Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : Ticareti usulüne aykırı terk etmek HÜKÜM : Beraat 07.01.2009 tarihli şikayet dilekçesinde, borçlu tüzel kişiliği temsil eden şirket yetkilisinin isminin belirtilmediği, tüzel kişiliğin şikayeti halinde şikayet dilekçesinde gösterilmeyen kişilerin araştırılmasına ve cezalandırılmasına yasal imkan bulunmaması nedeniyle İİK'nun 345. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde "sanığın beraatine" karar verilmesi, Yasaya aykırı olup, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı Yasanın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından "sanığın beraatine" ifadesi çıkarılarak yerine "şikayet dilekçesinde borçlu tüzel kişiliği temsil eden...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : Ticareti usulüne aykırı terk etmek HÜKÜM : Beraat 21.01.2009 tarihli şikayet dilekçesinde, borçlu tüzel kişiliği temsil eden şirket yetkilisinin isminin belirtilmediği, tüzel kişiliğin şikayeti halinde şikayet dilekçesinde gösterilmeyen kişilerin araştırılmasına ve cezalandırılmasına yasal imkan bulunmaması nedeniyle İİK'nun 345. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde "sanığın beraatine" karar verilmesi, Yasaya aykırı olup, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı Yasanın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından "sanığın beraatine" ifadesi çıkarılarak yerine "şikayet dilekçesinde borçlu tüzel kişiliği temsil eden şirket...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak HÜKÜM : Beraat Şikayetçi vekilinin 20.10.2010 havale tarihli şikayet dilekçesinde borçlu tüzel kişiliği temsil eden şirket yetkilisinin ismini belirtmediği, tüzel kişiliğin şikayeti halinde şikayet dilekçesinde gösterilmeyen kişilerin araştırılmasına ve cezalandırılmasına yasal imkan bulunmaması nedeniyle İİK’nun 345. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Yasaya aykırı ise de; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı Yasanın 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından "... beraatine" kısmı çıkartılarak, yerine "şikayet dilekçesinde borçlu tüzel kişiliği temsil eden şirket yetkilisinin ismen belirtilmemiş olması nedeniyle İİK’nun 345. maddesi gereğince davanın reddine" ifadesi yazılmak suretiyle 5320 sayılı Kanunun...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak HÜKÜM : Beraat Şikayetçi vekilinin 20.10.2010 havale tarihli şikayet dilekçesinde borçlu tüzel kişiliği temsil eden şirket yetkilisinin ismini belirtmediği, tüzel kişiliğin şikayeti halinde şikayet dilekçesinde gösterilmeyen kişilerin araştırılmasına ve cezalandırılmasına yasal imkan bulunmaması nedeniyle İİK’nun 345. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Yasaya aykırı ise de; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı Yasanın 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından "... beraatine" kısmı çıkartılarak, yerine "şikayet dilekçesinde borçlu tüzel kişiliği temsil eden şirket yetkilisinin ismen belirtilmemiş olması nedeniyle İİK’nun 345. maddesi gereğince davanın reddine" ifadesi yazılmak suretiyle 5320 sayılı Kanunun...

          HÜKÜM : Beraat Şikayetçi vekilinin 20.10.2010 havale tarihli şikayet dilekçesinde borçlu tüzel kişiliği temsil eden şirket yetkilisinin ismini belirtmediği, tüzel kişiliğin şikayeti halinde şikayet dilekçesinde gösterilmeyen kişilerin araştırılmasına ve cezalandırılmasına yasal imkan bulunmaması nedeniyle İİK’nun 345. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Yasaya aykırı ise de; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı Yasanın 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından "... beraatine" kısmı çıkartılarak, yerine "şikayet dilekçesinde borçlu tüzel kişiliği temsil eden şirket yetkilisinin ismen belirtilmemiş olması nedeniyle İİK’nun 345. maddesi gereğince davanın reddine" ifadesi yazılmak suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesi gereğince hükmün istem gibi...

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1602 KARAR NO : 2023/579 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/04/2022 NUMARASI : 2021/381 ESAS, 2022/273 KARAR DAVA KONUSU : İLAMA AYKIRILIK ŞİKAYETİ KARAR : İzmir 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/381 Esas, 2022/273 Karar sayılı dosyasında verilen davanın kabulü kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir 23. İcra Müdürlüğünün 2021/6325 Esas sayılı dosyası ile İzmir 6....

            Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır. Somut olayda; davalının rapora dayalı etkili eyleme maruz kaldığı sabittir. Davalı da bu nedenle ilgili birimin rütbelisi olarak davacı hakkında şikayetçi olmuştur. Şikayet, somut bir takım olaylara dayanmaktadır. Ortada şikayeti gerektirecek derecede yeterli emareler bulunmaktadır. Delil ve emarelerin mahkumiyet için yeterli sayılmaması davalının şikayetinin haksız olduğu sonucunu doğurmaz....

              Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre şikayetçinin talebinin özünün sıra cetvelindeki sıraya değil, sıra cetvelindeki borçla ilgili miktara ve borcun varlığına ilişkin itirazda bulunduğu, alacağın esas ve miktarına ya da bununla birlikte sıraya yönelik şikayetlerin dava yoluyla genel mahkemede ( İİK md.142/1 ) itiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla ancak icra mahkemesinde ileri sürülebileceği gerekçesiyle davanın görev nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Somut olayda davacının talebi, icra memur muamelesini şikayettir. Şikayeti de ceza dosyası dayanak gösterilerek 1.sıra haciz dosyasında sıra cetveli yapılmaması ve sıra cetveli yapılmak üzere paranın başka bir icra dairesine gönderilmesine ilişkin olan kararın iptaline yöneliktir. Bu şikayet işin esasına ilişkin olmayıp memur muamelesini şikayet olduğundan İcra Mahkemesinde bu uyuşmazlığın giderilmesi gerekir....

                Şu hale göre, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından son hacze yönelik meskeniyet şikayeti İİK.nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal sürede olup mahkemece esasın incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken istemin süreaşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Şikayet konusu haciz işlemi, şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden, eğer haciz işlemi tebliğ edilmemişse haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren başlar. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Borçlu, meskeniyet şikayeti ile birlikte haciz işlemi tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerse, öncelikli olarak haciz işlemi tebliğinin usulüne uygun olup olmadığının denetlenmesi, usulsüz olduğunun saptanması ve borçlunun, haczi öğrenme tarihine göre 7 gün içinde meskeniyet şikayetinde bulunduğunun anlaşılması durumunda işin esasının incelenmesi gerekir. O halde, mahkemece, yukarıdaki açıklama doğrultusunda inceleme yapılması gerekirken, “103 davetiyesinin” usulsüz tebliğ edildiğine dair ayrı bir şikayet davası açılmadığı gerekçesiyle şikayetin süre aşımından reddi isabetsizdir....

                    UYAP Entegrasyonu