nun 16. maddesine göre; “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.” Somut olayda iptali istenen ihbarnamelerde her ne kadar 3. kişinin isim ve soyisminin yazımlarında yanlışlık yapılmışsa da 3. kişinin ihbarname gönderilen kişinin kendisi olmadığı yönünde husumete dayalı bir şikayeti bulunmamaktadır. 3. kişinin şikayet nedenleri nazara alındığında mahkemeye şikayet süresi muamelenin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gündür. Şikayetçi 3. kişiye 1. haciz ihbarnamesi 05.02.2014 tarihinde, 2. haciz ihbarnamesi 28.02.2014 tarihinde, 3. haciz ihbarnamesi ise 25.03.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup bu tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğu yönünde açıkça bir şikayeti de bulunmamaktadır....
Şikayetçi vekili bir diğer şikayet sebebi olarak kararda faize ilişkin bir hüküm olmamasına rağmen takipte faiz talep edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarında, ilamda faiz ve faizin başlangıcı konusunda hüküm bulunmaması halinde, kesinleşmeden infazı istenemeyecek ilamlar hariç, ancak karar tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğin belirtildiği, şikayete konu icra takibinde de karar tarihi olan 09.07.2018 tarihinden itibaren yasal faiz talep edildiği anlaşıldığından şikayetçi vekilinin faize yönelik şikayeti yerinde görülmemiştir....
(HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 10.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
(HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 13.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlu alacaklının şikayeti üzerine ayrıca 341'inci maddeye göre cezalandırılır. ''hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda takip dayanağı ilamda ''müşterek çocuğun velayetinin babaya verildiği, anne ile anne yanında yatılı kalmak üzere görüşme tesisine" karar verildiği görülmektedir. Anılan bu ilamın icra yoluyla infazını istemekte hukuki bir engel bulunmamaktadır. Bu nedenle ilamlı takip yapılabilir. Aksi düşünceyle icra emrinin iptaline karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 27.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İYUK'nun 28. maddesinde yer alan prosedüre uyulmadığı şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre icra emrinin tebliğ tarihinden başlar. Somut olayda icra emrinin 18.09.2015 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin ise icra emrinin tebliği ile aynı gün 18.09.2015 tarihinde yapıldığı görülmektedir. Bu nedenle işin esasına girilip şikayet nedenleri incelenerek sonuca gidilmesi gerekirken şikayetin süreden reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz talebinin kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 29,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.01.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildir....
Somut olayda olduğu gibi şikayet üzerine takibin iptaline ilişkin olarak verilmiş olan, icra hukuk mahkemesi kararı da bu nitelikte bulunduğundan, yargılamanın iadesi davasına konu yapılamaz. Bu durumda mahkemece, davacı alacaklı vekili isteminin yukarıda belirtilen nedenle usulden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsiz olup sonuçta istem reddedildiğinden, neticesi itibarıyla doğru kararın onanması gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 23.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Borçluların diğer şikayet nedenleri yanında ipotek limitleri aşılarak takip yapıldığı yönünde de şikayeti bulunduğu halde, mahkemece, bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkeme kararının bu nedenle borçlular lehine bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlular vekillerinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 30.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
(HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 30.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....