Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle, kararın bozmaya uygun olmasına ve dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Somut olayda, bozmaya uyalarak yapılan yargılamada, sunulan kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve düzenlenen bilirkişi raporunda davacının toplamda 594 gün izin hakkının bulunduğu, 397 gün izin kullandığı tespit edilmiş ve kalan 197 gün için yıllık izin ücreti alacağı hesaplanmıştır. Ancak davalı tarafından sunulan kayıtlarda yer alan ve 15.02.2013-14.03.2013 döneminine ilişkin olarak 9 günlük izin süresinin yer aldığı belgenin değerlendirilmediği görülmektedir. 15 Şubat-14 Mart 2013 maaş başlıklı, Fen İşleri Müdürü onaylı, el yazısısı ile davacının adının yer aldığı belgenin de değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece bozmaya uyulmuş ve bozma ilamı doğrultusunda toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre davacının yıllık ücretli izin alacağının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar taraflar vekilleri temyiz edilmiştir. Somut uyuşmazlıkta mahkemece bozma üzerine alınan bilirkişi raporunda davacının 1986 yılında sendika üyesi olduğu kabulü ile yıllık ücretli izin alacağı hesaplanmıştır. Dosyaya ibraz edilen üye kayıt fişine göre, davacının bilirkişi raporunda sendika üyeliği için kabul edilen 1986 yılı öncesinde sendika üyesi olduğu anlaşılmış olup mahkemece 1986 yılı öncesi döneme ilişkin toplu iş sözleşmelerinin tamamının taraflardan, dava dışı ...Sendikası'ndan ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı sorularak, temin edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır....
Mahkemece bozmaya uyulmuş ve bozma ilamı doğrultusunda toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre davacının yıllık ücretli izin alacağının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar taraflar vekilleri temyiz edilmiştir. Somut uyuşmazlıkta mahkemece bozma üzerine alınan bilirkişi raporunda davacının 1986 yılında sendika üyesi olduğu kabulü ile yıllık ücretli izin alacağı hesaplanmıştır. Dosyaya ibraz edilen üye kayıt fişine göre, davacının bilirkişi raporunda sendika üyeliği için kabul edilen 1986 yılı öncesinde sendika üyesi olduğu anlaşılmış olup mahkemece 1986 yılı öncesi döneme ilişkin toplu iş sözleşmelerinin tamamının taraflardan, dava dışı Turizm-İş Sendikası'ndan ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı sorularak, temin edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır....
nin temsile yetkilisi olup dava dilekçesinde şirketinin karar defterinin sehven kapatılmış olduğunu ileri sürerek, şirketin yeni bir genel kurul karar defteri alabilmesi için izin belgesi verilmesini talep etmiştir. Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; zayi olma durumu söz konusu olmadığı, ticari defterlerin sehven kapatılması sebebiyle yeni defter alınabilmesi için izin belgesi verilmesi gibi bir dava türünün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, yetkilisi olduğu şirketin sehven defterinin kapatılması sebebiyle yeni bir genel kurul karar defteri verilmesine izin verilmesini istemiş, aynı taleplerini istinaf dilekçesinde de tekrar etmiştir. Bir davada vakıaların ileri sürülmesi davanın taraflarına, hukuki nitelendirme ise hakime aittir. HMK'nın 33. maddesi gereğince hâkim Türk hukukunu re'sen uygular....
Bu beyan delil olarak kabul edilemese de davacının dava dilekçesinde ki beyanı da dikkate alındığında izinlerinin bir kısmının kullandırıldığı anlamı çıktığından; davacıya iddiasını somutlaştırma yükü çerçevesinde her yıl ne kadar yıllık izin kullandığı, ne kadar yıllık izin hakkının bulunduğu, kendisine izin ücreti bakımından herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı konularında Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK 194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının yıllık izin kullanıp kullanmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Bu itibarla HMK 31 hükmüne uygun olarak, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....
Yargıtay Kanunu' nun 45/5. maddesi karşısında Dairemizce “ Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu' nun bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararına uygun karar verilmesi gerektiği kabul edilmiş olup mahkemece 03.04.2017 tarihli bozmadan sonra 06.10.2017 tarihinde yapılan ıslaha değer verilmesi hatalı bulunmuştur. Mahkemece ıslah yapılmamış gibi alacakların hüküm altına alınması gerekirken belirtilen husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3- Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait alacağı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı Kanun'un 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Vesayet hukukuna ilişkin olarak kısıtlıya ait taşınmazın satışına izin verilmesi istemli davada ... Asliye Hukuk ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, vasiye, kısıtlıya ait taşınmazın satışına izin verilmesi istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince kısıtlıya ait gayrimenkullerin satımı konusunda vesayet makamının görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince ise taşınmazın pazarlıkla satışa karar vermek görevinin denetim makamına ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Vesayet hukukuna ilişkin olarak kısıtlıya ait taşınmazın satışına izin verilmesi istemli davada ... Asliye Hukuk ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, vasiye, kısıtlıya ait taşınmazın satışına izin verilmesi istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince kısıtlıya ait gayrimenkullerin satımı konusunda vesayet makamının görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince ise taşınmazın pazarlıkla satışa karar vermek görevinin denetim makamına ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, vasiye husumete izin verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde, babası olan ...'ın kısıtlanıp kendisinin de ona vasi atandığını, asliye hukuk mahkemesinde acele kamulaştırma davaları olduğunu, bu davalarda kısıtlıyı temsil etmek üzere husumete izin verilmesini talep etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 462/8 maddesine dayalı dava açmak için vasiye izin verilmesi istemine ilişkindir. Vesayet makamının vesayetin esası hakkında verdiği nihai kararların temyizi kabildir. Vesayetin yürütülmesi için idari nitelikteki vesayet makamının kararına karşı ilgililer, tebliğ gününden başlayarak on gün içinde denetim makamına itiraz edebilirler. Denetim makamı gerektiğinde duruşma da yaparak bu itirazı kesin karara bağlar....
Somut olayda; dava dilekçesinde, kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlerin ödenmediği belirterek yıllık izin ücreti alacağı talebinde bulunulmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 19 tam yıl hizmet süresi karşılığı toplam 336 gün yıllık izin hakkı olduğu tespit edilerek hesaplama yapılmıştır. Davacının 19 yıllık çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmaksızın çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu hususu dikkate alınarak, Mahkemece; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesine göre hakimin davayı aydınlatma yükümü gereği davacı asilden, yıllık izinlerini kullanıp kullanmadığı, kaç gün yıllık izin kullandığı, kaç gün kullanmadığının sorularak netleştirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir....