Bu durumda anılan maddede belirtilen koşulların oluşmaması nedeniyle ipoteğin fekki istemi genel mahkemelerde yargılamayı gerektirmektedir. O halde icra mahkemesince istemin bu sebeple reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile ipoteğin fekkine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklıların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin terkini davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, ticari ilişkinin teminatı olarak tesis edilen ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Davalı, yargılamaya katılmadığı gibi cevap da vermemiştir. Mahkemece, davacıların murisi ile davalı arasında teminat ipoteği bulunduğu, davacıların ticari defter kayıtlarına göre davalıya borcu olmadığı ve ipotek bedelini de bloke etmeyeceğini bildirdiği, teminat ipoteğinin, teminat şartını yerine getirilmeden kaldırılamayacağı, tapudaki sözleşmede fek yetkisinin alacaklıya tanındığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir....
DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ : 06/09/2021 KARAR TARİHİ : 11/03/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 18/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; davalı şirket ile dava dışı ... arasındaki doğmuş ve doğacak cari hesap borçlarının temitanıın teşki letmek üzere müvekkili tarafından maliki bulunduğu ... ili, .... ilçesi, .......
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, imar ipoteğinin fekki istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan, sınırlı bir ayni haktır. Taraflar mevcut ipoteği iradeleriyle tapuda yapacakları işlem sonucu kaldırabilecekleri gibi, bir tarafın terkine rıza göstermemesi hâlinde ipotek bedelinin ödenmesi koşulu ile kaldırılmasını mahkemeden de isteyebilir. 3....
İİK'nun 153/1. maddesi ile; "İpotekle temin edilmiş ve vadesi gelmiş bir alacağın borçlusu icra dairesine müracaatla alacaklısının gaip ve yerleşim yerinin meçhul bulunduğunu veya borcu almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ettiğini beyan ederse, icra dairesi, on beş gün içinde daireye gelerek parayı almasını ve ipoteği çözmesini alacaklıya usulüne göre tebliğ eder. Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelipte kanunen makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde borçlu borcunu icra dairesine tamamiyle yatırırsa icra mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir... " düzenlemesi kabul edilmiştir. Somut olayda; icra daresince düzenlenen muhtıranın ipotek alacaklısı mirasçılarından ...'...
Şti.’nin takipte ipotek veren ya da asıl borçlu sıfatı bulunmadığından, adı geçen şirket hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılması isabetsiz olup şirket yönünden başlatılan takibin resen iptali gerekmektedir. Diğer taraftan; takip dayanağı; 26.09.2017 tarih ve 18730 Yevmiye nolu ipotek akit tablosu incelendiğinde; davalı lehine 300.000 TL bedel mukabilinde, 3. Derecede, akdi faiz ve fekki alacaklı tarafından bildirilinceye kadar müddetle ipotek tesis edilmiş olduğu ve ipoteğin kesin borç ipoteği (karz ipoteği) olduğu anlaşılmıştır. İpotek akit tablosundaki “fekki bildirilinceye kadar süre ile” açıklaması ise muacceliyet koşulu olmayıp, ipoteğin süresiz olarak yapıldığını göstermektedir. Kural olarak alacağın muacceliyetinin, bir ihbarın yapılmasına bağlı olduğu durumlarda, alacaklının hem asıl borçluya hem de borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan ipotekli taşınmaz malikine, muacceliyet ihbarında bulunmadan icra takibi yapması mümkün değildir....
İcra ve İflas Kanununun 153.maddesi uyarınca işlem yapılabilmesi için, ipotekle temin edilmiş ve vadesi gelmiş bir alacağın borçlusunun icra dairesine müracaat etmesi, alacaklısının gaip ve ikametgahının bilinmediğini veya alacağı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ettiğini beyan etmesi, bunun üzerine de icra dairesinin 15 gün içerisinde daireye gelerek parayı alması ve ipoteği çözmesini alacaklıya usulünce tebliğ etmesi gerekir. Şayet alacaklı 15 günlük süre içerisinde daireye gelmez veya gelip de parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ederse, yapılacak iş icra dairesi tarafından dosyanın İcra Mahkemesine gönderilmesidir. İcra Mahkemesi borçlunun ipotek borcunu tam olarak yatırdığını saptarsa, yatırılan paranın alacaklı adına saklanmasına ve ipoteğin kaldırılmasına karar verir. Mahkemenin saptadığının aksine, Yasanın öngördüğü prosedürün işletilmesi durumunda dahi ipoteğin kaldırılmasına karar verecek mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi değil, İcra Mahkemesidir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı karşı davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; resmi senet metni ve T.C.Istanbul Anadolu 21.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/94 Es.2016/364 K.sayılı Kararı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesinin 22/03/2017 tarih, 2017/262,Karar no 2017/211 sayılı kararları nazara alındığında ipoteğin inşaat ve inşaat malzeme masraflarının teminatını teşkil etmek üzere TMK.893.Maddesinde tanımlanan Kanuni teminat ipoteği olduğunu, öncelikle İpoteğin niteliği esas alınarak İpotek bedeli olan 350.000.000,00 ETL nin dava tarihi itibariyle hangi yöntemle güncelleneceği hususunda toplandığını, mahkeme hakiminin 27.03.2017 günlü duruşmanın 4.nolu ara kararında 350.000.000,00 ETL ipoteğin karz ipoteği ve/veya teminat ipoteği olarak ayrı ayrı ele alınıp seçenekli rapor hazırlaması için dosyanın bilirkişiye verilmesine karar verdiğini, bu karara rağmen bilirkişinin seçenekli rapor vermediğini, hükme esas alınan 26.06.2018 tarihli bilirkişi raporuna...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; dava konusu ipoteğin dava dışı şirketin doğmuş ve doğacak borçlarını teminat altına aldığı, davalının kredi alacağından kaynaklanan riskinin bulunduğu, ipoteğin fekki koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Çünkü; imar ipoteği olması halinde, bu ipotek türü yasadan kaynaklandığı için ipoteğin kaldırılması isteğini içeren karşı davada yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılacak, asıl dava için de davalı taraf lehine ipotek güncel bedeli üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilecektir. Yerleşik yargı kararları bu yöndedir. (Örneğin; Yargıtay 14. HD.'nin 2019/5065 E. 2020/4915 K. Sayılı ilamı bu yöndedir.) Asıl davadaki davacı anlatımlarında ipoteğin imar ipoteği olduğu yönünde açıklamalar mevcut ise de, bu husus tapu kaydından ve dosyadaki diğer belgelerden anlaşılamamaktadır. Yine; imar ipoteği olmaması halinde de, nispi harç ikmali ve nispi vekalet ücreti verilmesi bakımından ipoteğin güncel bedelinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle davalılar-karşı davacılar vekilinin istinaf sebebi yerindedir....