Şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez." amir hükmünü içermekte olup, taraflar arasındaki dava, davalılar arasındaki tasarrufun, İİK'nın 277 ve devam maddeleri uyarınca iptali talebine ilişkin olup, tasarrufun iptal şartlarının oluşup oluşmadığı yargılama ile belli olacaktır. Bu itibarla; ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu karar yerinde bulunduğundan, davalı vekilinin ihtiyati hacize itirazın reddi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur....
Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK'nın 277 maddesi) bulunması gerekir....
Ziraat Bankası A.Ş. asıl davada cevap dilekçesinde özetle; Tasarrufun iptali davasında verilen ihtiyati haciz kararının şerh tarihinin 30.11.2015, davacının ihtiyati haciz tarihinin ise 22.08.2016, bankalarınca açılan tasarrufun iptali davasında karar tarihinin 09.04.2018 oldugu, davacının açtığı Tasarrufun İptali davasının karar tarihinin 17.04.2018 olduğunu, davacının davayı açmada hukuki yararının bulunmadığını, müvekkili tarafından açılan tasarrufun iptali davasının 09.04.2018 tarihinde karara çıktığını ve 02.07.2019 tarihinde de kesinleştiğini, bu dosyadan önce karara bağlanan herhangi bir dava bulunmadığını belirterek, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, sıra cetveline yapılan itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T.C....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tasarrufun iptali davasıdır. Talep ise, tasarrufun iptali davasında ihtiyati haciz talebinin kabulü kararına karşı, davalı T3 vekili tarafından yapılan itirazın reddedilmesi neticesinde, itirazın reddi kararına karşı davalı T3 tarafından yapılan istinaf başvurusuna ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarının amacı alacaklıların para alacaklarına kavuşmalarını sağlamaktadır. Davanın konusu tasarrufa konu taşınır ya da taşınmazlar değildir. Bunlar üzerinde mülkiyet değişikliği gibi bir amaç güdülmemektedir. Bu taşınır ya da taşınmazların cebri icrayla satılması ve alacaklıların alacaklarına kavuşması hedeflenmektedir. Yani bu davaların konusu da para alacaklarıdır. Bundan dolayıdır ki İİK'nın 281'inci maddesinde tasarrufun iptali davalarında daha özel bir geçici hukuki koruma tedbiri öngörülmüştür. Buna göre anılan davada uygulanması gereken İİK.'...
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkindir. ... .... İcra Mahkemesince (....); tasarrufun iptali davası yönünden dosya tefrik edilerek tasarrufun iptali davasında görevli mahkemenin genel mahkeme olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... .......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali istemine ilişkin davada İstanbul 48.Asliye Ticaret ve İstanbul 9.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesi, 09.10.2012 gün, 2012/138–197 sayılı kararı ile 01.07.2012’de yürürlüğe giren 6335 sayılı Yasa’nın 2. maddesinde Asliye Ticaret mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olarak düzenlendiği, İİK’nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davasında Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı vermiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, Tasarrufun İptali edilmesine konu işlemin davacı ... AŞ ile davalı ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali istemine ilişkin davada İstanbul 48.Asliye Ticaret ve İstanbul 9.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesi, 09.10.2012 gün, 2012/138–197 sayılı kararı ile 01.07.2012’de yürürlüğe giren 6335 sayılı Yasa’nın 2. maddesinde Asliye Ticaret mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olarak düzenlendiği, İİK’nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davasında Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı vermiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, Tasarrufun İptali edilmesine konu işlemin davacı ... AŞ ile davalı ......
Belirtilen gerekçelerle hem istihkak hem de karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir....
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporuna göre; sıra cetveline yönelik itirazın yerinde görülmemesi nedeniyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle şikayet edilenin tasarrufun iptali davasının şikayetçinin davasından önce açılmış olması nedeniyle İİK’nın 100. maddesinin 1. fıkrasının 2 numaralı bendi nazara alındığında yapılan garame işleminin doğru olmasına göre, şikayetçi vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
İcra Müdürlüğü’nün 2012/18260 E. sayılı dosyası ile de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlattığı, genel haciz yolu ile takipte borçlunun takibe itiraz etmesi üzerine itirazın iptali davası açıldığı ve karar gereğince takinin devamına hükmedildiği, kambiyo senetlerine mahsuz haciz yolu ile takipte ise borçlunun zamanaşı itirazın da bulunması üzerine icranın geri bırakılmasına karar verildiği, alacaklı tarafından İİK’nun 33/a-2 maddesi gereğince alacak davası açılarak takibin devamına karar verildiği, kaldı ki borçlunun taşınmazlarını 3. bir şahsa satması üzerine tasarrufun iptali davası açıldığı ve bu davada da yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedildiği, her iki dosya yönünden icra müdürlüğünce kapak hesabı yapılarak dosya borcunun belirlendiği alacaklı vekilince icra dosyalarında bulunan ilamlara ilişkin hüküm altına alınan alacak kalemlerinin kapak hesabına dahil edilmesi gerektiği belirtilerek icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir....