Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava, el atmanın önlenmesi (el atmanın önlenmesi ve tazminat ve ecirimisil) istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı, mülkiyet hakkına dayalı olarak fuzuli işgal sebebiyle elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebinde bulunmuş, davalı taraf ise kira ilişkisi bulunduğunu savunmuş, yerel mahkeme ise taraflar arasında kiracılık ilişkisi bulunduğu, davanın Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanı içinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, karar davalı tarafça istinaf edilmiştir. "Somut olaya gelince, dava dilekçesinde çekişme konusu taşınmazda davalının fuzuli şagil durumunda olduğu ileri sürülmek suretiyle taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteminde bulunulmuştur....

Burada önemle vurgulanmalıdır ki, kanun hükmünde haksız el atmadan söz edilmiş olması karşısında, bütün bu müdahalelerin haksız olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla müdahale "yasadan" veya "sözleşmeden" kaynaklanan "ayni" ya da "şahsi" bir hakka dayanmamalıdır. El atmanın önlenmesi davalarının büyük çoğunluğu dayanağını 4721 s. TMK' nun 683. maddesinden almakta ise de bu madde kapsamı dışında kalan ve özel maddeler ile düzenlenen el atmanın önlenmesi davaları da mevcuttur. Kanunun genel nitelikli bu maddesi ve özel kanunlardaki öteki hükümleri ile mülkiyet hakkının her türlü zarar verici davranışlara karşı korunması amaçlanmıştır. Mülkiyet hakkının sağladığı yetkilerin malik tarafından gereği gibi kullanılmasını önleyen ve 3. kişilerden gelen etkilere karşı korunma aracı olarak "haksız el atmanın önlenmesi", "taşkınlığın giderilmesi, durdurulması için, el atmanın önlenmesi davası" hakkı tanınmıştır....

Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. Somut olayda; davacı uyuşmazlık konusu taşınmazların ortak muristen kaldığını, davalının yararlanmasına karşı koyduklarını ileri sürerek payına yönelik olarak davalının el atmasını önlenmesi isteminde bulunmuştur. Görüldüğü üzere davacının istemi hakka dayalı el atmanın önlenmesi istemine ilişkin bulunmaktadır....

Haksız el atmanın önüne geçebilmek için değişik sebeplerle el atmanın önlenmesi davası açmak mümkündür. Bunlardan bazılarını; malikin, malik olduğu taşınmaza karşı yapılan el atmanın önlenmesi için açılan dava, malikin sahip olduğu malı haksız olarak elinde bulunduran ya da ona saldıran kişiye karşı açılan el atmanın önlenmesi davası, malikin maliki olduğu şeyin doğal ürünlerine karşı yapılmış olan el atmanın önlenmesine karşı açılan dava, malikin karşılaşabileceği sınır tecavüzlerine karşı açabileceği el atmanın önlenmesi davası, malikin arazi kayması nedeniyle vaki el atmalara karşı açabileceği dava, malikin zilyetliğe saldırı olması nedeniyle açabileceği dava ve malikin geçit hakkı sebebiyle el atmalara karşı açabileceği dava, şekilde sıralayabiliriz. Davaların isimleri farklı olsa da hepsinin açılmasının ortak nedeni haksız el atmanın ve tecavüzün ortadan kaldırılmasıdır ve böylece malikin mülkiyet hakkının muhafaza edilmesidir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : El Atmanın Önlenmesi ve Ecrimisil Dava, mülkiyet hakkına dayalı olarak açılan el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkin olup, taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamaktadır. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 14. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 05.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinafında özetle; davanın el atmanın önlenmesi ve ecrimisil olduğunu, taşınmazın malikinin davacının eşi Müzeyyen Önder olduğunu, davacının dava açmakta ehliyeti olmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, davalının süresinde tanık listesi sunduğunu, tanıkların dinlenmediğini, tanık listesi sunulması için verilen ara karardan rücu edilmediğini, ziraat odasından gelen belgelerden taşınmazın 2016/2017 yıllarında davacı tarafından ekildiğinin anlaşıldığını, davacının davalının boşandığı eşinin babası olduğunu, kötü niyetli olarak dava açtığını belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLER: Tapu kaydı, davacı ve eşi arasındaki 30/09/2016 tarihli icar sözleşmesi, bilirkişi raporu, tanık vs. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, şahsi hakka dayalı taşınmaza vaki müdahalenin önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : El atmanın önlenmesi Dava, tahsis kararına dayalı el atmanın önlenmesi istemine ilişkin olup, taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamaktadır. Bu durumda hükmün temyiz inceleme görevi Dairemize ait olmayıp Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin görevi kapsamında kaldığından dosyanın anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 19.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : El atmanın önlenmesi Uyuşmazlık, mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmadığı gibi mahkemece bu yönde yapılan niteleme de bulumamaktadır. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 22.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Davalı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında kira sözleşmesi olmadığını, davalının bu taşınmazda mülkiyetinin söz konusu olup kesinlikle hiç bir zaman kiracılık durumu olmadığını, yani aralarında kira ilişkisinin bulunmadığını, davacının kira talepli tahliye davası açmasının yasaya aykırı olduğunu, davalının dava konusu taşınmazda 1955 yıllarından bu yana hak sahibi olduğunu, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 06/01/2015 havale tarihli dilekçesi ile; davalı ile davacı arasındaki hukuki ilişki yanlış nitelendirerek davayı sözlü kira ilişkisine dayalı el atmanın önlenmesi davası olarak açtıklarını, davayı "mülkiyetin kullanımına başlangıçtaki rızanın kalkması sonucu haksız hale gelen işgal nedeniyle el atmanın önlenmesi davası olarak devam edeceklerini, bu nedenle açılan davaya görevsizlik kararı verilmesin talep etmiştir....

        Dava; el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir. TMK'nin 981, 982 ve 983.maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğin korunmasını ve müdahalenin önlenmesini isteyebilir. Oysa somut olayda davacı Belediye; meraların mülkiyetinin Hazineye, kulanım hakkının ilgili belediyeye ait olması kuralına göre; hakka dayanarak dava açmıştır. Bu sebeple davanın TMK.nin 981 ve devamı maddelerine dayanan zilyetliğin korunması olarak kabulü yerinde değildir, iddianın ileri sürülüş şekline göre dava hakka dayalı el atmanın önlenmesi davası niteliğindedir ve hakka dayalı el atmanın önlenmesi davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Uygulanacak kanun maddesini belirlemek 6100 sayılı HMK'nin 33 üncü maddesine göre, hakimin görevi kapsamındadır ve mahkeme hakimi tarafından yargılamanın her aşamasında resen gözönünde bulundurulması gerekir....

          UYAP Entegrasyonu