Davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihi itibariyle beş günlük süre geçirildikten sonra itiraz ve şikayette bulunulduğu görülmekte ise de, dava dilekçesinin 6. maddesinde açıkça davacıya gönderilen ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü ileri sürülmekte ve ödeme emri tebliğinin iptali talep edilmektedir. Bu durumda mahkemece ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet üzerinde durulmalı, öğrenme tarihine de dikkat edilerek süresinde bir şikayet olduğu belirlenir ise ödeme emri tebliğinin usule uygun olup olmadığı tespit edilmeli, ödeme emri tebliğinin usule uygun olmadığı anlaşılır ise uyuşmazlık konusu itiraz ve şikayetlerin süresinde olduğu kabul edilerek bu itiraz ve şikayetlerin esası hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmeli iken, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğünün ileri sürülmediği gerekçesiyle itiraz ve şikayetlerin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/8588 Esas sayılı dosyasından borçlu adına ödeme emrinin 30.01.2015 tarihinde, hacze ilişkin 103 davetiyesinin 13.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekili ise, şikayet dilekçesinde, sadece 30.01.2015 tarihli ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünü şikayet konusu yapmış olup, açıkça şikayet konusu yapılmayan 13.05.2015 tarihli 103 davetiyesi tebliğ işlemine göre, 17.06.2016 tarihinde yapılan başvuru, yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. O halde, mahkemece şikayetin süre aşımından reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
usulsüz olarak tebliğ edilmesi nedeniyle ödeme emrinin/ takibin iptaline, hacizlerin fekkine karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
Öte yandan yasanın emredici kuralından kaynaklanan ve bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili bulunan bu husus hakkında, ortaklığı oluşturan ortaklardan her birinin İİK'nun 16/2.maddesi gereğince süresiz şikayet hakkı vardır. Somut olayda; dosya içerisinde bulunan takip talebi ve örnek no:7 ödeme emrinin incelenmesinde; adi ortaklığı oluşturan ve tüzel kişiliği bulunan ortaklar ....İnşaat San ve Tic. A.Ş. ve .... İnşaat Harf.nak. Ve Tic. Ld.Şti.'nin ayrı ayrı borçlu taraf olarak yer aldığı görülmektedir. Tüzel kişiliği, dolayısıyla taraf ehliyeti bulunmayan adi ortaklık, yerinde olarak, düzenlenen takip talebi ve ödeme emrinde, taraf olarak gösterilmemiştir. Ancak; örnek no: 7 ödeme emrinin ..... İnşaat Harf.Nak. Ve Tic. Ld.Şti. ile birlikte, anılan adi ortaklık adına da tebliğ edildiği, .... İnşaat San. ve Tic. A.Ş.'ne ise gönderilen bir ödeme emri bulunmadığından, adi ortaklık adına gönderilen tebligat esas alınarak, şikayet eden ..... İnşaat San. ve Tic....
CEVAP Davalı vekili, şikayet yoluyla ödeme emirlerinin iptali yolunun usule aykırı olduğunu, açılan davada şikayete yönelik yasa unsurlarının mevcut olmadığını, bu sebeple açılan davanın reddine karar verilmesini, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
UYAP sisteminden takip konusu olan 2020/773 esas (eski 2014/1781 esas) sayılı dosya incelendiğinde; talepte bulunan davacının senedin kambiyo senedi olmadığı ve ödeme emrinin iptaline yönelik talebini öncelikle icra müdürlüğüne 10/12/2020 tarihinde dilekçe ile yaptığı Mahkememiz tarafından anlaşılmıştır. Tebligat Kanunu uyarınca davacının ödeme emrinden en geç 10/12/2020 tarihinde haber olduğu Mahkememiz tarafından kabul edilmiştir. Tevzi formu incelendiğinde; ödeme emrinin iptalini talep eden davacının davasını 21/12/2020 tarihinde açtığı Mahkememiz tarafından anlaşılmıştır. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacının 5 günlük şikayet süresi geçtikten sonra işbu davayı açtığı Mahkememiz tarafından anlaşıldığı için davanın süre aşımından reddine karar verilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davacı tarafından davalı aleyhine açılan şikayet davasının hak düşürücü süre aşımından reddine" karar verildiği görülmüştür....
Borçlu Kurum vekili İcra Mahkemesi'ne başvurarak, 2577 Sayılı Kanunun 28/2. maddesi hükmüne aykırı olarak, ödeme için kendilerine başvurulmadan doğrudan takibe başlanması nedeniyle takibin iptali talebinde bulunmuştur. Mahkemece Kuruma ödeme için müracat edilmeden takibe başlanıldığından şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir. Yukarıda yazılı yasal düzenleme uyarınca, İcra Dairesi'nin Kanuna aykırı işleminin, öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde şikayet konu edilmesi halinde, Mahkemece işin esası incelenerek sonuçlandırılır, aksi halde şikayetin süreden reddine karar verilmesi gerekir....
Somut olayda; alacaklının 05.03.2020 tanzim, 30.03.2020 vade tarihli 65.000,00- TL bedelli ve 05.03.2020 tanzim, 15.03.2020 vade tarihli 63.000,00- TL bedelli üzerlerinde ödeme ve tanzim yeri bulunmayan ve bu nedenle kambiyo vasfına sahip olmayan iki adet senede dayalı olarak ve senetlerin onaylı örneği icra dairesine ibraz edilmek suretiyle takip başlatıldığı, takip talebinde ve ödeme emrinde bu senet bilgilerine yer verilmiş olmasına karşılık borçlulara gönderilen ödeme emirlerinde takip dayanağı belgenin tebliğ edilmediği, tebliğ mazbatasında yalnızca örnek 7 ödeme emrini ihtiva eder şeklinde şerh düşüldüğü görülmektedir. Bu durumda, anılan yasal düzenleme uyarınca takip dosyasına sunulduğu halde borçlulara ödeme emri ekinde dayanak belgenin tebliğ edilmemesi nedeniyle sorun ödeme emrinin tebliğ işleminden kaynaklandığından, Mahkemenin ödeme emrinin tebliğ işleminin iptali yönündeki kararı isabetlidir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince "İncelenen dava ve cevap dilekçesi, takip dosyası ve tüm dosya kapsamına göre; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacı borçluya ödeme emrinin 17/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlu vekili tarafından usulsüz tebligatın iptali ile ödeme emrinin ıttıla tarihinin 02/02/2022 olarak düzeltilmesi talepli olarak davanın 07/02/2022 tarihinde açıldığı, anlaşılmıştır....
Kaldı ki ödeme emrinde belirtilen faiz alacağının başlangıç tarihinin ve faiz oranının açıkça gösterilmediğine ilişkin iddialar borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir. İcra müdürlüğü yerine, icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup bir hukuki sonuç doğurmaz. (12 HD esas no: 2016/13051 karar no: 2016/14390) Diğer taraftan takip talebine ekli dayanağı belgelerde alacaklının vergi numarası mevcut olup ödeme emrinde alacaklının vergi kimlik numarası eksikliğinin her zaman tamamlanması mümkün dür. Bu eksiklik ödeme emrinin iptali nedeni olarak kabul edilemez....