Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, yerel mahkemenin gerekçeli kararında izah edildiği üzere dava, elatmanın önlenmesi ve tahliye istemlerine ilişkindir. İddiaların ileri sürülüş şekline göre de, davacı yan şahsi hakka davalı olarak fuzuli işgalci olan davalının elatmanın önlenmesi ve tahliyesini istemiştir. Yargıtay ve Dairenin kökleşmiş içtihat ve ilkelerine göre, (iddia ve savunma doğrultusunda) tarafların bildirdikleri şahsi hakların ( kira ilişkilerinin) hangisine üstünlük tanınacağı ve yapılacak bu belirleme doğrultusunda davalının mevcut kullanımının haksız işgal niteliğinde olup olmadığı, (bu şekli ile,) fuzuli işgalin bulunması durumunda da (talepte gözetilerek) elatmanın önlenmesi ve tahliyeye karar vermesi gereken mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması gerekir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ -ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen el atmanın önlenmesi-ecrimisil davası sonunda yerel mahkemece el atmanın önlenmesi isteği yönünden davanın kabulüne, ecrimisil isteği bakımından davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir....

      HUMK. 8.maddesinin 2.fıkrası 1.bendinde “Dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın İİK.nun onuncu babında yer ... 269 ve 272 ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların” Sulh Hukuk Mahkemesinde 2007/7810-14135 görüleceği belirtilmiştir. Davanın konusunu oluşturan sözleşme sadece kira sözleşmesi olmayıp, karma nitelikte bir sözleşme olup, davacı sözleşmenin feshinin yanında inşa edilen tesislerin aidiyetine ve mahrum kalınan kar payının da ödetilmesini talep ettiğine göre, bu davaya bakmaya davanın değerine göre, Sulh Hukuk Mahkemesi değil, Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkemece, taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek işin esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Dava dilekçesinde, davalı şirkete ödenen bedel, gayrimenkul fiyatlarındaki artış nedeniyle mahrum kalınan kar, kira gelirinden mahrum kalması nedeniyle tazminat ile birleşen davada ise arsa sahipleri aleyhine tazminat davası açıldığı, benzer nitelikteki seri dosyaların ....... Dairesi tarafından (2010/4329, 8688, 8912, 2011/1074, 1073, 6725, 11237 vd.) incelenip karara bağlandığı anlaşılmakla, davanın bu niteliğine göre inceleme görevi ... ....... Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... ....... Dairesine gönderilmesine, ....04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Asliye Hukuk ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, el atmanın önlenmesi istemine ilişkin olarak açılmıştır. Asliye Hukuk Mahkemesince, taraflar arasında sözlü kira sözleşmesi bulunduğu, davanın el atmanın önlenmesi davası olarak açıldığı belirtilmiş olsa da davanın kiralananın tahliyesi davası olduğundan söz edilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, taraflar arasında kira sözleşmesi bulunduğunun ispatlanamadığını belirterek dava değerine göre görevsizlik yönünde karar vermiştir. Somut olayda dava, davalının tapulu taşınmaza el atmasının önlenmesi istemiyle açılmış, davalı ise taşınmazda sözlü kira sözleşmesi ile oturduğunu savunmuştur....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 6.9.2005 gününde verilen dilekçe ile kira sözleşmesine dayalı müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 7.6.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, şahsi hakka dayalı elatmanın giderilmesi ve ecrimisil ödetilmesi istemlerine ilişkindir. Davalı gerçek kiracının kendisi olduğunu, kiralama işleminin ailenin büyük erkek evladı olması nedeniyle davacılardan Atil üzerinde yürütüldüğünü, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne, 2.686.67 YTL ecrimisilinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hükmü davalılar temyiz etmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi K A R A R Dava kira sözleşmesinden kaynaklanan şahsi hakka dayalı müdahalenin önlenmesi isteğine ilişkin olup, zilyetliğe dayanılmadığından bu durumda hükme yöneltilen temyiz itirazlarını incelemek daireye ait değildir. Bu nedenle ve ilgisi bakımından Yüksek Yargıtay (14.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 15.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, asıl davada mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi, eski hale iade ve ecrimisil; birleştirilen dava ise şahsi hakka dayalı el atmanın önlenmesi ve muarazanın giderilmesi isteklerine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. Hemen belirtilmelidir ki, mülkiyet hakkı gerek Anayasa ve Yasa'larla gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleri ile kabul edilmiş temel haklardandır. 2. Eşyaya bağlı ayni haklardan olan mülkiyet hakkı herkese karşı ileri sürülebileceği gibi, hakka yönelik bir müdahale durumunda ne zaman gerçekleştiğine bakılmaksızın, ileri sürüldüğü andaki hak sahibi tarafından her zaman koruma istenebileceği de kuşkusuzdur. Anılan korumanın istenmesi durumunda da hakkın kötüye kullanıldığından söz edilebilmesine hukuken olanak yoktur. 3....

                  Gerek mülkiyet hakkı sahibi ve gerekse başka bir hakka dayanarak mülkiyet hakkı sahibinden taşınmazı belirli bir süre elinde tutma hakkı kazanmış kişiler, mülkiyet hakkının ve sözleşme ile edindiği hakkın kendisine sağladığı yararlanmalar için üçüncü kişilerin engellemeleri karşısında yargı yolu ile hakkın korunmasını isteyebilirler. Bu hak, mülkiyet ve sözleşmeye dayanan şahsi hakkın varlığı süresince mutecavizi fiilen defetme hakkı biçiminde olabileceği gibi, müdahalenin sürekliliği halinde yargı yolu ile de istenebilir. Somut olayda; kira sözleşmesinden kaynaklanan şahsi hakka dayanılarak elatmanın önlenmesi istenilmektedir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ve şahıs varlığına ilişkin davalarda aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemeleri görevlidir....

                    yapılmış ve açık bir şekilde TMK'nın 683 ve 995. maddeleri uyarınca taşınmaza el atmanın önlenmesi ile ecrimisil istenilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu