karar verildiği; İlk Derece Mahkemesi tarafından yeniden yapılan yargılama sonucunda 16/06/2022 tarihli gerekçeli kararında özetle: "... uyuşmazlığın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, icra emrinin usulsüz tebliğine dayalı şikayet, hesap kat ihtarının usulsüz tebliğine dayalı icra emrinin iptali istemi ile borca ve faize itiraz olduğu anlaşılmıştır....
a örnek 7 ödeme emrinin 20/12/2013 tarihinde tebliğ edildiği, diğer borçlulara çıkarılan ödeme emrinin ise bila tebliğ iade edildiği, 25/12/2013 tarihinde borçluların tamamının vekili tarafından takibe ve borca süresinde itirazda bulunulması üzerine, icra müdürlüğünce takibin 02/01/2014 tarihinde durdurulmasına karar verildiği, daha sonra alacaklı vekilinin borçlulara yeniden ödeme emri tebliğ edilmesine yönelik talebi üzerine icra müdürlüğünce ödeme emirlerinin yeniden tebliğ edildiği, borçlular vekili tarafından tekrar itiraz edildiği ve takibin ikinci kez durdurulmasına karar verildiği, borçlular vekilinin icra mahkemesine başvurusunda (24/11/2015 tarihli duruşmada da ifade edildiği üzere); ilk durdurmadan sonra yapılan tebliğler nedeni ile yapılan itiraz üzerine ikinci kez takibin durdurulmasına karar verilmiş olmasının, karşı tarafa itirazın iptali ya da itirazın kaldırılması isteminde bulunma hakkı verdiğini ileri sürerek, ilk durma kararından sonra yapılan tebliğ işlemlerinin ve...
Davacı, ödeme emrine yönelik sair şikayetlerinin yanısıra ödeme emrinde banka hesap bilgilerine yer verilmediğini ileri sürerek ödeme emrinin ve memur işleminin iptaline karar verilmesini istemiş, Mahkemece davacının ödeme emri ekindeki evraklarda icra müdürlüğünün imzası ve mühürünün, tebliğ zarfında ise imzanın bulunmadığından ödeme emrinin iptali gerektiğine ilişkin sair şikayetleri incelenmeksizin, ödeme emrinde banka hesap bilgilerine yer verilmediği gerekçesiyle ödeme emrinin ve takip işlemlerinin iptaline karar verilmiştir. Ödeme emrinde yer almayan icra müdürlüğüne ait banka hesap numarası bilgisinin ikmali her zaman mümkün olup, anılan eksiklik ödeme emrinin iptalini gerektirmez. (Yargıtay 12....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından Rize İcra Müdürlüğünün 2020/3988 Esas sayılı dosyası üzerinden aleyhine icra takibine başlandığını, söz konusu takip sırasında ödeme emrinin kendisine usulsüz tebliğ edildiğini, 17.08.2020 tarihinde 22.500,00 TL icra dosyasına ödeme yaptığını, bu haliyle fazlaya ilişkin borca ve fer'ilerine itiraz ettiğini ileri sürerek ödeme emrinin tebliğ tarihinin 02.09.2020 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ile icra takibi başlatıldığını, müvekkiline örnek 7 ödeme emrinin 27/07/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkiline gönderilen ödeme tebliğ zarfının içinde ödeme emri dışında hiçbir belgenin bulunmadığını, tebliğ zarfında dayanak belge aslının veya örneğinin gönderildiğine ilişkin bir ibarenin yer almadığını, alacak bir belgeye dayandığında belge aslının veya örneğinin takip talebi anında icra dairesine verilmesi gerektiğini, ödeme emrinde faiz oranı, istenen faiz türü, senedin vadesi ve tarihinin de belirsiz olduğunu belirterek ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Sayılı emsal içtihadında belirtildiği üzere; "Şikayetçi, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 25. maddesi hükmüne göre de, hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez." Yine Y.12. HD.nin 27.09.2010 T., 8528/21169 EK. Sayılı ve 2009/23590 E. 2010/5162 K. sayılı emsal içtihatlarından da anlaşıldığı üzere; İnceleme icra mahkemesine sunulan şikayet dilekçesinde ileri sürülen şikayet sebepleri ile sınırlı olarak yapılır. Somut olayda; dava dilekçesinde ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğuna dair bir şikayet yoktur. Diğer taraftan dava dilekçesinde gecikmiş itirazda bulunulduğuna dair bir ibare de yoktur. Ödeme emri davacıya 01.09.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu durumda borca itirazların İİK.nun 168/5....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, müvekkilinin talebinin ve başvurma gerekçesinin ödeme emrinin iptaline yönelik olduğunu , ödeme emrinin iptali istenmesine rağmen yerel mahkemenin bu talebi borca itiraz olarak değerlendirmiş olduğunu , davanın borca itiraz değil, şikayet niteliğindeki ödeme emrinin iptali davası olduğunu , İcra Dairesine ait banka adının ve hesap bilgilerinin ödeme emrinde belirtilmemesi halinde bu konudaki şikayetin kabulü ile ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından davacı hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibinde bulunulduğu ,davacı vekili tarafından ödeme emrinin ve takibin iptalinin talep edildiği, ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır....
Somut olayda, Boszdoğan Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 14.05.2013 tarih ve 2013/76-222 sayılı kararı ile borçlunun, varlığını kötü yönetmesi sebebi ile TMK.nun 406.maddesi gereğince vesayet altına alındığı, ödeme emrinin 22.05.2013 tarihinde kısıtlıya tebliğ edildiği görülmektedir. Vesayet altına alınma kararından sonra başlatılan takipte, yukarıda açıklanan istisnai durumların varlığı iddia ve ispat edilmediğine göre, kısıtlıyı vasisi temsil edeceğinden ve onun adına itiraz ve şikayet haklarını kullanacağından İİK.nun 61. maddesi kapsamında çıkarılan ödeme emrinin vasiye tebliği zorunludur. Bu husus, kamu düzenine ilişkin olup, her zaman ileri sürülebilir. Kaldı ki, daha önce vasiye çıkarılmış bir tebligat da bulunmamaktadır. O halde, mahkemece, kısıtlıya yapılan ödeme emri tebliği işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken olaya uygun düşmeyen yazılı gerekçe ile şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takiplerde şikayet ve itiraz süresi İİK'nun 168.maddesine göre ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 5 gündür. Somut olayda, davacı borçluya gönderilen ödeme emrinin 13/02/2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal 5 günlük sürede itiraz veya şikayetlerini icra mahkemesine bildirmediği anlaşıldığından takibin iptaline karar verilemez. Bu nedenle, İİK'nun 170/a maddesine göre takibin iptaline karar verilmesi gerektiğine yönelik davacı vekilinin bildirdiği istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. İİK'nun 78/2 maddesinde "Haciz istemek hakkı, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren bir sene geçmekle düşer." hükmü yer almaktadır....
Karar, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava sıra cetvelinin iptali istemine ilişkin olup, şikayetçi, şikayet olunanın alacaklı olduğu takip dosyasında ödeme emrinin borçluya tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece, bu şikayetin ancak borçlu tarafından ileri sürülebileceği belirtilmiş ise de mahkemenin de kabulünde olduğu üzere usulsüz olan tebligatın ancak Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun öğrenmesi halinde geçerli sayılabileceği dikkate alındığında, şikayet olunan tarafından usulsüz tebligata rağmen borçlunun tebligattan haberdar olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir....