilinin hakkında, 20/06/2013 Tarihli Haciz Tutanağı ile 06/12/2016 tarihli takipsizlik kararı arasında ve 06/12/2016 Tarihli Takipsizlik Kararı ile 13/01/2021 Tarihli Masraf Avansı Tahsilatı tarihleri arasında ayrı ayrı zamanaşımını kesen etkin bir takip işlemi bulunmadığından takip dayanağı senede ilişkin 3 yıllık zaman aşımı süresinin ayrı ayrı dolduğunu, takip dosyasında şikayet konusu edilen dönemler aralığı incelendiğinde; alacaklının sadece haciz talebinde bulunması yeterli olmayıp, işlemin zamanaşımını kesmesi için İİK'nun 59. maddesi uyarınca işlemin gerektirdiği masrafın da yatırılmış olması gerekeceğini, alacaklının sözü edilen koşulları yerine getirmediğini ayrıca yenileme talebinin de tek başına zaman aşımını kesecek nitelikte olmadığını...
aşımı nedeniyle iptaline karar verilmiştir....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davaya konu bononun düzenleme tarihinin 24/08/2004 olduğunu, sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle borcun doğduğunu ve muaccel hale geldiğini, takip tarihinde 10 yıllık zaman aşımı süresinin B.K.'nın 146. maddesi uyarınca dolduğunu, mahkemesinin zaman aşımı süresinin vade tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı yönündeki gerekçesinin yerinde olmadığını, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 169/maddesi uyarınca açılmış kambiyo takibinde zaman aşımı itirazıdır....
Somut olayda gelinen aşama, davalı yanın süresinde ileri sürdüğü zaman aşımı itirazı gözetilerek davacı vekilinin HMK'nun 389 vd. maddeleri kapsamında koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin esas hakkında kurulan hükme yönelik istinaf itirazlarına gelindiğinde; mahkemece 09/12/2021 tarihli celsede davacı ve davalılar vekillerinin katılımı ile duruşma yapılarak uyuşmazlık tespit edildikten sonra davalılar vekilinin zaman aşımı itirazı değerlendirilerek davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı yanın hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğinden söz edilemeyecektir. Davacı ile davalı ... şirketi arasında akdedilen 14/11/2012 tarihli ikale sözleşmesi başlıklı sözleşme, davalı ... şirketinin diğer davalı şirkette sahip olduğu hisselerini davacıya devir vaadini içermektedir. Anılan sözleşme adi yazılı şekilde yapılmıştır....
İl Özel İdaresine ait peynir fabrikasının camını kırarak atılı suçu işleyen sanık hakkında, zaman aşımı içerisinde mala zarar verme eylemi ile ilgili yerinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; sanık ... savunmanının temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 03.04.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
ın ... ile ... arasında görev yaptığı buna göre zaman aşımı süresinin dolmadığını, ...'ın ... ile ... arasında görev yaptığı buna göre sorumluluğu açısından zaman aşımı süresinin davacının sorumluları ve zararı öğrendiği tarihe göre belirlenmesi gerektiği, ...'ın ... ile ... tarihleri arasında görev yaptığı, buna göre sorumluluğu açısından zaman aşımı süresinin dolmuş olduğu, ...'ın ... ile ... arasında görev yaptığı, ...'ın ... ile ... arasında görev yaptığı, bunlar yönünden zaman aşımı süresinin dolmadığı, ...'nun ... ile ... tarihleri arasında görev yaptığı, sorumluluğu açısından zaman aşımı süresinin davacının sorumluları ve zararı öğrendiği tarihe göre belirlenmesi gerektiği; kesin kabul tutanağı ile kooperatifin açık ayıpların tazminin talep etme hakkının ortadan kalktığı, gizli ayıplardan doğan sorumluluğun ise zaman aşımı süresinde devam ettiği, yüklenici ...'ın yaptığı işler karşılığında iş veren kooperatife 2.926.347,46....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra takibine konu bedelin zaman aşımına uğramadığını, verilen kararın haksız olduğunu, ödeme emrinin usulüne uygun olarak gönderildiğini, takibin kesinleştiğini, borca itiraz edilmediğini, davacı tarafın müvekkili ile anlaşmada bulunarak zaman aşımı define dayanmaktan feragat ettiğini söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 6136 sayılı Yasaya aykırılık HÜKÜM : Kamu davasının düşürülmesi Gereği görüşülüp düşünüldü: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle duran dava zamana aşımı süresi de dikkate alındığında, sanık hakkında açılan kamu davasının dava zaman aşımı süresinin hüküm tarihi itibariyle dolmadığı dikkate alınmadan Dairemizin 22.06.2021 tarihli ve 2021/3086 Esas, 2021/16540 Karar sayılı bozma ilamında belirtilen eksik hususlar giderilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde koşulları oluşmamasına rağmen sanık hakkında dava zaman aşımının gerçekleştiği gerekçesiyle düşme kararı verilmesi, Yasaya aykırı ise de; sanığa yüklenen 6136 sayılı suçun yasa maddesinde öngörülen cezasının türü ve üst sınırı itibariyle 5237 sayılı TCK.nın 66/1-e, 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen dönemdeki durma süresi de belirtilen olağanüstü...
TÜRK MİLLETİ ADINA Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği düşünüldü: Sanığın üzerine atılı 5327 sayılı TCK'nin 87/3. maddesi uyarınca "kasten yaralama" suçu için öngörülen cezanın türü, üst haddine göre ve 5560 sayılı Kanun'da yapılan değişiklik de dikkate alınarak, zaman aşımında lehe kanun prensibi geçerli olduğundan TCK'nin 66/1-e, 67/3-4. maddelerinde "8 yıllık olağan zaman aşımı süresi" ve "12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresi"nin öngörülmüş olduğu, yapılan temyiz incelemesinde sanık hakkında zaman aşımını son kesen işlem olan hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet kararının verildiği 12/04/2016 tarihi ile temyize konu hüküm tarihi arasında "8 yıllık olağan zaman aşımı" süresinin dolmadığı bu haliyle mahkemece verilen düşme kararının yerinde olmadığı ancak; 5271 sayılı CMK'nin 231/8. maddesinin son cümlesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasından sonra denetim süresi içerisinde dava zaman aşımının durduğu gözetilerek, hükmün...
aşımının 3 yıl olduğunu, hali ile alacağını bu süre içerisinde talep etmeyen alacaklının dayanak belgesinin zamanaşımına uğramış olduğunu, bu nedenle takibin talikine karar verilmesi gerektiğini, iflas ertelemesine karar verilmiş olması ya da tedbir talebi olması haciz işlemlerinin durmasına sebep olduğunu, takip için müracaata engel bir durum olmadığını, hali ile çek zaman aşımı süresi içerisinde alacağın tahsili yönünde alacaklı tarafın bir müracaatı olmadığını, kambiyo senedinin zaman aşımına uğradığına dair itirazların her zaman yapılabileceğini, bu nedenlerle takibe konu çekin zaman aşımına uğraması sebebi ile takibin talikine karar verilmesini talep etmiştir....