Takibin kesinleşmesi ve ihtiyati hacizlerin kesin hacze dönüşmesi sonrasında İİK 266 maddesi uyarınca ihtiyati haciz miktarının depo edilerek ihtiyati hacizlerin kaldırılması mümkün olmadığı gibi mahkemece karar verilmediği sürece icra müdürlüğünün hacizleri kaldırma yetkisi de bulunmamaktadır. Mahkemece kesin hacze dönüşen hacizlerin kaldırılması kararı bulunmadığı, mahcuzların iadesi hükmü taşıyan İstanbul 11. İcra Mahkemesinin 01/06/2021 tarih 2021/690 esas 2021/744 karar sayılı kararında ise mahcuzların ihtiyati hacizlerin kaldırılması koşuluyla ve nedeniyle iadesine karar verildiği ve yukarıda izah edildiği üzere karar tarihi itibariyle ihtiyati haciz bulunmadığından şikayetin reddine" karar verildiği görülmüştür....
takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir....
Dosya borcunun tamamının yatırılması nedeniyle hacizlerin taşkın hale icra müdürlüğünden talepte bulunularak kaldırılması gerektiği, aksi taktirde alacağın tamamının icra veznesine ihtiyati tedbir kararı uyarınca depo edilmesine rağmen daha önce konulan hacizlerin kaldırılması talebinin icra memurluğunce reddi halinde memur işlemini icra mahkemesine şikayet yoluyla götürülmesi gerektiğinden, menfi tespit davasına bakan mahkemenin hacizlerin kaldırılması yönünde karar verme yetkisi bulunmadığından, ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygundur. O nedenle davacı istinaf talebinde haklı değildir. Bu değerlendirmeler doğrultusunda; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1- b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Dolayısıyla, Müvekkil Şirketin iyiniyetli üçüncü kişi olduğu açık ve net olarak ortadadır. Müvekkil Şirket tarafından konulan hacizler, Giresun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi' nin anılan kararının kesinleşmesinden önce konulduğundan, söz konusu hacizlerin kaldırılması mümkün olmadığını, Fatsa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 14.05.2015 tarih ve 2014/139 E. -2015/211 K. sayılı kararında hacizlerin kaldırılması yönünde bir karar da bulunmadığını, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı SGK vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde arsa sahibi kararlaştırılan bağımsız bölümlerin mülkiyetini müteahhide geçirmekte veya geçirilmesini taahhüt etmektedir....
konulan hacizlerin hukuken yerinde olmadığından ve aşkın haciz niteliğinde olduğundan müvekkilinin mülkiyet hakkını açıkça ihlal edildiğinden borç miktarının dışında kalan tüm hacizlerin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....
Tüketici vasfının belirlenmesinde satın alma anındaki amacın belirleyici olduğu, taşınmazın her hangi bir nedenle sonradan kiraya verilmesinin davacının tüketici vasfını ortadan kaldırmayacağı ve etkilemeyeceği, bu durumda İDM tarafından davacının tüketici işlemi niteliğinde olan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı ve adına tapuda kayıtlı daire niteliğindeki taşınmazdaki hukuki ayıbın (ipotek ve hacizlerin kaldırılması) giderilmesini istediği, nitekim satıcının da davada taraf gösterildiği ve ayıbın giderilmemesi halinde TKHK 11. madde uyarınca taşınmazın rayiç bedelinin tahsilinin talep edildiği gözetilmeksizin yargılamaya devamla davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup doğru görülmemiştir....
DELİLLER : Tapu kaydı, Gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi ve ekleri, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, sözleşme tarihi itibariyle mülkiyetin davacıya ait olduğunun tespiti, ipoteğin ve hacizlerin kaldırılması, olmadığı taktirde taşınmazın rayiç değerinin tahsili istemine ilişkindir. Dava dosyası içerisinde mevcut tapu kaydı ile tüm bilgi ve belgelerden dava konusu taşınmazın davacı adına tapuda kayıtlı olduğu sabittir. 6502 Sayılı Kanunun 8. maddesinde ayıplı mal tanımlanmış olup 11. maddesinde ayıplı mal halinde tüketicinin seçimlik hakları ve ayıplı maldan sorumluluk düzenlenmiştir. Buna göre tüketici aldığı malın ayıplı olduğu iddiasında ise ayıbın giderilmesini ve giderilmemesi halinde de sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir. Eldeki davada da aynen bu şekilde davacı tüketici davayı sözleşmenin tarafı olan davalı satıcı-yüklenici Emay İnşaat...AŞ....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklının, genel haciz yoluyla başlattığı takipte, borçlunun, itirazın iptaline ilişkin kararı tehir-i icra talepli olarak temyizi üzerine, dosya borcunun teminat mektubu olarak dosyaya depo edildiğini ve hacizlerin kaldırılması gerektiğini ileri sürerek icra müdürlüğüne başvurduğu, hacizlerin kaldırılması talebinin icra müdürlüğünce reddine dair işlemin iptali ve hacizlerin kaldırılması amacıyla borçlunun icra mahkemesine yaptığı şikayet başvurusunun reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
in ticari defterleri sunmamasının lehe değil aleyhe değerlendirilmesi gerektiğini, davanın kabulü ile ipotek bedelinin tamamının kaldırılması gerekirken kısmen kabulünün yasal olmadığını, 2. Davalı Sarılar... Ltd. Şti. tarafından müvekkiline 1 inci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, Ilgın İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/14 Esas sayılı dosyasının halen derdest olduğu ve ipoteğin kaldırılması davasının bekletici mesele yapıldığını, bu davada davalı Sarılar yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, ipoteğin terkini ve menfi tespit istemine ilişkindir. 2....
İcra Müdürülüğü'nün 2018/10107 (2020/37661) E. sayılı dosyası üzerinden 2018 yılında dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlara haciz konulduğunu, şikayetin konusunun icra müdürlüğünün hacizlerin kaldırılması talebine yönelik verdiği red kararı olduğunu, mahkemece söz konusu duruma ilişkin bir karar verilmemesinin hukuka uygun olmadığını, istinafa konu kararın infaz kabiliyetinin bulunmadığını, mahkemenin haczin kaldırılması hususunda karar vermesi gerektiğini, takibin durdurulmuş olması nedeniyle hacizlerin kaldırılması için müvekkili tarafından harç yatırılmasının gerekmediğini, bu tarihe kadar dosyada satışa ilişkin hiçbir işlem yapılmadığını, hacizlerin İİK. md. 106- 110 uyarınca düştüğünü, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini dolayısıyla vekalet ücretine hükmedilmemesinin de hatalı olduğunu belirterek kararın ve hacizlerin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....