İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/05/2023 NUMARASI : 2022/641 ESAS 2023/273 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkeme kararı aleyhine istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemizce HMK'nun 353. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosyadaki belgeler okundu, incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Şikayete konu icra takip dosyasında davacıya gönderilen İİK 89/1, 2, 3 haciz ihbarnamelerine ilişkin tebligatların elektronik tebligat adresine gönderildiği, ancak bu tebliğlerin e-mail yada sms yolu ile bildirilmediğinden bahisle tebligatların iptali, hacizlerin kaldırılması öğrenme tarihinin 15/12/2022 tarihi olarak tespiti talep edilmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi şikayetidir. Davacının, tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12/02/1969 tarihli 1967/172- 107 Esas, Karar sayılı kararı) Şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi olarak bir tarih belirtilmemiş, yeni öğrenildiği belirtilerek 17/03/2022 tarihinde şikayet yapılmıştır....
İcra Hukuk Mahkemesi' nin 2014/ 681 E. 2014/ 931 K. sayılı kararında şikayet konusunun dosyaya sunulmuş olan teminat mektupları nedeni ile hacizlerin kaldırılmasına ilişkin olduğu, mahkemece ilk sunulan teminat mektubunun kesin ve süresiz olmaması, daha sonra sunulan teminat mektuplarının ise takibin durdurulması nedeni ile menfi tespit davasının borçlu aleyhine sonuçlanması halinde borç miktarının ne kadar olacağının tespitinin mümkün olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği, iş bu şikayet dosyasında ise borçlunun mahkemece belirlenecek dosya kapak hesabından fazlasını karşılayacak kesin ve süresiz teminat mektubu karşılığında tüm hacizlerin kaldırılması, bu talep kabul edilmediği takdirde kapak hesabı kadar kesin ve süresiz teminat mektubu ile herhangi bir gayrimenkul üzerindeki haciz bırakılarak diğer hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduğu, dolayısıyla şikayet konularının birebir aynı olmaması nedeniyle de önceki şikayet hakkında verilen kararın bu şikayet yönünden...
Şti. adlı başka bir işletmeye kiraya verdiğini, müvekkiline ödeme emri tebliğ edilen adresin hiçbir zaman müvekkilinin tebligata elverişli son adresi olmadığını, müvekkilinin Rusya Federasyonundaki son mernis adresinden önceki son Türkiye adresinin de burası olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. Somut olayda, davacı adına çıkartılan ödeme emri tebligatında muhatabın çarşı merkezine gittiği komşusu Ferdi Kömürcü'den öğrenilmiş ve bu komşuya haber verilmiş olup, T.K'nın 21/1 maddesine göre söz konusu tebligat şeklen geçerlidir....
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; İcra takibinin ihtiyati haciz alınmak sureti ile başlatıldığı, dava dışı borçluya ait ... ili, ...İlçesi, ...Mahallesi, 4 ada, 15 parselde kayıtlı bulunan taşınmaza 12.09.2013 tarihinde ihtiyati haciz tatbik edildiği, 18.09.2013 tarihinde haczin kesinleştiği, şikayetçinin tebligat usulsüzlüğü yönünde bir iddia ile sıra cetveline itiraz hakkının bulunmadığı, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre tarafların tebligatlardan haberdar olduğu ( usulsüz tebligat olmasına rağmen borçlunun tebligattan haberdar olduğu, şikayet ve itirazda bulunmadığı buna bağlı olarak tebligatın usulsüzlüğü takibin tarafı olmayan diğer şahıs şikayetçi tarafından ileri sürülemeyeceği ) gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlu aleyhine Ereğli İcra Müdürlüğünün 2020/4083 Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu tarafa ödeme emri tebliğ edilmeksizin davalı/borçlu tarafından icra takibine itiraz edildiğini, taraflarınca itirazın kaldırılması bakımından İcra Hukuk Mahkemesine dava açtıklarını, ancak mahkemece davanın reddine karar verildiğini, borçlu vekilinin bu kez İİK’nun 264/2. maddesi gereğince alacaklı vekilinin süresinde itirazın kaldırılması/ itirazın iptali davası açmaması sebebi ile ihtiyati hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, bu talep üzerine icra müdürlüğünce ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, açıklanan nedenlerle öncelikle dosya hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, Ereğli İcra Müdürlüğünün 30/12/2020 tarihli işleminin iptali ile ihtiyati hacizlerin aynen devamına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve şikayet...
Taraflar arasındaki haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği ve hacizlerin kaldırılması şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararın alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak şikayetin reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet eden vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Diğer bir deyişle, her dava ve şikayet yapıldığı andaki şartlara göre değerlendirilmelidir. Somut olayda; şikayete konu icra müdürlüğü işlemi takibin iptali kararı üzerine hacizlerin kaldırılması talebinin reddine yönelik 08/05/2019 tarihli kararı olup, şikayet tarihinden sonra şikayetçi borçlu tarafından tehiri icra kararı için teminat olarak nakit para yatırılması üzerine henüz şikayet sonuçlanmadan icra müdürlüğünce dosya borcu teminat olarak yatırıldığı için 10/05/2019 tarihinde hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği görülmekte olup, şikayetçi tarafından açıkça şikayetten vazgeçilmedikçe dosyaya teminat olarak nakit para yatırılması üzerine hacizlerin kaldırılması, takibin iptali kararı üzerine haczilerin kaldırılması gerektiğine ilişkin şikayetin incelenmesine engel teşkil etmez....
konulduğunu, dosya durdurulduktan sonra konulan hacizlerin kaldırılması için icra müdürlüğüne başvuru yaptıklarını, ancak icra müdürlüğünce talebin reddedildiğini, icra müdürlüğünün 11/02/2021 ve 05/03/2021 tarihli kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ödeme emri tebliğ tarihinin 14/12/2020 olarak tespitini, usulsüz tebligat sebebiyle dosyada konulan tüm hacizlerin iptalini, 11/02/2021 ve 05/03/2021 tarihli kararların kaldırılmasını, takibin itiraz sebebiyle durdurulmasını istemiştir....
Somut olayda ise borçlunun icra mahkemesine başvurusunda iflas ödeme emri tebligatına ilişkin tebligat usulsüzlüğü şikayetini ileri sürdüğü, aynı tarihte icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile aynı iddia ile birlikte borca itirazda bulunduğu, icra müdürlüğünce tebligat usulsüzlüğü iddiası ve gecikmiş itirazın mahkemece değerlendirileceğinden bahisle istemin reddedildiği görülmektedir. İflas ödeme emrinin borçluya tebliğinde kanuna aykırı bir işlemde bulunulmuşsa, borçlunun başvuracağı yol İİK'nun 16. maddesinde düzenlenen şikayet yoludur. Zira, İİK’da, 171/3. maddede sayılan nedenler dışında yer alan usulsüz tebliğ şikayeti için de icra dairesine gidileceği yönünde bir hükme yer verilmemiştir. Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayeti ve istinaf nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin İİK'nun 172. maddesi gereğince reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....