Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi uyarınca açılan menfi tespit ile çekin istirdadı talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; dava şartı eksikliği nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık; menfi tespit ve çek istirdadı davasında arabulucuk dava şartının uygulanıp uygulanamayacağı noktasındadır. 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun'un 5/A. maddesinde "dava şartı olarak arabuluculuk" başlığı ile; "Bu Kanun'un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır" şeklinde düzenleme yapılmıştır....

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR ESAS NO : 2020/261 Esas KARAR NO : 2021/274 DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 31/05/2016 KARAR TARİHİ : 23/03/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/03/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVACININ TALEBİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Davalının alacaklı olduğu ......

    İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasında davalı davacıda alacağı bulunduğunu ileri süren kişidir. Davalının alacaklı sıfatını taşıyıp taşımadığının öncelikle araştırılması gerekir. Kambiyo senedine (poliçe, bono, çeke) bağlı bir alacak hakkında ancak "lehdar" , "ciranta", ya da "hamil" sıfatını taşıyan kişiye karşı menfi tespit davası açılabilir. Bu sıfatları taşımayan kişiye karşı menfi tespit davası açılamaz. Dava konusu Akbank Akyazı şubesine ait ... tarihli ... seri nolu 24.500,00 TL bedelli çekten dolayı davalı ...'a karşı davacı ....'nin hiçbir borcu olmadığının tespitine ilişkin açılan davada davalı ...'ın "lehdar" , "ciranta", ya da "hamil" sıfatını taşımadığı, ayrıca dava dilekçesi ve dosya içeriğinden davalının davacı ile bir alacak ilişkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Pasif husumetin bulunması dava şartı olup mahkemece her aşamada resen nazara alınacaktır....

      Maddesi uyarınca açılan menfi tespit ile çekin istirdadı talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; dava şartı eksikliği nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık; menfi tespit ve çek istirdadı davasında arabulucuk dava şartının uygulanıp uygulanamayacağı noktasındadır. 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun'un 5/A. maddesinde "dava şartı olarak arabuluculuk" başlığı ile; "Bu Kanun'un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır" şeklinde düzenleme yapılmıştır....

        Ticaret Mahkemesi’nin 2001/537 Esas, 2002/954 Karar sayılı dosyasında menfi tespit davası açtığını ve davalının menfi tespit davasından feragat etmesi nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, bu kararın kesinleştiğini, feragatın kati bir hükmün hukuki neticelerini doğuracağından ve davalının borcunun tanık Halil İbrahim Yener’in beyanı ile de doğrulandığından davalının çekten dolayı borçlu olduğunun kabulüne, itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren % 43 ve değişen oranlarda reeskont faizi uygulanmasına, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2006/4625 Esas, 2006/11739 Karar Sayılı 08.12.2006 tarihli ilamında belirtilen nedenlerle bozulmuştur....

          Maddesi uyarınca borçlu hale gelen davacının açmış olduğu menfi tespit davası olduğunu, İİK 89/3 maddesinde öngörülen menfi tespit davası için aynı maddenin 15 günlük süre öngördüğünü, bu sürenin hak düşürücü süre olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece;" Taraflar arasındaki uyuşmazlığın İstanbul 6. İcra Müdürlüğü'nün 2017/33717 (eski esas: 2009/38849 ) Esas sayılı dosyasında gönderilen haciz ihbarnameleri neticesinde davacının, davalıya İİK 89. Madde kapsamında borçlu olup olmadığının tespiti hususu olduğu, her ne kadar davacı tarafça İstanbul 6. İcra Müdürlüğü'nün 2017/33717 (eski esas: 2009/38849 ) Esas sayılı dosyasında yapılan tebligatların usulüne uygun olarak yapılmadığı iddia edilmişse de , İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/58 Esas sayılı dosyasına sunulan dava dilekçesinde tebligatlardan haberdar olunan tarihin 25/01/2018 olduğunun beyan edildiği,eldeki iş bu menfi tespit davasının ise 22/02/2019 tarihinde açıldığı, İİK 89....

          Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/738 E. - 2012/696 K. sayılı kararın yapılan incelemesinde; takip dayanağı bonodan kaynaklı borcu olmadığı iddiası ile 17.12.2008 tarihinde borçlu-keşideci (muris) ... tarafından alacaklı-lehtar ... hakkında menfi tespit davası açıldığı, davada ... vekili, davaya karşı itirazlarını savunma yolu ile ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istediği; mahkemece menfi tespit davasının kabulüne karar verildiği, alacaklının kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 14.05.2013 tarihli, 2013/4012 E. - 2013/12391 K. sayılı ilamı ile kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulduğu anlaşılmıştır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

              Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2007/651 Esas ve 2008/508 sayılı kararın yapılan incelemesinde; takip dayanağı bonodan kaynaklı borcu olmadığı iddiası ile 17.09.2007 tarihinde borçlu-keşideci ... tarafından alacaklı-lehdar ... hakkında menfi tespit davası açıldığı, mahkemece menfi tespit davasının kabulüne dair verilen kararın Yargıtay 19. HD'nin 2012/1654-4029 Sayılı kararı ile bozulması üzerine mahkemece eski kararda direnildiği ve HGK'nın 2013/19-1155 Esas, 2014/660 sayılı kararıyla 14.05.2014 tarihinde mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği görülmüştür. Bu durumda, menfi tespit davasının reddine yönelik anılan bu mahkeme kararının davaya karşı itiraz ve def'ilerini vekil tayin ederek ileri süren alacaklı ... yönünden bağlayıcı olduğu ve adı geçen alacaklı hakkında zamanaşımını keseceği kuşkusuzdur....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.11.2001 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit ve tapu iptal tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 28.02.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 13.07.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu