İcra Müdürlüğünün 2020/113 Esas sayılı dosyasındaki 03/01/2020 tarihli bakiye borç muhtırasının iptaline" karar verilmiştir....
Hükme esas alınan 20.12.2016 tarihli bilirkişi raporunda, 30/01/2014 tarihli bakiye borcun asıl alacak, ilam vekalet ücreti, ilam yargılama gideri ve faizler olmak üzere 36.086,28 TL olduğu, şikayete konu icra müdürlüğünce yapılan hesap 48.763,12 TL olup aradaki farkın 12.676,84 TL olduğu görüşü bildirilmiştir. Dosyanın incelenmesinde mahkemece alınan 20.12.2016 tarihli bilirkişi raporunda, asıl alacak, ilam vekalet ücreti, ilam yargılama gideri ve faizlerinin hesaplandığı, şikayete konu muhtıra hesabında bu alacak kalemlerinin yanında icra vekalet ücreti alacağının da bulunduğu, bilirkişi raporunda bakiye borç belirlenirken icra vekalet ücretinin hesaplanmadığı, mahkemece eksik hesaplamaya dayalı ve hükme elverişli olmayan bu rapor esas alınarak sonuca gidildiği anlaşılmıştır....
Temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 Sayılı Kanunla değişik İİK'nin 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki isteğin oybirliği ile reddine karar verildikten sonra işin esası incelendi: Şikayet ve temyiz, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması nedeniyle tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren kanuni faiz talebine dair icra emri ile borç muhtırasının iptaline ilişkin olduğunun tabii bulunmasına, somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihine göre uyuşmazlık konusu değerin, yukarıda belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından, anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti yoktur. 5311 sayılı Kanunla değişik İİK.nin 364/1-2. maddeleri ve 6100 sayılı HMK'nin 366. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352. maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 02/07/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesinin 2019/408 Esas- 2019/826 Karar sayılı dosya ile, kesinleşmiş mahkeme hükmünün infaz kısmının açıkça değiştirildiğini açıklanan nedenlerle öncelikle icranın durdurulması taleplerinin kamu kurumu olmaları nedeniyle teminatsız kabulüne, davanın reddi kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulü ile ödeme muhtırasının iptaline, yargılama giderlerinin ve kanuni vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, T3 2017/488 Esas sayılı dosyasındaki 07.10.2021 tarihli karar tensip tutanağını şikayet ve karara göre tebliğ edilen ödeme muhtırasının iptali istemine ilişkindir. Somut olayda, Ayvalık 1....
İcra Müdürlüğünce usul ve yasaya aykırı olarak 14.04.2022 tarihli muhtıra tebliğ edildiğini, her ne kadar Mahkeme gerekçesinde kesinleşen alacak miktarları yönünden icra emri düzenlenmeksizin borç muhtırası gönderilmesinde yasaya aykırı bir durum olmadığını belirtmiş ise de önceki icra emrinin iptali nedeniyle takibin kesinleşmediğini, bakiye borç muhtırası gönderilmeden önce icra emri gönderilerek takibin kesinleştirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Uyuşmazlık, borç muhtırasının iptaline ilişkindir. Takip dosyasında, alacaklı T3 tarafından Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/27 esas 20149/498 karar sayılı ilamında hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, dayanak ilamın Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından bozulduğu, bunun üzerine alacaklının yeniden Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/09/2012 tarih 2006/191 esas 2012/354 karar, Ankara 12....
Uyuşmazlık, 57.952,37-TL. bedelli 23/10/2019 tarihli bakiye borç muhtırasının iptali talebine ilişkindir. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihine göre uyuşmazlık konusu değerin, yukarıda belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından, anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti yoktur. 5311 sayılı Kanunla değişik İİK.nin 364/1-2. maddeleri ve 6100 sayılı HMK'nin 366. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352. maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 03/02/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....
HD tarafından 01.11.2012 tarihinde 2012/3346-6721 E. ve K. sayılı ilam ile onandığı, icra müdürlüğü tarafından 19.12.2012 tarihinde bakiye 306.994,34 TL borcun kaldığı ve bu borcun tebliğden itibaren 7 gün içinde ödenmesi için muhtıra çıkarıldığı, muhtıranın 24.12.2012 tarihinde tebliği üzerine 28.12.2012 tarihinde borçlunun muhtıradaki bakiye borcun hatalı hesaplandığını iddia ederek iptalini talep ettiği, mahkemece şikayetin kabulü ile borç muhtırasının iptaline karar verildiği, ilgili kararın Dairemizin 2013/29382 E. ve 2013/37374 K. sayılı ilamı ile bozulduğu, mahkemece bozmaya uyularak bilirkişiye ek rapor hazırlatıldığı, ancak itirazın iptaline ilişkin ilamda alacağa ticari (reeskont) faiz yürütülmesine hükmedildiği halde hesaplanmada bu hususa riayet edilmediği anlaşılmaktadır....
Davacı her ne kadar haciz ihbarnamesi tebliğinin usule uygun olmadığını iddia etmiş ise de, haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmediği, ayrıca tebligat tarihinin düzeltilmesi için yetkili İcra Hukuk Mahkemesi'nde tebligat tarihinin düzeltilmesi için açılmış bir şikayet davasının olmadığı, kaldı ki davacının haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra gönderilen ve davacıya 26/05/2021 tarihinde tebliğ edilen ödeme muhtırasının iptali için Devrek İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/29 esas 2021/60 karar sayılı dosyasında 01/06/2021 tarihinde şikayette bulunduğu, söz konusu tarihin dikkate alınması halinde dahi 15 günlük hak düşürücü sürenin dava tarihi itibarı ile dolmuş olduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesince hak düşürücü süre sebebiyle davanın reddine karar verilmesi isabetli olup davacının istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir....
dair kabul muhtırasının borcun ödenmesinin taahhüt edildiği tarihinden önce borçluya tebliğ edilmesinin gerektiğinin anlaşılması karşısında; Dosyada yapılan incelemede, İcra Müdürlüğünün ......
doğduğunu, bu bağlamda icra müdürlüğünce talep üzerine davacı kuruma "bakiye borç muhtırası" gönderilmesine dair işlemde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından şikayetin reddine karar verilmiştir....