'nin davalıdan kullandığı bir kredinin teminatı için davalı lehine ipotek tesis edildiğinin öğrenildiğini, sözleşme ve belgelerin istenmesine rağmen verilmediğini, resmi senetteki imzanın da müvekkilinin imzasına benzemediğini, imzalar müvekkiline ait olsa dahi eşin rızasının alınmadığını, kefalet akdi ve akit tablosunda borç ve ipotek miktarının açıkça yazılmadığını, kaç sayfadan ibaret olduğunun belirtilmediğini, ipotek akdinin resmi şekilde yapılmadığını, tutanak olarak tutulmayıp matbu tarzda düzenlendiğini ileri sürerek müvekkilinin kefaletinin ve ipoteğinin hükümsüz olduğundan geçersizliğini, 10.08.2011 tarih ve 12973-12974 sayılı ipoteklerin terkinini talep ve dava etmiştir....
Davacı iş bu dava ile takibe dayanak kılınan hem kredi sözleşmesindeki hem de ipotek senedindeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini istemektedir. İlk derece yargılaması sırasında kriminal inceleme uzmanı bilirkişiden ve Adli Tıp Fizik İhtisas Kurulundan ipotek senedindeki imzanın davacıya ait olup olmadığına dair rapor alınmış, kriminal inceleme uzmanı bilirkişi imzanın davacının eli ürünü olmadığını, Adli Tıp Kurumu ise davacının eli ürünü olduğunu bildirmiştir. İmzasına itiraz edilen kredi sözleşmesi üzerinde imza incelemesi yapılmak üzere davalıya sözleşmenin aslını sunması için kesin süre verilmiş, ancak davalı tarafından sözleşmenin aslı mahkemeye ibraz edilememiştir. ipotek senedi, ipotekli borç senedi ve irat senetlerinden farklı olarak alacak hakkının varlığını göstermez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.01.2015 gününde verilen dilekçe ile ipotek borçlusu olmadığının tespiti talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davacının ipotek borçlusu olmadığının tespiti istemine ilişkindir....
Bankası lehine verilen hukuka aykırı ipotek senedi nedeniyle gerçekleştiğini öğrendiğini, ipotek dosyası getirtildiğinde, kooperatif 1. Başkanı ...'ün ipotek sözleşmesindeki imzanın ve yazının kendisine ait olmadığını beyan ederek, bu konuda resmî ipotek senedindeki diğer imza sahibi olan 2. Başkan ... hakkında davalı ... Bankasının geçersiz ipoteğine dayanarak taşınmazları satışa çıkardığı tarihten önceki bir zaman olan 2010 yılı Mart ayında ... Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, 2. Asliye Hukuk Mahkemesince yaptırılan imza incelemesi neticesinde 09/03/2012 tarihinde alınan... Başkanlığı raporunda 01/09/2006 tarih ve 13705 yevmiye numaralı ipotek senedi altındaki imzanın 1. Başkan ...'e ait olmadığının ortaya çıktığını, kooperatifin 02/02/2006 tarihli Yıllık Olağan Genel Kurul toplantısında kooperatif yönetim kurulunun kararıyla 4 yıl için Başkan ..., 2. Başkan ... ve ...'...
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, adli tıp raporu, benimsenen hukukçu bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu 714 sayılı borç senedindeki dört imzadan sadece bir imzanın ve bu borç senedinin yapılandırılması için düzenlenmiş 754 sayılı borç senedindeki imzanın davacıya ait olduğu, davacının davalıya borcundan fazla ödeme yapmış olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının754 sayılı ve icra takibine konu 714 sayılı borç senetlerinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, borç senetlerinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir....
un taşınmazda hak sahibi olduğu ancak taşınmazdaki miras payını davacı olan ...’a devrettiği, davaya konu taşınmazın konut vasıflı olmasına karşın ipotek tarihindeki malik olan ... tarafından oğlu...’un kredi borcuna teminat olarak gösterildiği, davaya konu ipotek tesis tarihinde taşınmaz kaydında "aile konutu" şerhi bulunmadığından davalı tarafından sunulan eş muvafakatnamesi başlıklı belge altındaki imzanın sahteliğinin ipoteği geçersiz kılmayacağı, ipotek tesis anında eş muvafakati bulunmadığından TBK 584. Maddesi uyarınca ipoteğin geçersiz olduğuna ilişkin davacı tarafın iddiasının yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Talep, “inanç sözleşmesi” başlıklı belgenin sahteliğinin ve geçersizliğinin tespiti istemine ilişkindir. Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. HMK'nın 359/3 maddesi uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK'nın 355/1 maddesi gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re'sen gözetilmesi gereken kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, sahteliğinin ve geçersizliğinin tespiti istenilen belgenin Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ......
Mahkemece, ipotek resmi senedindeki kefalete ilişkin düzenlemenin 6098 sayılı TBK'nun 20. maddesine göre genel işlem şartı olup, genel işlem şartının yasanın kamu düzenine ilişkin hükümlerinden olduğu, bu nedenle eldeki yasa öncesi davaya konu ipotek senedine de uygulanabileceği, taraflar arasındaki sözleşmede davacının amacının ipotek vermek olduğu,bu amacı aşan ipotek resmi senedindeki müşterek borçlu ve müşterek kefillik ifadelerinin genel işlem şartı niteliğinde olup, TBK'nun 22. ve devamı maddeleri uyarınca yazılmamış sayılması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu ipotek akit tablosu 818 sayılı BK'nun yürürlükte olduğu dönemde düzenlenmiş olup, genel işlem şartlarına ilişkin hükümler 6098 sayılı TBK'nun yürürlüğe girmesi ile getirilmiştir. Bu nedenle ipotek akit tablosunda ayrıca kefalet hükümlerine yer verilmesinin genel işlem şartlarına aykırı olduğu gerekçesi ile geçersiz olduğu kabul edilemez....
Bölge Adliye Mahkemesince; tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığından ve 13.02.2015 tarihli resmi senette davacının eşinin ipotek veren sıfatı dışında kefalet sorumluluğunu içerir bir sözleşmesel sorumluluğu bulunmadığından, davacının rızasına ilişkin onay belgesindeki imzanın sahteliğinin söz konusu sözleşmeyi geçersiz kılmayacağı ve ipoteğin terkini davalarında harçlandırılan ipotek bedeli üzerinden nispi vekalet ücretine karar verilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteğinin esastan reddine, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararına davalının itirazının reddedilmesinin hakkın elde edilmesinin imkansızlaşmaması yönünden yerinde bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf isteğinin de esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
KARŞI OY YAZISI Davacı 22392 ada 4 nolu parselde kayıtlı 4 nolu bağımsız bölümün aile konutu olduğunu rızası alınmadan üzerinde ipotek tesis edildiğini, ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı banka ise ipotek işlemine yazılı belge ile davacının muvafakat ettiğini beyan etmiştir. Mahkemece yapılan kriminal incelemede taşınmazda ipotek tesisine muvafakat edildiğine ilişkin 02.05.2006 tarihli belgedeki imzanın davacıya ait olmadığının tespiti ile ipoteğin kaldırılmasına karar vermiştir. Dava konusu taşınmaz kaydında ipotek tesisine ilişkin 3.5.2006 tarihinden önce aile konutu olduğuna ilişkin şerh bulunmadığına göre lehine ipotek tesis edilen banka iyiniyetli ise bu kazanımının korunacağından kuşku yoktur (TMK. md. 1023). Kanunun iyiniyete hukuki sonuç bağladığı durumlarda asıl olan iyiniyetin varlığıdır (TMK. md. 3/1). Davalı banka ipotek tesisine muvafakat belgesindeki imzanın davacıya ait olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir....