-KARAR- Şikayet eden vekili, Bakırköy 6. İcra Müdürlüğü'nün 2008/13512 Esas sayılı dosyasından yapılan sıra cetvelinin 1. sırasında yer alan Bakırköy 2. İcra Müdürlüğü'nün 2008/15611 Esas sayılı dosyasında borçluya yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, şikayet edilenin haczi düştüğünden sıra cetvelinde yer almaması gerektiğini, şikayet edilenin alacağına ve takipte istenen faiz oranına itiraz ettiklerini, şikayet edilenin alacağının kabulü halinde dahi sıra cetvelinin garameten paylaştırma şeklinde düzenlenmesi gerektiğini belirterek sıra cetveline itiraz davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet edilen vekili, Bakırköy 2. İcra Müdürlüğü'nün 2008/15611 Esas sayılı dosyada borçluya yapılan tebligatın geçerli olduğunu, haczin düşmediğini, şikayet edenin alacağının kanunda sayılan öncelikli alacaklardan olmadığını, şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, Bakırköy 6....
ve tamamına açıkça itiraz ettiğini, müvekkilinin ikamet adresinin Osmaniye İli olup yetkili icra dairesinin Osmaniye İcra Daireleri olduğunu belirterek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin iptaline, gecikmiş itirazlarının kabulüne ve Mersin 5.İcra Dairesinin yetkisizliğine, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı alacaklı tarafından şikayet eden aleyhine ilamsız icra takibi yapılmış, borçlu adına çıkartılan ödeme emri tebligatı 09.04.2021 tarihinde "Adreste kimse bulunamadığından yakın komşusu Sinan Batur'a soruldu. İstanbul'a gittiğini beyan ettiğinden tebliğ evrakı 21. maddeye göre ilgili Mahalle Muhtarı Yunis Şahin'e teslim edilip 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı. Yakın komşusu Sinan Batur haber verildi." şerhi ile tebliğ edilmiş, 07.06.2021 tarihinde açılan dava ile gecikmiş itiraz nedeni ile takibin durdurulmasına karar verilmesi ve hacizlerin kaldırılması; 09.06.2021 tarihinde açılan dava ile usulsüz tebligat ve aşkın hacizlerin kaldırılması istenmiş, mahkemece asıl dava yönünden şikayetin kabulü ile tebligat tarihinin düzeltilmesine, takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılmasına, birleşen dava yönünden derdestlik ve itirazların icra dairesine yapılması gerekirken mahkemeye itirazın yerinde olmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şikayetin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir. Mahkeme gerekçeli kararında özetle; "şikayet edene gönderilen 1. haciz ihbarnamesinin şikayet edene usulsüz olarak tebliğ edildiği zira Tebligat Kanunu madde 21 anlamında usulüne uygun bir şekilde tebliğ yapılması için muhataba (borçluya) durumun haber verilmesi için en yakın komşu, apartman görevlisi yahut yöneticiye haber verilmesi gerektiği, şikayet edene yapılan tebligatta durumun hangi komşuya haber verildiğinin komşunun açık bir şekilde isim ve soy isim belirtilmek suretiyle ifade edilmesi gerektiği ancak somut durumda bunun yapılmadığı ve böylelikle yapılan bu tebliğin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/25339 Esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız takibin kesinleşmesi nedeniyle davalının taşınmazlarına 07.01.2013 tarihinde haciz konulduğunu, takip borçlusunun 11.01/2013 tarihinde takibe itiraz ederek tebligat usulsüzlüğü nedeniyle şikayette bulunduğunu, icra mahkemesince Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapılan tebliğinin geçerli olmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne dair verilen kararın temyiz edildiğini, borçlunun taşınmazlara konulan haczi fek ettiğini, tebligat ile ilgili iddiaların yersiz olması nedeniyle şikayete ilişkin kararın bozulacağını ancak, davalının bu süre içinde taşınmazlarında tasarrufta bulunabileceği ileri sürerek, borca yetecek miktarda borçlunun taşınır ve taşınmaz mallarına ve 3. şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı yerel mahkemenin redde ilişkin kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Şikayet, emekli maaşı üzerine konulan haczin kaldırılması talebine ilişkindir. SGK tarafından ödenen gelir aylık ve ödeneklerin haczinde takiplerin kesinleşmiş olması şartıyla 28/02/2009 tarihi sonrasında borçlunun haciz tarihinden önce hacze muvafakati geçerlidir. Ancak borçlu tarafından verilecek bu muvafakatin herhangi bir koşula bağlı tutulmaması gerekmektedir. Aksi halde şarta bağlı tutulan muvafakat geçerli olmayacak ve bu nedenle emekli maaşının haczi yapılamayacaktır....
Şikayetçinin haczin kaldırılması istemi, kamu düzenine ilişkin emredici yasa hükümlerinden kaynaklandığından bu konudaki şikayet İİK'nun 16/2. maddesi kapsamında olmakla süreye de tabi değildir. Mahkemece, 3. kişi nezdindeki teminatın haczinin, 4734 Sayılı Kanunun 34/son ve 2886 Sayılı Kanunun 28/son maddelerine aykırı ve usulsüz olduğu tespit ve kabul edildiğine göre, HMK'nun 26. maddesi nazara alınarak uyuşmazlık konusunu oluşturan ve haciz ihbarnamesinde geçen "nakti teminatların" sözcüklerinin yer aldığı kısmın iptaline karar verilmesi ile yetinmek gerekirken, yazılı gerekçe ile 89/1 haciz ihbarnamesinin tamamen iptaline karar verilmesi isabetsizdir....
Somut olayda; borçlunun adına kayıtlı Kocaeli İli Darıca İlçesi Bağlarbaşı Mh 2581 Ada 2 Parsele kayıtlı taşınmazda bulunan A Blok Zemin Kat 2 nolu bağımsız bölümde kayıtlı mesken vasıflı taşınmaza 15/04/2021 tarihinde haciz konulduğu, alacaklı vekilinin 16/04/2021 tarihli talebi ile borçlunun dava konusu olan taşınmazı da açıkça belirtilmek suretiyle, borçlu adına 103 davetiyesi gönderilmesini talep ettiği, icra müdürlüğünce davetiye üzerine "103 davetiyesi" ibaresi yazıldığı ve şikayetçi vekiline 04/05/2021 e-tebligat yoluyla tebliğ edildiği, borçlu tarafından zarfın içinden 103 davetiyesi çıkmadığı iddia edilmekle birlikte "tebligatın içeriğinde yalnızca haczin konulması talebi ve talebin kabul kararı bulunmakta olduğu" hususunun ikrar edildiği, bu durumda 103 davetiyesi gönderilmese bile borçlunun şikayet konusu haczi 04/05/2021 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlu vekilinin icra mahkemesine yaptığı şikayet başvurusunda, diğer fesih nedenlerinin yanı sıra müvekkiline yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğunu belirterek ihalenin feshini talep ettiği, mahkemece, şikayetçi borçlu vekiline yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu belirtilerek ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmaktadır. HMK'nun 119/1-e maddesi uyarınca, şikayetçi iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır....
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; haciz aşamasında taşınmazın tapu kaydının borçlu adına olduğunu bu nedenle haczin geçerli bir haciz olduğunu, icra müdürlüğü tarafından haczin kaldırılması talebinin reddine dair verilen kararın doğru olduğunu beyan etmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır. İlk derece mahkemesi kararında; davacıların taşınmazı hacizli olarak satın almaları gibi bir durumun olmadığı, kesinleşen tapu iptali ve tescil kararı ile taşınmazda hak sahibi oldukları bu nedenle haczin usul ve yasaya uygun olmadığı ve kaldırılması gerektiği gerekçesiyle şikayetin kabulüne, 18/01/2019 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasına ve şikayetçi vekilinin talebi doğrultusunda işlem yapılmasına karar verilmiştir....