Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder." borçlunun zaman aşımı itirazı yönüyle mahkemece değerlendirme yapılmamış ise de karar bu yönden istinaf edilmediğinden eksikliğe değinildiği belirtilerek, Samsun İcra Müdürlüğünün 2022/22722 Esas sayılı dosyasında alacaklı tarafından borçlu ... ve dava dışı borçlu ...haklarında 57.500,00 USD bedelli 02.12.2019 tanzim tarihli 03.01.2020 vade tarihli senet ve 58.500,00 USD miktarlı 02.12.2019 tanzim tarihli 03.02.2020 vade tarihli senetlere istinaden kambiyo takibi başlatıldığı, borçlu tarafından icra takibine konu edilen senet üzerinde tahrifat yapıldığı, senedin keşide yeri, tarihi, alacaklısı ve vade tarihi sonradan doldurularak takibe konulduğu ve alacaklı tarafa böyle bir borcunun bulunmadığı iddiası ile iş bu davanın yasal 5 günlük süre içerisinde açıldığı, İİK'nın 169/a-1 maddesi uyarınca borcun olmadığı, ödendiği yönündeki iddianın...
yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 27.05.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 20.05.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 14.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Bu düzenlemeler dikkate alındığında, 08.12.1993- 06.07.2004 tarihleri arasındaki döneme ait Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasa'nın 102. maddesinde belirtilen beş yıllık zaman aşımı süresinin, 06.07.2004 tarihinden sonraki alacaklar için ise genel zaman aşımı olan on yıllık zaman aşımı süresinin uygulanması gerekmektedir. İlk derece mahkemesince tarafların delilleri toplanılmış, davaya konu ödeme belgeleri, tebliğ belgeleri, mirasın reddine ilişkin ilam getirtilmiş, dosya arasına konulup incelenmiştir. Yapılan incelemede, davacının murisi Hüseyin Köprülü'nün mirasçısı olarak davacıya çıkartılan ödeme emirlerinin 10/09/2021 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Davanın ödeme emirlerinin tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmakla işin esasına girilmiştir. Getirtilen Tekirdağ 1....
İcra memurunun işleminin yasaya veya olaya uygun bulunmaması nedeniyle icra mahkemesine başvurularak şikayet yolu ile kaldırılmasının istenmesi, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince şikayete konu işlemin öğrenildiği günden itibaren kural olarak 7 günlük süreye tâbidir. Bu kuralın iki önemli istisnası vardır: 1-İİK'nun 16/2. maddesi gereğince bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet yoluna başvurulabilir. Bu hükmün amacı, ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır. 2-Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna gidilebilir. Anılan ilke doktrinde benimsenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edilmiştir. Somut olayda, şikayetin konusu, alınacak KDV oranı ile ilgili olup bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olduğundan İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca şikayet süreye tâbi değildir....
İcra memurunun işleminin, yasaya veya olaya uygun bulunmaması nedeniyle icra mahkemesine başvurularak şikayet yolu ile kaldırılmasının istenmesi, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince, kural olarak şikayete konu işlemin öğrenildiği günden itibaren 7 günlük süreye tâbidir. Bu kuralın iki önemli istisnası vardır: 1- İİK'nun 16/2. maddesi gereğince bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet yoluna başvurulabilir. Bu hükmün amacı, ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır. 2- Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna gidilebilir. Anılan ilke doktrinde benimsenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edilmiştir. Somut olayda şikayetin konusu, alınacak KDV oranı ile ilgili olup, bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olduğundan, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca şikayet süreye tâbi değildir....
Müdürlüğünün 2007/17226 Esas sayılı dosyasından düzenlenen 17.06.2014 tarihli sıra cetvelinin şikayet olunanın alacağının zamanaşımına uğradığı iddiası nedeniyle iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, yasal dayanak ve delilerden yoksun şikayetin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; şikayetçi tarafça Bakırköy Sigorta Müdürlüğünün haczi düştüğü gerekçesiyle sıra cetveline itiraz etmiş ise de 6183 Sayılı Yasa uyarınca taşınmaz hacizlerine ilişkin zaman aşımı sınırlaması bulunmadığı ve bu suretle Sosyal Güvenlik Kurumu haczinin ayakta olduğu ve müdürlükçe düzenlenen sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla sıra cetveli itirazının reddine karar verilmiştir....
İcra memurunun işleminin yasaya veya olaya uygun bulunmaması nedeniyle icra mahkemesine başvurularak şikayet yolu ile kaldırılmasının istenmesi İİK'nun 16/1. maddesi gereğince şikayete konu işlemin öğrenildiği günden itibaren kural olarak 7 günlük süreye tabidir. Bu kuralın iki önemli istisnası vardır: 1-İİK'nun 16/2. maddesi gereğince bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet yoluna başvurulabilir. Bu hükmün amacı, ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır. 2-Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna gidilebilir. Anılan ilke doktrinde benimsenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edilmiştir. Somut olayda talep konusu, alınacak KDV oranı ile ilgili olup bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olduğundan İİK' nun 16/2. maddesi uyarınca şikayet süreye tabi değildir....
Bu itibarla hak düşürücü sürelerden farklı olarak, zaman aşımı süresinin dolmasıyla hak ve alacak ortadan kalkmaz eksik borç olarak varlığını sürdürür. Eğer davalı zaman aşımı savunmasında bulunur ise, alacaklı artık alacağını alamaz. Buna karşın borçlu zaman aşımı savunması yapmazsa zaman aşımı süresi dolmuş olsa bile hakim bu durumu kendiliğinden gözetemez.Zaman aşımı savunması 1086 sayılı HUMK'nın 187.maddesinde ve 6100 sayılı HMK'nın 116.maddesinde sayılan ilk itirazlardan olmadığı için davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Ancak cevap süresi geçirildikten sonra ileri sürülen zaman aşımı savunmasının mahkemece dikkate alınması için davacının "savunmanın genişletilemeyeceğini" ileri sürüp karşı çıkması gerekir....