Hukuk Genel Kurulunun 4.11.1998 tarih ve 1998/12-763 Esas, 1998/797 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere İİK'nın 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince icra takibinin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zaman aşımı itirazı süreye tabi değildir. Takibe konu çekin keşide tarihi 30.11.2008 olup, ibraz tarihinin 03.12.2008 olduğu görülmektedir. Bu durumda ibraz sürelerinin bitim tarihi 6273 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce olduğundan, anılan çeklere altı aylık zaman aşımı süresinin uygulanması gerekir....
Davalının ıslaha karşı ileri sürmüş olduğu zamanaşımı defi de mahkemece “Davalı tarafça ıslaha karşı ileri sürülen zaman aşımı defi kapsamında ıslahın yapıldığı 05/04/2016 tarihinden geriye 5 yıl gidildiğinde 05/04/2011 tarihinde bulunacağı bilirkişi tarafından hesaplanan net tutarlar üzerinde bu tarihe kadar olan tutarların zaman aşımına uğradığı geriye kalan 10.108,50 TL fazla mesai talep hakkının bulunduğu buna dava ile talep edilen 25,00 TL’nin de ilavesi ile 10.133,50 TL fazla mesai, bayram genel tatil ücret alacağı yönünden aynı şekilde 1.704,17 TL zaman aşımına uğramayan miktarı dava ile talep edilen 25,00 TL’nin ilavesi ile 1.729,17 TL üzerinde talep hakkının bulunduğu kanaatine varılarak hüküm oluşturulmuştur.” gerekçesiyle değerlendirilmiştir. Mahkeme ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı defi için bilirkişiden ek rapor almamış, ancak gerekçeli kararında zamanaşımı defiini dikkate almıştır....
Mahkememizce davalı tarafın zaman aşımı defi değerlendirilmiş, İİK m.67/2'ye göre ileri sürülen zaman aşımı definin geçerli olabilmesi için itirazın davacıya tebliğinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde dava açılması gerektiği, ancak itirazın davacıya tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir tebligat parçasının bulunmadığı, ayrıca davacının süresi içerisinde dava açtığı, ( YHGK 2017/19-1651 Esas 2019/707 Karar 18.06.2019 tarih) takibin ... tarihinde, itirazın ... tarihinde yapıldığı ve davanın ise ... tarihinde açıldığından bu zaman aşımı defi reddedilmiştir. Diğer alacaklara ilişkin zaman aşımı defi ise taraflar arasında ki cari hesap kaydından doğmuş olmakta olup zaman aşımının gerekçesinin belirtilmediği, fatura tarihlerinin ise ... ve ... olması nedeniyle bu definin yerinde olmadığı tespit edilmekle zaman aşımı defi reddedilmiştir. Davacı taraf mahkememizce verilen ara karar kapsamında ... tarihinde verdiği konşimento örnekleriyle taşıtan/yükleten ......
SAVUNMA: Davalı vekili; davacı tarafın, 22.04.2009 tarihinde meydana gelen ve sigortalı aracın da karıştığı trafik kazası sonucunda oluşan maluliyet zararının tazmini talebiyle iş bu davayı ikame ettiğini, iş bu davaya konu talepleri 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi geçmiş olduğundan dolayı açıkça zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı süresi dolması sebebiyle müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, mahkemeye intikal eden haksız ve mesnetsiz davanın reddi gerektiğini, belirtmiştir. lll.İNCELEME ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki uyuşmazlık; ---- sayılı araç sürücüsünün tek taraflı yaptığı kaza neticesinde, minübüste yolcu bulunan davcının yaralanması neticesinde maluliyete uğrayıp uğramadığı, alacağın zaman aşımına uğrayığ uğramadığına ilişkindir. Zaman aşımı yönünden yapılan değerlendirmede; Zamanaşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir....
Borçlunun sair temyiz itirazlarının reddi ile yapılan incelemede; Takibin dayanağı kredi sözleşmesi olup kural olarak borcun muaccel olduğu tarih itibariyle uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi uyarınca zaman aşımı süresi 10 yıldır. Aynı Kanunun 133. maddesinde zaman aşımını kesen sebepler düzenlenmiştir. Buna göre; 1- Borçlu borcu ikrar ettiği, hususiyle faiz veya mahsuben bir miktar para veya rehin yahut kefil verdiği takdirde; 2- Alacaklı, dava veya defi zımnında mahkemeye veya hakeme müracaatla veya icrai takibat yahut iflas masasına müdahale ile hakkını talep eylediği halde zaman aşımı kesilir. Yine aynı Kanunun 135. maddesinde; "Müruru zaman katedilmiş olunca kat'ıdan itibaren yeni bir müddet cereyan etmeye başlar." düzenlemesine yer verilmiştir....
Ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlükte olduğu dönemde 319. madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zaman aşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. 01.10.2011 tarihinden sonraki dönemde ilk oturuma kadar zaman aşımı definin ileri sürülmesi ve hatta ilk oturumda sözlü olarak bildirilmesi mümkün değildir. Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zaman aşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak 6100 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir....
ne örnek 10 ödeme emri 11.11.2019 tarihinde tebliğ edildiği, icra dosyasında yapılan incelemede takibin kesinleşmesinden sonra dosyanın 3 yıl ve daha fazla takipsiz bırakılmadığı, zaman aşımı süreleri içinde alacaklı tarafından işlemler yapıldığı ve 3 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
KTK 109/4. maddesi uyarınca 2 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, ayrıca dosya kapsamı itibariyle davacı sigorta şirketi tarafından ... mirasçılarına ödenen tazminat bakımından zaman aşımını kesen veya durduran bir sebebin varlığının ispat edilemediği / hatta bu hususun vakıa olarak dahi ileri sürülmediği, yukarıda kapsamlı olarak açıklandığı ve emsal ilamlarla gösterildiği üzere somut olayda KTK 109/2. maddesindeki uzamış ceza zaman aşımı süresinin eldeki rücu davasında uygulanması durumunun bulunmadığı, nihayetinde 2918 s. KTK 109/4. maddesi hükmü uyarınca davalının zaman aşımı defi yerinde ve haklı görüldüğünden davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Olayımızda dava dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiştir. Ancak davacının ıslah harcı yatırmak suretiyle dava dilekçesini ıslah ile zaman aşımının da olduğunu ileri sürebilme hakkı vardır. Ne varki davacı cevaba cevap dilekçesi niteliğindeki 12/06/2010 tarihli dilekçesinde borcun zaman aşımına uğradığına ileri sürmüş isede ıslah harcı yatırılmamıştır. Hal böle olunca mahkemece dava dilekçesindeki iddiaya göre işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hükmün kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalının temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanann nedenlerle BOZULMASINA 22/11/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
tutamayıp İSB Beton ve Oyak Beton şirketleri sorumlu tutulmuş ise de üç davalının da müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, İSB beton şirketinin cevap dilekçesi sunmadığını, diğer davalı Hedef İnşaatın cevap dilekçesi sunarak zaman aşımı defi ileri sürdüğünü, zaman aşımı defi olmayan İSB beton şirketi yönünden zaman aşımı dikkate alınmadan hesaplama yapılması gerektiğini öne sürerek istinafa başvurmuştur....