Mahkemece, haciz İİK'nin 96 ve 97 maddeleri uyarınca yapılmış olup, ispat yükünün davacı üçüncü şahsa ait olmak üzere istihkak davası açılması gerekirken, haczin kaldırılmasının İcra Müdürlüğünden talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle davacının şikayetinin reddine, şikayet icra müdürlük işleminin iptali istemine ilişkin olduğundan davalı vekili lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş, karar davalı-alacaklı ve davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İcra Müdürlüğü işleminin iptali ve İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. Dava dilekçesi içeriğinden davacı üçüncü kişinin şikayet talebi yanında, haczedilen biçerdöverin kendisine ait olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması ve istihkak istemli dava da ikamet ettiği anlaşılmaktadır....
Hemen belirtmek gerekir ki, HMK'nın 341/1 maddesinde ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği de düzenlenmiş ise de, İİK.nun 22. maddesi; "Şikayet, icra mahkemesince karar verilmedikçe icrayı durdurmaz" hükmünü düzenlemiş olup, İcra mahkemesi, borçlunun itiraz ve şikayet dilekçesi kapsamından veya eklediği belgelerden edindiği kanaate göre iddiaları ciddi görmesi halinde şikayetle ilgili kararına kadar icra takibinin geçici olarak durdurulmasına karar verebilir. Bu maddeye göre icra mahkemesince takibin geçici olarak durdurulması yönünde verilen karar, HMK'nun 389 ve müteakip maddeleri kapsamında olmayıp, İcra ve İflas Kanununda özel olarak düzenlenmiş, takip hukukuna özgü bir karardır. Bu nedenle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 394.maddesinin olayda uygulanma imkanı yoktur. (emsal karar; Yargıtay 12....
Takip dosyasının incelenmesinde; şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 19.02.2016 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdı tebliğ edildiği görülmektedir. Her ne kadar söz konusu tebliğ işlemi de Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca usulsüz yapılmış ise de, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 19.02.2016 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla şikayetçinin, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair 15.04.2016 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru 7 günlük sürede değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlunun, haczedilen taşınmazının İİK'nun 82/12. maddesi kapsamında haline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması için şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; alacaklı vekilince şikayete konu taşınmaza ilişkin olarak 11.11.2015 tarihinde ... 2....
Dava, Eskişehir İş Mahkemesi’nin temyiz incelemesinde bulunan 22.06.2010 tarih, 2010/360 Esas, 2010/551 Karar sayılı, 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre yürütülen prim alacağının tahsili ile ilgili takipte davacının taşınmazı üzerindeki Sosyal Güvenlik Kurumu’nca konulan haczin kaldırılması yönündeki kararının icra dairesince yerine getirilmemesinden kaynaklanmakta olup, icra memurunun muamelesini şikayet mahiyetindedir. Zira taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması hususunda Eskişehir İş Mahkemesi yukarıda anılan kararıyla hüküm tesis etmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 4. maddesinde icra ve iflas dairelerinin muamelelerine karşı yapılan şikayetlerde itirazların incelenmesinin icra mahkemesi hakimince yapılacağı hükmü yer almakta olup, bu durumda davanın Eskişehir 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nce görülüp sonuçlandırılması gerekir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; şikayet dilekçesindeki beyanlarını tekrarlamakla birlikte mahkemece kıymet takdiri raporu ile haczin öğrenildiğinin kabul edildiğini, oysa bu alacak için kıymet takdiri raporu alınırken haciz konulmadığını, ikinci ödeme emri nedeniyle ek haciz dahi konulmadığını, haciz konulmayan bir alacağa ilişkin kıymet takdiri yapılamayacağını, fiili haczin kıymet takdiri ile birlikte yapıldığı düşünüldüğünde öncelikle kıymet takdiri kararının alınması için taşınmazın hacizli olması gerektiğinin açık olduğunu, bu nedenle usulsüz ve hacizsiz yapılan kıymet takdiri raporu ile ekine sonradan yapılan fiili haczi öğrendiklerine karar verilmesinin usulsüz olduğunu, haczi öğrenme tarihlerinin 03/03/2022 olduğunu ve süresinde şikayette bulunduklarını beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Davacı borçlunun takibe konu senetlerin kambiyo senedi vasfında olmadığı yönündeki başvurusu, İİK'nın 170/a maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olup, anılan şikayet İİK'nın 168/3. maddesi uyarınca 5 günlük süreye tabidir. Somut olayda, ödeme emri tebliğ tarihinin 22/03/218 olarak düzeltilmesine karar verilmiş olup, davacı 29/03/2018 tarihinde şikayet yoluna başvurduğundan, şikayetin yasal süresinde olmaması nedeniyle, süre aşımından reddine karar verilmesi yerindedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olduğu, usulsüz tebligat şikayeti yönünden kararın usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca kararın kaldırılması ve yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A) 1- Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca İzmir 1....
Mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi yerine haczin kaldırılması talep edildiğinden icra müdürlüğünün işlemi şikayet edildiğinden bahisle mahkemenin görevsizliğine, talep halinde dosyanın Bakırköy İcra Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.12.2014 gününde oy çokluğuyla karar verildi. Üye ...'nun Karşı Oy Yazısı: Ortaklığın giderilmesi kararı gereğince yapılan ihale sonucu satışı gerçekleştirilen taşınmazın tapu kaydı üzerindeki haczin kaldırılması için talepte bulunulduğu ve bu talebin icra müdürlüğünce reddedilmesi üzerine şikayet edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte borçlunun icra mahkemesine başvurarak, takip dosyasında ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini iddia ederek usulsüz tebligatın iptalini, hacizlerin kaldırılmasını ve diğer şikayet sebeplerini bildirmiş, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebligata ıttıla tarihinin 14.05.2014 olarak belirlenmesine, yeniden ödeme emri tebliğine, diğer hususların reddine karar verildiği görülmüştür....
usulsüz olduğu yolundaki kabulü doğru olmuştur....