Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Ancak bunun için anapara ipoteğinde, sözleşmedeki miktar ödenmiş olmalı veya ödenmemişse mahkemeye depo edilmelidir. Bu koşul gerçekleşmişse tesis olunan anapara ipoteğinin kaldırılmasına karar verilir. Aksi halde şerhin kaldırılması istemi reddolunmalıdır....

    İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında bir anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 875.maddesi hükmüne göre de ipotek, ipoteğin kapsamını ana para, takip giderleri ve gecikme faizi ve iflasın açıldığı veya rehnin paraya çevrilmesinin istendiği tarihe kadar muaccel olmuş 3 yıllık faizi ile son vadiden başlayarak işleyen faiz girer. Somut olaya gelince;İpoteğin çerçevesini belirleyen 13.05.1980 tarihli akit tablosunda “… Oktay Dürükoğlu’dan borç almış olduğu birmilyondörtyüzbin lirasına karşılık bila faiz birinci derecede, 1 yıl vadeli olmak üzere …” ipotek tesis edildiği yazılıdır....

      Kısaca, ipoteğin üst sınır ipoteği olması durumunda borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Diğer taraftan taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur. Bütün bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılması gereken iş; ipotek, azami meblağ (üst sınır) ipoteğine ilişkin bulunduğundan, ipotek akit tablosunda gösterilen limiti alacaklıya ödenmek üzere davacı depo ettiğinden, ipotek şerhini terkin etmek olmalıdır. Mahkemece, ipotek bedelinin güncellenmesi suretiyle bulunan bedelin davacı tarafça depo edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 12.11.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden 23.11.2007 tarihli resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, kiralanan menkul ve gayrimenkul malların kira bedeline karşılık olmak üzere kurulduğu ve 20.000,00 TL limitli olduğu görülmektedir. Bu haliyle ipotek, azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 851 ve 881. maddelerinde ifadesini bulan azami meblağ (üst sınır) ipoteğinde alacağın ulaşacağı miktar önceden belirsiz olduğundan taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosunda gösterilen limitle sınırlanabilir....

          Somut olayda, tapu kaydında davacı taraf lehine kayıtlı bulunan ipotek şerhinin tapu müdürlüğünce hatalı olarak kaldırılması sonrasında dahili davalı tarafın devir sırasında ipotek şerhinin yolsuz olarak terkin edildiği ibaresiyle gerçekleştirilen devir işleminin tarafı olan dahili davalı tarafın iyi niyet iddiasının kabul edilemeyeceği, yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre de taşınmaz malikinin davada taraf olarak kabulü gerektiği için tapu idaresi yönünden davanın husumet yönünden reddi ve tapu idaresi lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi kararının yerinde olduğu sonucuna varılmaktadır. (Örn.; Yargıtay 14....

          Birleşen dosya ile ilgili hüküm bulunmadığından mahkemesince ayrı bir esasa kaydı yapılarak davanın esasının incelenip sonucuna uygun hüküm kurulacağından davacılar vekilinin merci tayini isteminin reddine karar vermek gerekir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin merci talebinin REDDİNE ödedikleri ... başvurma ve temyiz peşin harçlarının istek halinde merci tayini talebinde bulunan davacılara geri verilmesine, 03.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Hukuk Dairesine merci tayini incelemesi için gönderilmiş ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesince de "... 2. İş Mahkemesinin" yetkili olduğuna dair merci tayini kararı verilmiştir. Bu durumda davaya bakmakla yetkili mahkemenin .... 24. İş Mahkemesi olduğu Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin kabulündedir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesince verilen merci tayini kararının mahkemeleri bağlayıcılığı özelliği vardır. O halde, uyuşmazlığın .... 24. İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ...24. İş Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 07/11/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

              Diğer taraftan, taşınmaz rehninin terkinini gerektiren bir neden de borçlunun (malikin) ipotek konusu borcu ödemek suretiyle ipoteği terkin ettirmesidir. İpoteğin terkin sebebi ne olursa olsun yasalarda ipoteğin on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra kaldırılacağına ilişkin özel bir hüküm yoktur. İpoteğin terkini sebepleri yukarıda sayılan nedenler olduğundan, mahkemece somut uyuşmazlıkta bu nedenlerden birinin gerçekleşip gerçekleşmediği yönü üzerinde durularak çekişmenin esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken, davanın on yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle yazılı olduğu şekilde kabulü doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 24.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                İli ... ilçesi Kurtuluş mahallesi 99 ada 21 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 2 ve 7 nolu bağımsız bölümler üzerindeki tüm haciz ve ipotek şerhlerinin terkini talep edilmiş ise de; mahkemece söz konusu bağımsız bölümlerden 2 nolu bağımsız bölümde davada taraf olanlar dışında lehine haciz şerhi konulan dava dışı 3. kişiler bulunmasına rağmen 2 ve 7 nolu bağımsız bölüm üzerinde sadece davalılar lehine konulan ipotek ve haciz şerhlerinin kaldırılmasına karar verilmiş ve mahkemenin bu kararına karşı davacılar tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmamıştır. Sadece davalılar lehine olan şerhler kaldırıldığına göre verilen karardan lehlerine haciz şerhi konulan dava dışı 3. kişilerin etkilenmeleri ve hukuki durumlarının zarar görmesi mümkün değildir....

                  Davalı, lehine ipotek tesis edilen bankaya müracaatla ipotek şerhinin terkin edilebileceğini, davacının dava ikame etmekte hukuki yararının bulunmadığını, dava şartlarının mevcut olmaması nedeniyle davanın reddini savunmuştur. Dahili davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, açılan davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hükmü, davacı ve davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının tüm davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2- Davacıya ait 219 ada 1 sayılı parselin tapu kaydından, dava tarihinde 09.05.1991 tarihli, 30000,00 TL bedelli Davalı ... murisi ... lehine kanuni ipotek şerhi bulunduğu, yargılama sırasında ipotek şerhinin terkin edildiği anlaşılmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu