Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisiz olduğuna dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Yasası'nın 14.maddesi ile Başkanlar Kurulu'nun 23.2.2004 gün 3 sayılı kararı uyarınca, temyiz incelemesi Onüçüncü Hukuk Dairesince yapılmakta olan; kira sözleşmesinden kaynaklanan ve kiralayanın (veya malikinin) açtığı alacak ve tazminat davalarına ilişkin olarak Asliye Hukuk Mahkemelerince verilen kararların temyiz incelemesi Altıncı Hukuk Dairesince yapılmaktadır. Bu nedenle, temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 6.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 5.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Somut olayda, davacı ... şirketi vekili sigortalısının işyerinde meydana gelen zarardan işyerini sigortalıya kiralayan işyeri malikinin sorumlu olduğunu iddia ederek sigortalısına ödediği bedeli davalı kiralayan malikten talep etmektedir. Taraflar arasında herhangi bir akdi ilişki olmayıp davalının sorumluluğunun kaynağı kiraya veren bina malikinin sorumluğundan kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlık, kira ilişkisinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olup, davacının sigortalısı ile davalı arasında kira ilişkisinin bulunmasına ve 6100 sayılı HMK'nın 4/1-a bendinde kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların Sulh Hukuk mahkemesinde çözümleneceğinin öngörülmüş olmasına göre Mahkemece, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle usulden reddine verilmesi gerekirken esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Bu haliyle ipotek, azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 851 ve 881. maddelerinde ifadesini bulan azami meblağ (üst sınır) ipoteğinde alacağın ulaşacağı miktar önceden belirsiz olduğundan taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosunda gösterilen limitle sınırlanabilir....

        İstinalar hariç olmak üzere, kamuya açıklık ilkesi gereğince ipotek tapu kütüğüne tescil edilmekle kurulur.Taşınmaz üzerinde ipotek tesis edilmiş olması malikin bu taşınmaz üzerinde bulunan yasal tasarruf hakkını kısıtlamaz. Malik istediği taktirde üzerinde ipotek tesis ettiği taşınmazı her zaman üçüncü bir kişiye temlik edebilir. İpotek, taşınmazın devir ve temlikini engellemez.Malik taşınmazı başka birine devredebileceği gibi yeni bir sınırlı ayni hak tesis edebilir. İpotek tesisi ile alacak taşınmazın değeri ile güvence altına alınmakla birlikte taşınmaz maliki borçlunun alacaktan kaynaklanan kişisel sorumluluğu ortadan kalkmaz. İpotek ile karşılanmayan borç miktarından, borçlu diğer mal varlığı değerleri ile sınırsız sorumlu olmaya devam eder. Ancak kendi taşınmazını başkasının borcu için ipotek ettiren taşınmazın malikinin sorumluluğu ayni, sınırlı bir sorumluluktur. Malik ancak borcun ödenmemesi halinde taşınmazın satımına katlanmakla yükümlüdür. Başkaca bir sorumluluğu yoktur....

          Davalı ... taraflar arasında yapılan alışverişte herhangi bir rolü bulunmadığını, bono üzerindeki kefilliğinin geçerli olduğu kabul edilse dahi bu sorumluluğun daire üzerinde ipotek kalkana kadar olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, taşınmaz üzerindeki ipotek bedelinin ... ... tarafından ödenerek kaldırıldığının anlaşıldığını, davalılar tarafından ... ...'e verilen 27.01.2014 tarihli ve 100.000,00 TL meblağlı senet arkasının davalılardan ... ve ... tarafından 12 nolu dairenin ipotekli olarak satışından dolayı verildiği, ipotek kalktığı andan itibaren sahibine iade edilecektir ibaresinin yazılarak imzalandığını, ipotek bedelinin davalı ... tarafından ödenerek kaldırılması gerekirken, dava konusu taşınmazın üzerindeki ipotek bedelinin davacı tarafından ödenerek kaldırılması nedeniyle ...'...

            Yukarıda ayrıntılı bir şekilde açıklandığı üzere, taşınmaz maliki ile alt yüklenici arasında doğrudan eser sözleşmesi ilişkisi bulunmasa bile taşınmaz maliki alt yüklenicinin yükleniciden olan yapı alacaklarından kanun gereği sorumlu olup ona ipotek vermekle yükümlüdür (4721 sayılı TMK m. 893/3 ve 895). Taşınmaz malikinin kanuni ipotek yükümlülüğü, yalnızca akdi ilişki nedeniyle sorumlu olduğu yapı alacakları için akidi olan yapı alacaklılarına karşı değil, kanun gereği sorumlu olduğu yapı alacakları için akidi olmayan yapı alacaklılarına karşı da söz konusudur. Taşınmaz malikinin kanuni ipotek yükümlülüğü akdi ilişki nedeniyle sorumlu olduğu yapı alacak ve alacaklıları ile sınırlı tutulamaz....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında hizmet alım sözleşmesi imzalandığını sözleşmeye dayalı olarak davalının işçisi olarak müvekkili kurumda çalışan dava dışı ...'in işçi alacakları için müvekkili aleyhine açtığı dava ile tazminata hak kazandığını ve bu ilamı icraya koyması neticesinde toplam 6.481,86 TL. tazminatın 06.10.2015 tarihinde müvekkili tarafından icra dosyasına ödendiğini, işçi alacaklarından davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek 6.481,86 TL.nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

              Taraflar arasındaki ipotek limitini aşan alacak kısmı yönünden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takibin iptali, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılamayacağı ve icra emrinin iptaliistemi şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesincedavacı borçlunun şikayetinin kabulü ile davacı borçlu hakkındaki takibin ipotek limiti olan 500.000,00 TL yi aşan miktar yönünden iptaline, takibin ana para, faiz, bsmv ve masraf dahil tüm takip giderleri dahil olmak üzere ipotek limiti olan 500.000,00 TL ile sınırlı tutulmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir....

                Dava işyeri sigortası poliçesi kapsamındaki işyerinde meydana gelen hasar sebebi ile dava dışı sigortalısına ödenen tazminat bedelinin rücuen tahsili talebine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun sulh hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 4/(1-a) hükmü: “Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler” hükmünü içermektedir. Somut olayda;davacı, sigorta şirketi olup davalıdan rücuen tazminat talebinin nedeni, davalı ile davacının sigortalısı arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır....

                  nin davaya konu olaydan ötürü ödeme yapmasının davalı şirketin olaydan dolayı sorumlu bulunduğunu da açıkça ortaya koyduğunu, davacı şirket tarafından ödenen tazminatın davalıdan rücuen tahsili için gönderilen rücu ihtarlarından sonuç alınamaması üzerine davalı aleyhine İstanbul 20.İcra Müdürlüğünün 2015/9869 esas sayılı dosyası ile 66.514,60 TL asıl alacak ve ferilerinin tahsili için ilamsız icra takibi başlatılmış ise de davalının itarız üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin asıl alacak ve ferileri üzerinden devamına, %20.den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu