Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, davacının intifa bedeli olarak sadece 300.000,00 TL ödediğini, bu tutarın kullanılmayan kısmı için 215.557,00 TL talep edebileceğini bildirerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, intifa hakkının süreden önce sona ermesi sebebiyle kullanılmayan döneme ilişkin bedelin talep edilebilmesi için intifa hakkının terkin edilmesinin ön koşul olduğu, tapu kayıtlarına göre halen davacı adına taşınmaz üzerinde takhidat devam ettiğinden gerekçesiyle erken açılan davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, daha uzun süreli tesis edilen intifa hakkının rekabet kurulu kararı gereğince süresinden önce terkin edildiği iddasına dayalı irtifa hakkının kullanılmayan kısmına ilişkin bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsilini amaçlayan davadır....

    Eldeki davada da intifa hakkının terkini ve kira sözleşmesi şerhinin terkini istemleri aynı davada ileri sürülmüş ve objektif dava birleştirmesi oluşmuştur. Objektif dava birleşmesinde taleplerin değeri toplamı üzerinden görevli mahkeme belirlenir (HUMK.m.3). Bu durumda terkini istenen intifa hakkı değeri ile şerh edilen kira sözleşmesine konu bir yıllık kira bedeli toplamı davanın değerini oluşturur. Davacının terkinini istediği intifa bedeli yıllık 3.000.00 TL olup dava tarihi itibariyle kalan 10 yıllık intifa hakkının terkini istendiğinden 30.000,00 TL intifa hakkının terkini davasının değerinin bir yıllık kira bedeli 6000,00 TL'de kira sözleşmesi şerhinin terkini isteminin bedelini oluşturur. Taleplerin toplam değeri nazara alındığında da görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Mahkemece görev hususu üzerinde durulmadan işin esasına girilerek sonuca gidilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....

      Kanuni intifa hakları hariç (TMK.m.495 vd.)  intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceği kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir. Kaldı ki, bu gibi durumlarda intifa hakkı sahibinin hakkın sürdürülmesini istemesi hakkın kötüye kullanılmasıdır....

      Davacı vekili, dava konusu taşınmaz üzerindeki intifa hakkının borçlu tarafından çıplak mülkiyet sahipleri lehine feragatını içeren 12.9.2007 tarihli tasarrufunda iptalini de talep etmiş; mahkemece, borçlunun taşınmaz üzerindeki intifa hakkının 2007 yılında kaldırıldığı, şahsa sıkı sıkıya bağlı olan (karğır apartman niteliğindeki taşınmazın kullanımına dair) intifa hakkının ise haczinin mümkün olmadığı, haczi mümkün olmayan bir hakla ilgili tasarrufun iptali davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İntifa hakkının devri veya çıplak mülkiyet sahipleri lehine feragat edilmesi halinde anılan tasarrufun iptale tabi olacağı, kaldı ki, dava konusu taşınmazın kargir apartman olmayıp et lokantası olarak kullanılan ve tapuda 423,25 metrekare alanlı dükkan olduğu, keşif sonrası düzenlenen 22.04.2013 tarihli bilirkişi raporundan da taşınmazın ... Et lokantası olarak faaliyet gösteren işyeri olduğu anlaşılmaktadır....

        Davalı vekili, TBK 82. maddesi uyarınca 2 yıllık sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talebinin zamanaşımı süresinin geçtiğini, intifa hakkının davacının kusuru ile sona erdirildiğini, Rekabet Kurulunun 2002/2 dikey anlaşmalara ilişkin grup muafiyetine ilişkin tebliğe göre intifa hakkının sözleşme tarihinden 5 yıl sonrası olan 29.05.2012'de terkin edildiğini, ayrıca protokolün 6. maddesinde de davacıya intifa hakkının terkini halinde herhangi bir ek ödeme yapılmayacağına anlaşıldığını belirterek davanın reddini istemiştir....

          Davalılar ortaklığın giderilmesi davası sonucunda taşınmazın satışına karar verildiğini, intifa hakkı tesis edildikten 9 yıl sonra açılan terkin davasının iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığını, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, ortaklığın giderilmesi davası sırasında davacılara taşınmazdaki projeye aykırılıkların giderilmesi ve aynen taksime olanak sağlayacak şekilde tadilat yapılması için süre verilmesine ilişkin ara kararının gereğinin yerine getirilmediği, davanın intifa hakkının tesisinden 8 yıl sonra açıldığı, davacıların annelerinin de tapuda yasal intifa hakkı bulunduğu, bu intifa hakkının da diğer intifa hakkı ile aynı sonuçları doğuracağı belirtildikten sonra davalıların davacılara zarar vermek kastı ile intifa hakkı tesis ettiklerinin de kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacılar temyiz etmişlerdir. Dava, intifa hakkının terkini isteğine ilişkindir....

            sınırlamaların müvekkili ile davacı arasında akdedilen 02.06.2007 tarihli sözleşme için de geçerli olacağından tapuda müvekkili lehine kurulan intifa hakkının süresi 24.02.2012 tarihli işlem ile kısaltıldığını, ancak belirtildiği gibi tarafların akdettiği 02.06.2007 tarihli sözleşmede söz konusu intifa hakkının 15 yıllık süre ile sınırlandırıldığını, müvekkil tarafından ödenen intifa bedelinin de 15 yıllık olarak belirlendiğini, dolayısıyla ...bakımından geriye kalan 10 yıllık intifa bedeli ve ayrıca kalıcı teknik yatırım bedeli sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini, zira müvekkilinin 02.06.2007 tarihinde yapılan sözleşmede belirlenen 15 yıllık intifa hakkı bedeli olarak davacıya ödemede bulunduğunu ve nitekim akaryakıt ilişkisinin 15 yıl süreceğine güvenerek söz konusu akaryakıt istasyonunda kalıcı teknik yatırımlar yaptığını, bahsedilen sebepsiz zenginleşme oluşturan bu bedellerin iadesi bakımından müvekkili tarafından ...aleyhine İstanbul ....Asliye Ticaret Mahkemesi ...E.sayılı sebepsiz...

              Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı taşınmaz malikine yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini öne sürerek hakimden sözleşmeye müdahale etmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir. Kaldı ki, bu durumun ortaya çıkması halinde intifa hakkı sahibinin hakkı kullanmaya devam etmekte ısrar etmesi, o hakkın kötüye kullanılması anlamına gelir. Her ne kadar, intifa hakkının sona erme sebeplerini sayan Türk Medeni Kanununun 796 vd maddelerinde eşyaya bağlı irtifak haklarında olduğu gibi, şahsi bir irtifak hakkı olan intifa hakkının sona erdirilmesini malikin talep edebileceğine ilişkin (TMK m.785) bir hüküm yoksa da, burada Türk Medeni Kanununun 785.maddesinin kıyasen uygulanacağı doktrinde ve Dairemiz uygulamasında kabul edilmektedir....

                . - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesi ek protokol ve intifa hakkı tesisine yönelik sözleşme kapsamında müvekkilinin edimlerini ifa ettiğini, adına kayıtlı taşınmaz üzerinde davalı yararına 30.000 TL bedel karşılığında on iki yıl süreyle intifa hakkı da tesis olunmasına rağmen davalının edimlerini ifa etmediğini ihtarname tebliğine rağmen sonuç alınamaması üzerine keşide olunan ikinci ihtarnameyle bayilik sözleşmesi ve buna bağlı tüm sözleşmelerin feshedildiğini, bu bağlamda intifa hakkının da terkinine karar verilmesi gerektiğini belirterek taraflar arasında akdolunan bayilik ve intifa hakkı tesisine dair sözleşmenin feshine ve taşınmaz üzerindeki intifa hakkının tapu sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Belediye Encümen kararı ile 99 yıllığına Anadolu İmam Hatip Lisesi Derneği lehine intifa hakkı tesisine karar verildiğini, intifa hakkının tapuda tescil edildiğini belirterek... ilçesi, 3185 ada 8 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki davalı Dernek adına hukuka aykırı, yolsuz ve yok hükmünde olan intifa hakkı tescilinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; intifa hakkı süresinin dolmadığını, lehine irtifak hakkı tesis edilen derneğin tüzel kişiliğinin devam ettiğini, tapu siciline kaydedilmiş ayni hakkın idari işlemle kaldırılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. III....

                    UYAP Entegrasyonu