Noterliği'nin 00824 yevmiye numaralı kararın sahteliğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Dava; davalı şirketin adres değişikliğine ilişkin 15/10/2016 tarihli Ortaklar Kurulu Kararının sahteliğinin tespiti istemine ilişkindir. Davacı taraf, ortağı olduğu davalı şirketin adres değişikliğine ilişkin 15/10/2016 tarihli Ortaklar Kurulu Kararındaki adına atfen atılı imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmüştür. Kararın imzalandığı tarih itibariyle davacının mukayese belge asılları toplanmış, karardaki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı yönünde grafolojik bilirkişi raporu alınmasına karar verilerek dosya konusunda uzman bilirkişi ...'ya tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen 04/07/2022 tarihli raporun dosya arasında olduğu görülmüştür....
İİK'nun 168/4. maddesi gereğince borçlu, takip müstenidi kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığını beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmek zorundadır. Aksi takdirde kambiyo senedindeki imza, bu fasıl gereğince yapılacak icra takibinde kendisinden sadır sayılır. Başka bir deyişle, borçlunun takip dayanağı kambiyo senedindeki imzaya itirazının İİK.nun 170. maddesi gereğince incelenebilmesi için, borçlunun imzanın kendisine ait olmadığı yönündeki iddiasını beş gün içinde ve açıkça icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Somut olayda, ödeme emrinin, imzaya itiraz eden borçlu ...'a 25/12/2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından ise, imzaya itirazın yasal beş günlük süre geçirildikten sonra 31/12/2013 tarihinde yapıldığı görülmektedir. Bu durumda mahkemece imzaya itirazın süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
a ait olan 1.500 TL'lik hissesinin noter hisse devir senedi ile davacıya devredildiği, grafolog bilirkişi tarafından yapılan inceleme kapsamında hisse devir senedi üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne, Bakırköy 20. Noterliği'nin 09/10/2001 tarih ve 29137 yevmiye nolu hisse devir senedinin iptaline, davacının davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine karar verilmiştir. Kararı, davalılar ... ve ... vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, noterde düzenlenen belgenin sahteliğinin ancak bu belgeyi düzenleyen noterin huzuruyla görülecek bir davada karara bağlanabilecek olmasına ve HMK'nın 208/4 maddesinin de bu konuda amir hüküm niteliğinde bulunmasına göre, davalılar ... ve ... vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
-K A R A R- Davacı, davalı kooperatife herhangi bir borcu bulunmadığı halde hakkında icra takibi başlatıldığını, borç senedindeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek, davalı kooperatife borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, icra takibine dayanak teşkil eden müşterek ve müteselsil borç senedindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının davalı kooperatife borcu bulunmadığının tespitine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
, ipotek tesis anında eş muvafakati bulunmadığından TBK 584....
Genel kredi sözleşmesinin tarafı olan borçlular yönünden hesap kat ihtarının tebliğ edilmiş sayılması açısından İİK’nun 150/ı ve 68/b maddelerindeki hükümlerin uygulanması gerekirken, ipotek veren taşınmaz malikleri açısından ise İİK’nun 148/a maddesi geçerlidir. Takip dosyası ve dayanak belgeler incelendiğinde; ipotek veren taşınmaz maliki ...’nin ipotek resmi senedindeki adresinin “... Mah. ... ... Sok. 7/9 .../...” olduğu, hesap kat ihtarının yine bu adrese tebliğe çıkartıldığı, ipotek veren taşınmaz malikinin tanınmaması nedeni ile tebligatın iade edildiği, ipotek veren taşınmaz maliki ...’nin ipotek resmi senedindeki adresinin “... Mah. ... ... Sok. 7/9 .../...” olduğu, hesap kat ihtarının yine bu adrese tebliğe çıkartıldığı, ipotek veren taşınmaz malikinin tanınmaması nedeni ile tebligatın iade edildiği, ipotek veren taşınmaz maliki ...’ın ipotek resmi senedindeki adresinin “... ... Mah. ... Cad....
Davalı vekili, davaya konu kefalet senedindeki imzanın davalıya ait olmadığını, asıl borçlunun davacıya borçlu olmadığı yönünde dava açtığını belirterek davanın reddine ve % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; takibin dayanağı yapılan kefalet senedindeki imzanın davalıya ait olmadığının şüpheden uzak şekilde belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine, davalı lehine kötüniyet tazminatına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 25.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı banka tarafından müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak takibe konu kredi sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının taşınmazı üzerinde ipotek bulunması ve davacının ipotek tesis talep formunda imzası bulunması nedeniyle borçtan sorumluluğunun ipotek borçlusu sıfatıyla devam ettiğini, ayrıca dosya ipotek borçlusu Hasan Altın'ın vefat ettiğini ve davacının mirasçı olarak sorumluluğunun devam ettiğinin savunarak davanın reddini istemiştir....
GEREKÇE : Dava, davalı banka tarafından rehin senedine dayanılarak davacı şirketin hesabından tahsil edilen tutarın, söz konusu rehin senedindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasıyla davalı bankadan tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Davada, davacı şirketin hesabında bulunan 49.758,00 TL'nin rehin senedi gerekçe gösterilerek dava dışı şirket ortağı ...'nin hesabına virman yapıldığı, oysa bu rehin senedindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı iddia edilerek tahsil edilen tutarın davalı bankadan tahsili talep edilmiş, davalı tarafça rehin senedinin geçerli olduğu savunulmuştur. İlk derece mahkemesince davacı şirket adına ...'...
Petrol Ürünleri ...Ltd Şti'ye ihtaratlı muhtıra tebliğ edilerek senet asıllarını mahkememize ibraz etmesi, aksi taktirde senetler altındaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı iddiasının kabul edileceği ihtar edilmiştir. Muhtıra usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen senet asılları inceleme için mahkememize ibraz edilmemiştir. Davacının senetler altındaki imzanın eli ürünü olmadığı iddiası ancak senet asılları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilebilecektir. Kambiyo senedindeki imzanın davacı borçluya ait olduğu yönündeki ispat yükü, imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden davalı alacaklıya düşmekle senet asılları inceleme için ibraz edilmediğinden davanın kabulüne ve dava konusu senetler nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiş ve aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur....